Babamla Geçen Zaman

 

BABAMLA GEÇEN ZAMAN

Uzun zaman sonra arkadaşlarının ısrarı ile yemeğe çıkmıştı. Babasının ölümünden sonra ilk defa bu kadar kalabalığa karışmıştı. İlk başlarda her şey iyi gitse de ilerleyen dakikalarda hareketli müziklerin başlamasıyla yüreğinde bir ağırlık hisseti ve nefes almakta zorlandı. Sadece kendini o ortamdan dışarı atmak istiyordu. Hızlıca kendini dışarı attı. Denize doğru yürümeye başladı. Hava soğuktu, elleri üşümesin diye montunun cebine sokarak yürümeye devam etti. Normalde Ebru’nun soğukla hiç arası yoktu. Ama bu soğuk ona iyi gelmişti. Yürüdükçe yüzüne vuran rüzgâr sanki bütün düşüncelerini de beraberinde götürüyor gibiydi. Yürümeye devam etti ve denize geldiğinde bir bankın yanında durarak izlemeye koyuldu.  Dalgalar geliyor, kayalıklara vurup geri gidiyordu. Bu ses ona iyi gelmişti. Biraz daha rahat nefes alabiliyordu. Babasının da sevdiği bir sahildi burası. Hep birlikte yürümeye gelirlerdi. Çekirdek alırlar, uzun uzun muhabbetler eşliğinde vakit geçirirlerdi. Ne kıymetli zamanlardı. Anne ve babası Ebru sekiz yaşındayken ayrılmışlardı. Babasıyla çok fazla vakit geçirememişti. Şimdi genç bir kadın olan Ebru, babasıyla bir araya geldiği zamanlarda tadını çıkartmak istiyordu. Uyumayı çok sevse de babası erkenci kuştu. Yedide kahvaltısını yapardı. Ebru da bir gün babamı kaybedebilirim ama şuan bir aradayız neşesiyle kahvaltıyı hazırlardı. 

Yoldan Keyif Almak

 


Yoldan Keyif Almak

YOLDAN KEYİF ALMAK

Sabah güneş ışığının odasına girmesiyle gözlerini açtı Serap. Olduğu yerde gülümseyerek gerindi ve hemen doğrulup yatağından kalktı. Bugün diyete başlamasının üzerinden tam bir hafta geçmişti. Tartılacağı için heyecandan gece boyu gözüne uyku girmemişti. Diyetisyenin verdiği listeyi harfiyen uygulamıştı. Hatta birkaç defa da yürüyüşe çıkmıştı. Gelinliğinin içinde nasıl da güzel görünecekti... 

İlişkilerin de Kıvamı Var Mıdır?

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

İLİŞKİLERİN DE KIVAMI VAR MIDIR?

Gözlerini açtığında havanın soğuk olduğunu camın buğulanmasından anlamıştı Ezgi. Yeni bir gün ve yeni bir yolculuk demekti bu onun için. Telefonuna baktığında “yine mi?” dedi. Dün geç saatte gelen mesajı gördü, mesaj iş yerindeki Ayça’dan gelmişti. Ezgi küçük bir otelde çalışıyordu, mesajda da dolaplardan birinin arıza verdiğini ve otel müşterilerine kahvaltıda verilecek olan peynirlerin bozulduğu yazıyordu. Ezgi, bu duruma alışmıştı. Her problemde çözüm için başvurulan ilk adres kendisiydi. Durumu hızlıca organize eder ve çözüm üretirdi. Mutfak sorumlusu olmadığı halde bu soruna da mesajla geçici olarak bir çözüm üretmişti. Bu durum sadece mutfak için geçerli değildi.  Diğer bölümlerde de çoktan benzer durumlar yaşanmaya başlamıştı. Çünkü diğer insanlar Ezginin çözüm üretmesine hızlıca alışmışlardı. 

Kardeşin Zulme Uğradığında Ne Yapabilirsin?

 

Kardeşin Zulme Uğradığında Ne Yapabilirsin?



Kardeşin Zulme Uğradığında Ne Yapabilirsin?

Gece birden gözü açılıverdi. Gözü saate takıldı. Saat 03.00’ı gösteriyordu. Aklında hiç tanımadığı insanların ne durumda olduğu ve yüreğindeki acıları vardı. Göğsü daralıyordu. İçi daraldığında hep yürüyüşe çıkardı. Uzun uzun düşünürdü yürürken. Ama saat gecenin üçüydü. Şimdi çıkamazdı. Mutfağa gitti, birkaç yudum su içti. İçtiği su bile kendisini boğacakmış gibi hissetti. Ne oluyordu böyle? Ne yediği yemekten, ne uykudan, ne de yaptıklarından bir tat alabiliyordu. Dokunsalar ağlayacak gibiydi. Eli mutfak tezgâhında duran telefonuna gitti. Telefonu alıp almamakta tereddüt etti. Çünkü son zamanlarda sosyal ağlarda gördüğü her görüntü ona çok ama çok ağır geliyordu.

İnsana Kalan Nedir?

 

İnsana Kalan Nedir?

İnsana Kalan Nedir?

Küçücük evinin bahçesinde tek ayağı toprağa değerken ne kadar da keyifliydi Ece. Bir yandan topraklanarak günün yorgunluğunu atıyor bir yandan da toprağı hissedebilmenin tadını çıkartıyordu. Bu bahçede ömrü geçmesine rağmen son zamanları hariç bahçenin keyfini pek sürebildiği söylenemezdi. Ama geçirdiği kazadan sonra hayata bakış açısı ne kadar da değişmişti.

Zamanında sahip olduklarının kıymetini onları kaybedince anlamıştı…

The Exam is Over. And Now?

 

Exam is over

The Exam is Over. And Now?

Our examination process starts right after we learn to read and write. First a good secondary school, then high school and finally the university, which will be the school of the profession we intend to have in the future... We gradually get used to this process. First we push ourselves for the middle school exams. Then come the high school exams. The most difficult one must be the university entrance exam. Anxiety starts even before the last year of high school. We start school early by cutting summer holidays. The next year is like athletes running to the target... The whole agenda is now the exam. Chatting with friends for hours, enjoying a film to the fullest or going somewhere with the people at home are things that will rarely happen. Even having a coffee with your favorite friends is now very difficult. Now the closest person is the math teacher and the favorite activity is the meal after a good exam. Occasionally bored, overwhelmed, wondering how it will be this year, whether it should be left for next year... 

How Is That Not a Goal Again?

 

Goal

How Is That Not a Goal Again?

The excitement she felt made her look 5 years younger. She felt more enthusiastic, alive, and stronger than ever before. "A person can achieve anything if he wants," she thought. Her steps accelerated with the energy fed by her dreams. She was advancing through the crowd coming towards her. The smile on her face was the kind that said "Everything will be different from now on"...

Nedir İnsanın Özlem Duyduğu?

 

Nedir insanın özlem duyduğu?

Nedir İnsanın Özlem Duyduğu?

Songül ikindi rüzgârını çok severdi. Bu seneki yaz sıcağından sonra şu esinti içini ferahlatmıştı. Sabah amcasıyla bağdan bir sepet üzüm kesip eve getirmişti. Köye artık güz havası gelmişti. Bir tabak üzüm yıkayıp tepsiye koydu ve balkonda oturan annesine ikram etti. Bu saatler annesinin meyve yeme zamanıydı.

Annesi Songül’ün elindeki salkıma bakarak gülümsedi. Annesinin gülümsediğini görünce Songül merak etti; “Hayrola anne neden güldün? Bilmeden bir şey mi yaptım?” dedi. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim Bu hayatta her insan mutlu ve başarılı olmak ister…  Bunun için, Sevdiği insan...