GÜZELİ GÖREBİLMEK

 


GÜZELİ GÖREBİLMEK

Gece yağan yağmurun ardından gün doğmuştu. Maviliğin içine serpiştirilmiş gibi görünen son bulutlar da hafif bir esintiyle birlikte başka diyarlara doğru yol aldılar.

Bugünün ilk ışıklarıyla birlikte  Halit de güne başlamıştı.

Halit, ilkokuldan sonra okuyamamıştı, bu nedenle ayakkabı boyacılığı yaparak ekmek parasını kazanmaya çalışıyordu. Ayakkabı boyacılığı yapan bilirdi. O boya, tırnakların ve ellerin çatlaklarından girerse çıkmazdı ve eller simsiyah olurdu. Halit’in de ellerinin çatlakları ve tırnakları siyahtı ama ekmek parasını çıkarabilmek için buna katlanması gerekiyordu. Her gece okul, kitap, defter rüyalarına giriyordu, okula gitmeyi çok istiyordu. Ve  3 sene hayat mücadelesinin ardından Halit’in okula gidebilmesi için bir imkan doğdu. Okulla birlikte bir yandan ayakkabı boyacılığına devam edecek bir yandan da okulun kantininde çalışarak harçlığını çıkarmaya çalışacaktı.

Ve sonunda beklediği gün gelmişti. Okulun ilk günü Halit çok heyecanlıydı. Yaşıtlarından hem yaşça hem de boy olarak büyük olduğu için onu en arka sıraya oturtmuşlardı. Halit, pürdikkat öğretmeninin gelmesini bekliyordu.

İlk ders matematik dersiydi, öğretmen sınıfa gelmişti ama öyle bir gelmişti ki sormayın gitsin.

“Çıkarın bakalım mendilleri, ellerinizi kontrol edeceğim.”

Sırayla herkesin elini kontrol ettikten sonra sıra Halit'e gelmişti. Matematik öğretmeni, Halit’in eline doğru bakmış ve suratı asılmıştı.

“Bu ne biçim el böyle!” diyerek kulağından tutup sınıfın huzuruna getirmiş ve Halit'in elini yukarı doğru kaldırıp sınıfa dönerek  “Bakar mısınız bu arkadaşınızın eline? Hiç hayatında eline su değmiş mi?” demişti.

Halit, hiç böyle bir şey beklemiyordu. Yer yarılmıştı da sanki o yerin içerisine girmişti. Ama Matematik öğretmeninin siniri geçmemişti. “Geç  tahtaya,  yap bakalım şu problemi!” diye bağırmıştı.

Halit’in, problemi çözebilecek bilgisi vardı ama heyecandan sayıyı bile yazamamıştı.

Matematik öğretmeni daha da sinirlenip, “Otur yerine, sadece boy büyütmüşsün. Bu gidişle evladım, sen adam olmazsın. Bak koyunlar, kuzular çoban bekliyor, git vaktin varken iş bul.” diye söylenmişti.

Hayali okumak olan Halit’in canı çok yanıyordu. Sessizce en arkadaki sırasına oturdu. O uzun boylu Halit sıranın içine gömülmüş, küçücük kalmıştı.

Ders devam ediyordu ama o artık derste değildi. Eline doğru bakıyordu.

Ellerinde boya vardı ama elleri kirli değildi. Her zaman iş bitimi güzelce yıkardı ellerini, ama öğretmeni bunu fark edememişti.

Bir ders sonra, Türkçe öğretmeni geldi. 

“Evlatlarım, yavrularım...” öyle bir giriş yaptı ki sınıfa... Sanki Halit için gelmiş gibiydi.

“Çocuklar, size bir önerim var. Akşam eve gidince alın elinize kalemi, yaşadığınız ibretlik olayları yazın. Böylece kafanızdaki kötü düşünceleri atar, güzel düşünceler gelir, rahatlarsınız.” demişti.

Halit, o gün eve gider gitmez eline kalem alıp, ağlaya ağlaya yaşadığı olayı yazmıştı. Bir hafta sonra Türkçe öğretmeni, müjdeli bir haber verdi. “Çocuklar, valilik yarışma yapacak. İçinizde ilginç anıları olan varsa gönderelim. Birinci olana para ödülü verecekler.” dedi.

Halit’in, pantolonu yamalı, ayakkabısı yırtıktı. Bir ayakkabısı, pantolonu olmasını çok istiyordu. Türkçe öğretmenine bu yazdığı yazıyı verdi.

Öğretmen yazıyı okurken gözünden yaşlar süzülmüştü.

“Bunları sen mi yaşadın?” dedi. Halit utanmış ve başını sallayabilmişti sadece.

“Edebiyatta bir söz vardır. Gözyaşıyla yazılan yazılar, gözyaşıyla okunur. Bu yazıyı öyle yazmışsın ki okurken beni de ağlattın.” demişti öğretmeni.

Sonunda yazı, yarışmaya gönderildi ve yarışmayı Halit kazandı. Kazandığı para, ayakkabıya yetmişti. Halit çok mutluydu. Bir hafta sonra ise Türkçe öğretmeni ona pantolon hediye etmiş, dünyalar onun olmuştu.

Hocasını sevdiğinden dolayı edebiyatı sevmişti Halit.

Yıllar yıllar sonra onun yolundan gitti ve çok okunan bir yazar oldu.

Bazen görüneni görüp karar veririz.

Bu evlilik bu adamla ya da bu kadınla yürümez deyip yolları ayırırız.

Ya da bu yaştan sonra benden olmaz deyip yanılırız.  

Güzel görmek neydi?

Isıya maruz kaldığı için zamanla kararan bakır tencerenin kalaylanmaya ihtiyacı olduğunu gören gözdür güzel gören göz...

Bazen bir çocuğun, yaşlının ya da komşusunun ilgiye ihtiyacı olduğunu görüp o ihtiyacını giderebilmesidir güzel gören göz.

Ya da hayatımızdaki insanların detayda farklılıklarını problem olarak değil, zenginlik olarak görüp bunu avantaja çevirebilmektir, güzel gören göz...

Ya da bir hastalığın dezavantajları yanında aynı zamanda  onu güçlendirdiğini de görebilmesi, daha önce fark edemediği küçük büyük şeyleri fark edebilmesidir, güzel gören göz...

Peki o güzeli nasıl görebiliriz?

İşe yaramıyor diye bir kenara atılan tahta parçasından neler çıkarılabileceğini düşünerek belki...

Doğadaki bir fil ailesinin susuzluğa, açlığa, yorgunluğa rağmen hedefine giden yolda pes etmemesinden ders çıkararak...

Ya da avantaj olarak gördüğümüz şeylerin bir dezavantajı olduğu gibi, dezavantaj  olarak gördüğümüz şeylerin de bir avantajı olduğunu fark ederek...

Kısacası, o boyalı elin arkasındakini yani görünenin arkasındakini görerek...

Elimizdekilerin farkına varıp değerlendirebilmek ve güzeli görüp güzelleştirebilmek dileğiyle...


***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

 

5 yorum:

  1. Güzel görmek neydi?😊

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten dokunaklı bir yazı olmuş. İnsanı geçmişine çocukluk öykülerine götürüyor. Kaleminize sağlık 👏👏

    YanıtlaSil
  3. Mutlu Ökegil24 Mart, 2025 23:19

    Hayatta ancak kişileri, durumları ve olayları doğru kalibre eden, adaletli algılayabilir.
    Derinlik algısı da insanın derin su olmasıyla olur.
    Halit gibi gözlerimizi dolduran ve göz dolduran bir yazı olmuş.
    Ellerinize sağlık hocam 🌹🙏🏼

    YanıtlaSil
  4. güzel görebilmek, özellikle şimdi herkes her şeyle ilgili şikayet halindeyken ne kadar da önemli... kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Gülbin Avcı27 Mart, 2025 07:22

    Emeğinize sağlık🌸 Fark edilmeyeni fark edip, güzel görebilmek ümidiyle🌷

    YanıtlaSil