MUTLU BİR KENDİ OLMALI İNSANIN


MUTLU BİR KENDİ OLMALI İNSANIN

Her gecenin bir aydınlığı vardır. Yeni bir gün başlıyordu. Güneş ışıkları odanın içine süzülürken, dışarıdan gelen araba sesleri de çoğalmaya başlamıştı. Cemre zorlanarak gözlerini açtı. 

“Yine sabah olmuş, of ne çabuk oldu yaa! Size de günaydın arabalar. Sizin yüzünüzden rahatça uyayamıyorum. Nerden buldular bu evi, tam caddenin kenarı!” 

Hani yaz dizilerinde mahalle hayatı süren, güzel ve neşeli kızlar olur ya. Böyle cıvıl cıvıl uyanırlar. Gittiği ortamların neşeli insanı, tatlandırıcısı onlardır… Hah işte onlar ne kadar mutluysa Cemre onların tam tersiydi… 


Cemre mahallesinin en güzel kızlarından bir tanesiydiPeşinde de koşan çok delikanlı vardı. Ama her seferinde ilişkileri mutsuzlukla biterdi. Cemre’nin çok fazla arkadaşı da yoktu… Bir iki tane arada sırada görüştüğü arkadaşları hariç…

Aslında bu güzelliğe nasıl bu kadar yalnız olabilir diye komşuları da aralarında konuşurlardı… Bir türlü anlam veremiyorlar… Çünkü yakından tanımıyorlar. Çok yakından…Cemre güzelliğiyle dikkat çeken birisi ama ondan daha önemli bir şey var ki… Asıl mesele o…


Cemre güne mutsuz uyanıyor, mutsuz devam ediyor, mutsuz uyuyor… Cemre hiç mutlu değildi. Eski nişanlısı, “Artık senin yüzünü güldürmeye çalışmaktan yoruldum, hep boşa kürek çekiyorum. Çünkü o yüzün hiç gülmüyor Cemre. Senin için çok büyük bir doğum günü partisi organize ediyorum ama sen mekanı beğenmiyorsun. Senin için aylarca doğum günü hediyesi düşünüyorum, zar zor karar veriyorum ama sen burun kıvırıyorsun. Yarın evlendiğimizde her eve geldiğimde mutsuz bir insanla karşılaşmak istemiyorum. Hoşça kal Cemre.” demişti…




Peki insanı bu kadar mutsuz eden ne olabilirdi?

Cemre de kendisinin bu halinden sıkılıyordu. Bu yüzden insanlar onu mutlu etsin istiyordu. Çok masumane… Ancak onu bu çıkmaza sürükleyen de bu isteğiydi zaten…


İnsanı mutsuz eden şey beklentidir… 

Hava güzel olsun…

Sınav soruları kolay olsun…

Trafik sesi olmasın… 


Çevremde mükemmel insanlar olsun…

Patronum çok iyi olsun…

Herkes beni arayıp hal hatır sorsun… 

Bu liste uzar gider

İnsanın dış dünyadan beklentisi ne kadar çoksa o kadar mutsuz olur. Çünkü o beklenti karşılansa da zaten beklediği bir şey olduğu için yine mutlu olamaz..


Yani Cemre’nin mutsuzluk hastalığının şifası kendi ellerindeydiPeki nasıl? 

Önce kendisi dışındaki insanlardan ve her şeyden beklentisini düşürerek. Peki bu hemen olabilen bir şey miydi? İnsanın dışarıdan beklentisini düşürmenin yöntemi ise kendisinden olan beklentisini arttırmaktan geçer. 




Ben kendimi nasıl mutlu edebilirim? 

Ben yüzümün gülmesini beklemek yerine nasıl yüz güldüren olabilirim? 

Başkalarının bana iyi olmasını beklemek yerine ben nasıl iyi bir kendim olabilirim? 


Çünkü insan kendisinin lehine olmadığında başka kimse onun lehine olamıyordu...Mutlu bir insanı mutlu etmek çok kolay. Kolan olan birini de mutlu etmek için herkes sıraya girer. Çünkü onu ufacık bir papatya da mutlu eder, sabah güne gözünü açabilmiş olmak da mutlu eder...

Mutlu bir insana dönüşmek, mutlu bir kendime dönüşmek ümidiyle...




***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder