HAYATI ZORLAŞTIRAN BEKLENTİLERİMİZ
Füsun gerçekten kendini çok yorgun hissediyordu. Yetişemediği bir hayatı vardı. Hep yarım kalan, hep eksikleri olan bir hayatı… “Oysa annem biraz çocuklarıma destek olsa bu kadar zor olmazdı hayat benim için” diye düşünüyordu. “Kayınvalidem de iki kap yemek yapıp bıraksa her gün ne vardı sanki...” Ama ikisi de yaşlandıklarını bahane edip kaçıyorlardı işlerden. Zeynep ablaya ise istediği parayı vermeye hazırdı. Yeter ki her gün eve düzenli gelsin, temizliği düzgün yapsın. Ama onda da her gün başka bir bahane. Peki yöneticisi Kenan Bey’ e ne demeliydi? İki küçük çocuğu olduğunu biliyordu. Bunu bile bile neden mesailere kalmasını istiyordu ki. Bunun altında art niyetten başka bir şey olamazdı. Ah hele ofis arkadaşı Nazan... Ondaki bencilliği en baştan hissetmişti Füsun. Ne kadar yoğun çalıştığını görüyordu, aylık raporları hep o yapsa ne olurdu ki sanki? Eşine ise diyecek bir şey bulamıyordu. En çok da o yardım etmeli değil miydi? Ama o da hep işlerinin yoğunluğundan, uzun mesailerden bahsedip duruyordu. Hani hayat müşterekti?
“Ooof off” diye iç çekti. Çok mu şey bekliyordu sanki? Ne
vardı ki bu isteklerinde… Herkesten yapabileceği şeyleri, hatta yapması
gerekenleri bekliyordu aslında. Bu insanlar ne garipti. En yakınındakiler bile
halinden anlamayacaksa, ne anlamı vardı hayattaki ilişkilerin…
Beklediği biraz anlayış, biraz da destekti. “Bu dünyada
herkes kendi derdinde. Kimse kimsenin halinden anlamıyor, annen bile olsa” diye
düşündü Füsun.
Ne çok şey bekliyordu Füsun bu hayattan…
- Annem çocuklarıma baksın.
- Kaynanam yemeklerimi yapsın.
- Temizliğe gelen kadın aynı gün hem temizlik hem ütü hem de yemekleri yapsın.
- İş yerinde amirim çocuklarım olduğunu biliyor. Bana mesai yazmasın.
- Aylık raporları ofis arkadaşım yazsın.
- Eşim yükümün yarısını alsın.
- Trafikte hep yeşil ışık yansın.
Ama bu beklentilerinin
hangisi gerçekleşmişti. Tabi ki hiçbiri. Hayat böyle gitmiyordu işte.
Başkasının senin için yaptıklarıyla götüremiyordun işleri.
Birilerinin bir şeyler yapmasını bekledikçe daha çok
geriliyor, daha çok yoruluyordu insan. Çünkü işler ya istediği gibi olmuyor ya da
beklediği zamanda yapılmıyordu. Bu şartlar altında yapılanların bir kıymeti de
kalmıyordu doğal olarak. Karşılıklı yorgun ve mutsuz
hayatlar yaşanıyordu…
O Zaman Ne Yapmalıydı?
Bir kere en baştan şunu fark etmek ve sonrada kabul etmek gerekiyordu; Sahip olduğumuz çocuklar, evimiz, işimiz bunların hepsi insanın kendi sorumluluğundaydı. O halde başkasından bir şeyler yapmasını beklemek yerine insanın “kendim neler yapabilirim?” diye düşünmesi, kendi sebeplerine, bedellerine konsantre olması lazımdı.
- Çocuklarımı yetiştirme sürecini kolaylaştıracak nasıl pratik çözümler üretebilirim?
- Evimin düzeni ve temizliği için ben neler yapabilirim?
- İş yerinde daha verimli çalışabilmek için nelere dikkat etmeliyim?
- Arkadaşlarımla ve ailemle ilişkilerimi iyileştirmek için neleri yapabilirim, neleri yapmamalıyım?
- Daha başarılı ve daha mutlu olabilmek için kendimde değiştirmem, düzeltmem gereken yönlerim neler?
Hayatta mutlu olabilmenin yolu insanın kendi yapıp
ettiklerine bakmasından ve onları değiştirmesinden geçer… Soruları kendisine
sormasından, çözümleri de kendisinin üretmesinden...
Bunları düşündükçe
Füsun’un iç sesi de değişmeye başlamıştı…
İşte şimdi hayatın kontrolü elimizde oluyor. Beklentimizi
kendimize yöneltmeye, yapabileceklerimize odaklanıp, değiştiremeyeceklerimizden
vazgeçmeye başlıyoruz. Hayattan beklentimiz, çevremizdeki insanlardan
isteklerimiz daha makul oldukça, mutsuzluğumuz azalıyor, tatminimiz artıyor…
Bu hayat bizim, kendimizin. Bu hayatı yaşayan kendimiziz. Bu
hayatın kontrolünü de ancak biz kendimiz için bir şeyler yaparak ele
alabiliriz. Başkalarının bizim için bir şeyler yapmasını bekleyerek ne kadar kendi
hayatımızı yaşayabiliriz ki? Bu hayatta bir yerlere varabilmek için hep
birilerinin keyfini, eşref saatini, anlayışını, desteğini mi bekleyeceğiz? Ama
hayat bir şekilde bizi beklemeden akıp gidiyor işte… Biz de o hayatın içinde ya
başkalarının bizim için doğru şeyleri doğru zamanda yapmasını bekleriz, ya da
kendimiz dümene geçeriz…
Peki insanın daha mutlu ve daha başarılı bir yaşantı
sürebilmesi için beklentisini doğru yere yerleştirebilmesinin yönetimi nedir?
***
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***
Bir insanın başkalarından bir şeyler bekleyip de mutlu olması kesinlikle imkansız... Bulduğuyla umduğu birbiriyle örtüşüyor çünkü
YanıtlaSilEvet insanın kendi işini kendi yapması ne kadar kıymetli, çok teşekkür ederiz👏
YanıtlaSilBeklentisi kendinden olan mutluluğa daha çok yakınlaşıyor sanki, hayat şikayet edebileceğimiz bir yer değil…
YanıtlaSilZaten ne kadar beklentiye girersek o kadar da o kişiden onu göremiyoruz ki :))
YanıtlaSilZaten bir başkasından beklediğimiz şeyde olmuyor ki :))
YanıtlaSilTam ihtiyacım olduğunda bu yazı karşıma çıktı. Beklentiyi doğru yere yerleştirmek ne kadar da doğru. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilSoru stili...
YanıtlaSilMutluluk ve soru ilişkisi...
Dışarıdakilerden beklemek biraz da bencillik değil midir? Hep benim işim görülsün…👀
YanıtlaSilBeklenti yönetimi ne güzel ifade edilmiş.
YanıtlaSilBunu başarabilse insan keşke...
YanıtlaSilBekledikçe insan mutsuzlaşır... Mutsuzlaştıkça şikayet eder... Bu böyle bir döngüdür
YanıtlaSilNe güzel anlatılmış 🌸 Emeğinize sağlık 💐
YanıtlaSilKendinden beklemek kadar kıymetli bir şey yok, insanın kafası rahatlıyor.. Emeğinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilDümene geçme zamanı :))
YanıtlaSilİnsan bu hayatta sadece kimden beklemelidir ki? Ve insanın mutluluğu Beklenti ile doğru orantılıdır. O zaman benim beklentim kimden olmalı?
YanıtlaSilBaşkasından beklenti hayal kırıklığı
YanıtlaSilHayat bizim keyfimizin amelesi değil..herşey sebep sonuç ilişkisi üzerine kurulu...
YanıtlaSilDoğru soruları sormak çözüme giden yolda çok önem taşıyor, teşekkür ederiz🌺
YanıtlaSilÇok güzel yazı olmuş
YanıtlaSilNe demişler, bekleme mutlu ol :)
YanıtlaSilEmeğinize kaleminize sağlık 💐
Ne mutlu hayattan tat alabilenlere. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilNe de güzel anlatılmış. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilmutluluğun sırrı bulunmuş :))
YanıtlaSilHayatı yaşadığını hissedebilmesi için insanın kendi bedellerine konsantre olabilmesi ne güzel
YanıtlaSiliş başa düşünce o kadar çok şey öğreniyor ki, geriye dönüp bir bakmışsın geçmişi tebessümle anmışsın. güzel anlatılmış...
YanıtlaSilkabullenebilsek..herşey bizden geçer..
YanıtlaSilEmeğinize sağlık 😊🌸 Güncel yaşanan problemlere ışık tutan bir yazı olmuş.
YanıtlaSilNereye kadar başkalarından bir şey beklemek kendi işinin amelesi olmalı insan...
YanıtlaSilİnsanın beklentisinin sadece kendinden olması inanılmaz büyük bir konfor ✨
YanıtlaSilBeklentisi dış dünyadan olan insan herzaman mutsuz olcak ve hayal kırıklığı yaşayacaktır.İnsan sebepleri ve bedelleri noktasında kendi çabasıyla çözüme kavuşacaktır bu hayatın yasasıdır.
YanıtlaSilİnsan kendi hayatının yaşantısına konsantre olduğunda beklentisi olmamakla birlikte gelişmeye üretmeye başlar şikayeti azalır daha mutlu yaşar
YanıtlaSilBizi bu hayata getirenden beklemek en makulu sanki..
YanıtlaSilBeklenti içinde olmak insanı mutsuzlaştiriyor iş kişinin aynasıdır
YanıtlaSilNe kadar az beklenti O kadar çok mutluluk emegininize sağlık
YanıtlaSilBeklentiye girersen mutsuz olursun ... Beklentiye girme gelirse sürpriz olsun.
YanıtlaSilHayatımızın dumenine başkalarını oturtunca şikayet hakkımız da olmamaliydi aslında. Demek ki bu işte bir terslik var.
YanıtlaSilMutlu olmak için insanın beklemiyor olmasını biliyor olması nasıl büyük bir konfor
YanıtlaSilElinize emeğinize sağlık..
YanıtlaSilYazınız sıcağının ortasında içilen soğuk su gibi ferahlattı. Ne kadar yanlış yerlere bakıyoruz, yanlış yerlerden bekliyoruz... Emeği geçenlere teşekkürler
YanıtlaSilEmeğinize sağlık güzel olmuş
YanıtlaSil