İNSANI DENEYİMLEMEK

 

 


İNSANI DENEYİMLEMEK

Hayatta pek çok şey için “deneyimleme” kavramını duymuşuzdur ya da kullanmışızdır. Peki insanı deneyimlemek?

Kaç yıllık eşimizden deneyim çıkarabildik mi? Yoksa sadece yaşanmışlık olarak mı hayatımızda kaldı?

Bunu her ilişkimiz için düşünebiliriz;

Eşimiz,

Çocuğumuz,

İş arkadaşlarımız,

Anne ve babamız,

Yakın arkadaşlarımız,

Akrabalarımız…

İnsanlar çoğunlukla birlikte yaşadıkları insanlarla farklılıklarının olduklarını görürler. Ancak neyin neyden kaynaklandığını anlamlandıramayız. Bu olumlu olarak da olumsuz olarak da düşünülebilir. Mesela eşimizin hoşuna giden durumlar vardır. hoşuna gitmeyen durumlar vardır bunları biliriz. Ama bu durumlarda ortak sebebi düşünmeyiz. Ne oldu da onun hoşuna gitti, ne olmadı da onun hoşuna gitmedi? Bunu diğer tüm ilişkilerimizde de düşünebiliriz. Mesela bir patronun yapılan işle ilgili bazen güzel geribildirim verirken bazen de tam zıttı olur. İşte tüm bunlarda ortak bir sebep sonuç ilişkisi vardır ama ne olduğunu hiç düşünüyor muyuz?

Etrafımızdaki insanları gerçekten tanıyor muyuz?


Hoşuna giden durumlarda herhangi bir sorun olmadığını düşündüğümüzden pek sorgulamayız ya da yorum yapmayız. Çünkü insan doğası gereği genelde bir problem yokken sebepleri pek irdelemez ya da çözümü de irdelemez. Ne zaman ki bir problem yaşar o zaman çözümle ilgili ya da süreçle ilgili düşünmeye başlar. O yüzden iletişimimizde her şey yolundayken neden iyi olduğunu düşünmeyip bir sorun yaşadığımızda neden başımıza geldiğini anlamaya çalışırız. Aslında insan başarılı olduğunda da başarılı olmadığında da sebebini bulmalıdır.

Öncelikle deneyim ve yaşanmışlığın farkını bilmeliyiz...

Deneyimlerimiz çok kıymetlidir çünkü doğrularımızı devam ettirecek ya da yanlışları yapmayı sürdürmemize engel olacak bir bilgi birikimidir.

İnsanlar bir olay yaşar ve sebep sonuç ilişkisi kurmazsa bu yaşanmışlık olarak kalır. Nerede doğru, nerede yanlış yaptığının muhasebesini yapıp ders çıkardığında da bunu deneyime dönüştürür. Deneyimlerimiz yaşadıklarımızı kıymetli kılar.

İlişki halinde olduğumuz insanları ne kadar deneyimleyebildik?

Hiç bu açıdan bakmış mıydık?


O halde beraber bir uygulama yapalım ve ilişkide olduğumuz insanlardan elde ettiğimiz deneyimlerimizi arttıralım.

1) Aldığımız olumlu geri bildirimleri düşünelim, her bu olumlu geri bildirimi aldığımızda sebeplerde ortak olan davranış kalıpları olması lazım. Bu bir söz olabilir, yapılan bir şey olabilir, yaptığımız bir davranışta kullandığımız bir tarz olabilir. Ortak hangi sebepleri oluşturmuşuz? Bunu bulduğumuzda diyebiliriz ki eşim şundan hoşlanır; yakın arkadaşım şundan hoşlanır; patronum işin şu şekilde yapılmasını ister gibi deneyimler elde edebiliriz.

2) Diğer adım da olumsuz olan geribildirimleri düşünmek. Her olumsuz geri bildirim aldığımızda sebeplerde ortak olan davranış kalıpları olması lazım. Bu yine bir söz olabilir, yapılan bir şey olabilir, yaptığımız bir davranışta kullandığımız bir tarz olabilir. Bunu bulduğumuzda da diyebiliriz ki eşim şundan hoşlanmaz; yakın arkadaşım şundan hoşlanmaz; patronum işin şu şekilde yapılmamasını ister gibi deneyimler elde edebiliriz.

O zaman haydi, en yakınlarımızla yaşanmışlıklarımızı deneyime dönüştürmeye!

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder