TERLİĞİMİN KAYIP TEKİ
Ayşe uyanır uyanmaz telefonuna baktı “Eyvah! Yine çok uyumuşum.” dedi ertelediği alarmların bildirimlerini temizlerken. Kalktı odasından çıkarken salonda kenarda duran krem rengi terliğine gözü takıldı. “Allah Allah bunun teki nerede acaba?” dedi yanından geçti lavaboya gitti. Elini yüzünü yıkayınca biraz kendine geldi ve kahvaltı öncesi kahvesini içmek için mutfağa gitti.
“Ee, bu bulaşık makinası yıkamamış. Tüh düğmesine bastım sanıyordum.” dedi. O an aklına çamaşır makinesindeki asılacak renkli çamaşırlar geldi. Daha iş kıyafetleri ütülenecek, ev süpürülecek ve uzun zamandır ertelediği kurumaya durmuş çiçeklerin toprağı değişecekti. Tek başına yaşayıp nasıl bu kadar iş çıkarabiliyordu anlamıyordu.
Her defasında başka bir iş çıktığından bir türlü işi bitmiyordu. “Zaten hangi kadının evdeki işi bitmişti ki?” Böyle sesli sesli söyleyince aklına alt kattaki komşusu Tuğçe geldi. Tuğçe ile uzun zamandır hem arkadaş hem de komşuydu. Onunla tanıştığı an geldi aklına, Ayşe anahtarını içerde unutmuştu pijamalarıyla dışarıda kalmıştı ve çareyi Tuğçe’nin ziline basmakta bulmuştu. Tuğçe de hemen onu evine buyur etmiş ve çilingiri aramıştı. Tuğçe güler yüzlü samimi candan bir kızdı. Uzun senelerdir apartmanda birlikte yaşadığı komşulardan adını iyiliği harici bir konuda duymamıştı.
Düzenli, tertipli, çöplerini saatinde çıkaran, aidatlarını aksatmayan, apartmanın bir sorunu olduğunda çözüm üreten ve çözümü uygulamada yardım eden biriydi. Eve giriş çıkış saatleri de belliydi. Arada misafir davet eder, bazen de kendisi giderdi. Yaşantısını kişiliğini evine de yansıtmıştı sade çok eşyası olmayan bir evi vardı. “Haliyle çok fazla dağılmıyordur.” diye geçirdi içinden Ayşe. “Öyle de olsa ev tozlanır, kirlenir. Mesele temizleyen, evde yaşayan kişide demek ki.” dedi.
Tuğçe’yle tanıştıklarından bu yana ona hem özenmiş hem de onunla vakit geçirdiği zamanlarda çok keyif almıştı. Tuğçe ona sorun yaşadığı konularda öneriler verir işini kolaylaştırırdı. Belki de herkes çevresinde böyle bir insan olmasını isterdi.
Ayşe yine hazır aklına gelmişken Tuğçe’ye gidip biraz konuşmak ve evden de biraz uzaklaşmak istedi. Telefonunu aldı ve Tuğçe’yi aradı. Ayşe’nin gelme isteğini duyunca Tuğçe: “Birkaç işim var yarım saate biter.” dedi ve telefonu kapattı.
Ayşe de “Bak işte sorun bende demek ki insanların işi bitebiliyor.” dedi kendi kendine. Evde durdukça işler üzerine üzerine geliyordu. Koltuğun üzerindeki katlanmayı bekleyen çamaşırlardan seçerek üzerini giyindi, çamaşırları da kucaklayıp yatağının üzerine koydu. “Bunları da bir türlü katlayamadım.” dedi. Sonra kaçarcasına odasından çıktı.
Gözü yine salonun kenarındaki teki kaybolan terliğine takıldı. “Bunun da tekini bir türlü bulamadım.” dedi. Yarım saat sonra evden çıkarken arkasına bakmadı ve kapıyı sertçe kapattı. Tuğçe kapıyı tebessümle açtı arkadaşına sarıldı ve içeri davet etti. Evi yine topluydu, Ayşe’nin içi ferahladı görünce. Çay demlemiş ve yanına kendi hazırladığı atıştırmalıklardan koymuştu. Kendilerine tabak hazırlayıp koltuğa geçtiler.
Ayşe öyle dertlenmişti ki çayının soğuduğunu bile anlamıyor adeta kendisini arkadaşına şikâyet ediyordu. Anlattıkça da problemin kendisinden kaynaklandığını anlıyordu.
Tuğçe de aralarda sorular sorarak onu düşünmeye ve çözüme sevk ediyordu. Ayşe biraz daha rahatlamıştı ama evde onu bekleyen işleri düşündükçe geriliyordu. Tuğçe ona bazı tavsiyelerde bulundu. Yapabildiği en basit işi yaparak başlamasını ve işlerini günlere bölerek planlamasını tavsiye etti. Çünkü insan işleri yapmadıkça büyütüyor. Büyüdüğü için de problemleri çözmekten kaçıyordu. En basitine disipline olarak bir yerden başlamak, çorap söküğü gibi diğer işlerin de çözümünü kolaylaştırırdı.
Ayşe evine daha sakin ve motive olmuş şekilde döndü. Eve girdiğinde ilk gördüğü terliğin tekiydi. “Ben bunun tekini bu sefer bulacağım.” dedi ve sadece ona odaklandı. Koltukların altına baktı ve buldu. Derin bir oh çekti ve işlerini planlamaya başladı…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***
İnanın Ayşe adlı karekterde kendimi gördüm 😔 hayatım bir koşturmaca içerisinde ve hiçbir yere yetişemiyor,çözüm sağlıyamıyorum.Hayatımızda Tuğçe ‘ler hep var olsun .Bişeyleri toparlamak için bir yere odaklanmalı bitirmeli,sonrasında diğerlerine başlanmalı 👍🏻 adıma teşekkür ediyorum.bir kez daha ışık oldu bana 🌸
YanıtlaSilAmin inşaAllah ... Aslında bazen birkaç iş birarada da yapılabiliyor. Neyi neyle yapacağını planlayìnca akıp gidiyor... Allah yardımcınız olsun
SilAyşe'nin yaşadığı problemleri bir çoğumuz yaşıyoruz.. çözümünün basitle başlamak ve planlı programlı olmaktan geçtiğini anlamak çok kıymetli.. bunun için teşekkürler.. bir de hemen uygulamaya geçersek bu iş tamamdır.. :) kaleminize sağlık..
YanıtlaSilPlanlama yapmak ve o plana saydık kalmak ne kadar konforlu. Yeniden hatırlattınız. Teşekkürler
YanıtlaSilİnsanın etrafında kendisine model olacak birilerini görmesi de çok güzel bir durum, şükürler olsun eksiklerimizi bazen dışarıya bakarak da görebiliyoruz..
YanıtlaSilNe gariptir ki küçükten, basitten başlamak insana saçma ve zor ve çoğu zaman sıkıcı gelirken, en büyük problemlerin çözümünün topuğu yerden kaldırmakla başladığını göremiyoruz.
YanıtlaSilPlanlamanın çok önemli bir şey olduğunu şu aralar yeni anlıyorum. Zamanı yönetmek mi? Evet bu mümkünmüş hemde tuğlalardan duvar yaparak✨
YanıtlaSilİnsan hayatin icinde hareketi yavaslatiginda hayatında da bir yansıması oluyor islerinde aksaklık ve problemler yaşamaya başlıyor.. düzenli programlı bir hayatımız olmasını istiyorsak hareketimizi de o yönde başlatıp, başladığımız şeyleri bitirmeliyiz..
YanıtlaSilÖzellikle tatil dönüşü çok iyi geldi bu yazı.. her yerde bizi bekleyen işler.. yapmadıkça yapamıyoruz.. yaptıkçada “hadi şunu da yapayım” diye diye bitiriveriyoruz.. gerçekten o ilk adımı atabilmek kıymetli.. kaleminize sağlık:)
YanıtlaSilİnsan işlerin hepsini birden yapıp bitirmek isteyince bir türlü başlayamıyor çünkü gözünde büyüyor. Bu yüzden basit yani küçük olanla başlamak çok kıymetli..
YanıtlaSilÇok güzel yazı olmuş 🌷
Yazının sonunda o terliğin bulunmasına rahatlayan bir tek ben miyim acaba 🤩 Çok samimi ve içten bir yazı olmuş emeğinize sağlık 🌸
YanıtlaSilElinize sağlık. Çoğu insanın zorlandığı çözemediği yerler. Çok yorucu yıpratıcı bir durum. Gerçekten insanın hemen kolayca yapabildiği işten başlaması hareketi başlatıyor. Bir sıraya koyunca yavaş yavaş bir bir daha çok olmadan yaplılabilir duruma geliyor.
YanıtlaSilBir terlik meselesi nerelere gidiyor, basit olanla harekete geçmek çok kıymetli. Kaleminize sağlık…
YanıtlaSilİnsanın içini rahatlatan bir yazı olmuş.. insan gözünde büyütüyor, kolaydan başlayınca herşey halloluyormus meğer :)
YanıtlaSilEllerinize sağlık. Samimi bir yazı olmuş. Gerçekten de bazen insanın hiç bitmeyen iş listesi var. Ertelemediği taktirde insanın hayatı bereketleniyor
YanıtlaSilBirilerine dertini paylaşmak ne güzel bir şey. elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilBasiti önemseyerek başlamak işi hızlandırıyor. çok insanın zorlandığı gözünde büyüttüğü bir meseleye çözüm olmuş. elinize emeğinize sağlık..
YanıtlaSilBasitle başlayabilmek, elinize emeğinize sağlık
YanıtlaSilÇok içten samimi bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık🌸
YanıtlaSilYazıyı okuduktan sonra "O zaman kalkıp bir şunu halledeyim" diyerek bir işin ucundan tutmak :)) çok sağ olun, emeğinize sağlık
YanıtlaSilBazen işler o kadar yığılıyor ki, ertelediklerimiz dağ oluveriyor aynı çamaşır topu gibi. Azdan başlamak iyi geliyor, biraz da süreklilik gerekiyor. Biz kadınlar hep bunu yapıyoruz kendimize.... kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilHerkesin bir kayıp terliği var bu hayatta :)
YanıtlaSilİnsan ne çok bütüyor gözünde, ufak bir yerden başlamak gözünde büyüttüğü her neyse nasıl da yavaş yavaş küçülüyor. Emeğinize sağlık ne de güzel aktarım olmuş...
YanıtlaSilKüçük çok önemli. İnsan aza burun kivirmadiginda çoku hak ediyor geldi aklıma. Ağzınıza sağlık
YanıtlaSil