BİR TUHAFİYEDEN İNSANA

 


BİR TUHAFİYEDEN İNSANA

Çocukluğundan beri babaannesiyle birlikte yaşayan Ela her şeyi ona sorar, danışırdı. Bir gün karnesini alıp eve geldi ve “Babaanne ben tatilde çalışmak istiyorum, arkadaşlarım da çalışacakmış harçlıklarımızı biriktirip birlikte okullar açılmadan gezmeye gitmek istiyoruz.” dedi.

Babaannesi “Tabii kızım karnen de gayet güzel, hem insanlarla bir arada olmak sana  iyi de gelir. Peki nerede çalışmak istersin?” diye sordu.

Ela hemen cevap verdi: “Ben yolun başındaki tuhafiyeyi çok merak ediyorum. Orada bir sürü eşya var. Hem onları da yakından görmüş olurum.” dedi ve hazırlanıp babaannesiyle birlikte tuhafiyenin yolunu tuttular.

Yıllardır babaannesinin arkadaşı olan Nebahat Hanım’dı dükkânın sahibi. İşinde çok düzenli, müşterileriyle iletişimi yerinde olan Nebahat Hanım karşıladı arkadaşını ve biricik torununu. Konu konuyu açtı derken babaannesi girdi söze. “Nebahat teyzesi benim torun yaz tatilinde çalışmak istiyor eğer senin de ihtiyacın varsa yanında çalışabilir mi?” diye tatlı tatlı sordu.

“Büyük bir keyifle.” diye cevap verdi Nebahat Hanım. Ela duyduğu bu cevaba çok mutlu oldu. “O zaman yarın sabah dokuzda seni bekliyorum, öğreneceğin çok şey var hazır mısın?”  diye gülerek sordu Nebahat Hanım. Ela mutlulukla “Evet!...” diye karşılık verdi ve babaannesiyle birlikte oradan ayrıldılar.

Eve doğru yürürken Ela babaannesine şimdi ne yapması gerektiğini sordu. Babaannesi de ona hemen cevap verdi, “Evet artık bir çalışansınız küçük hanım. Ona göre işe geç kalmak yok, erkenden uyuyoruz.” diye cevap verince gülüştüler ve babaannesi ona hemen stratejiler verdi: “Ustanı iyi seyret! O artık işinde çok pratik olduğu için sana pek anlatacak bir şey bulamaz. Otomatik yapıyor her şeyi ama sen orada yanında çalışan Ayşe’den her şeyi kapabilirsin. O anlatır sana malzemelerin ne olduğunu ne işe yaradığını ondan öğrenebilirsin.” Ela tamam deyip artık eve geldiklerinde uyumaya hazırlanıyordu ve babaannesinden öpücüğünü alıp yatağına geçti.

Sabah oldu, Ela ilk iş deneyimi için çok heyecanlıydı bir an önce evden çıkıp işe gitmek istiyordu, babaannesi ona güzel bir kahvaltı hazırlamıştı. Hızlıca bir iki lokma atıştırıp çıktı. İlk günden geç kalmak istemiyordu. Camdan onun gidişini seyreden babaannesine el sallayarak dükkâna doğru yürümeye devam etti. Tuhafiyenin önüne geldiğinde açılmadığını görünce demek ki biraz erken geldim dedi ve gelmelerini bekledi.


Kapıda Ela’yı gören Nebahat Hanım “Erkenciyim diyorsun.” diyerek gülümsedi Ela’ ya. Ve mesai başladı. Ela müşteriler gelmeden önce ürünleri incelemeye başladı, ne kadarda çok şey vardı. Bir tuhafiye dükkanını hiç böyle incelememişti. Düğmeler, iplikler, iğneler, birbirinden renkli envaı çeşit boncuklar. Ela incelerken içeri bir müşteri girdi ve Nebahat Hanım bu müşteriyle Ela’nın ilgilenmesini istedi. Ela güler yüzüyle müşteriye neye ihtiyacı olduğunu sordu. Kadın ne alacağını çok iyi biliyordu ve hemen istediği ürünün ismini ve adedini söyledi ve ürünü alıp çıktı. Müşteri gidince Ela “Ne güzel işte! Herkes ne alacağını biliyor, alıp çıkıyor. Güzel iş!” derken tekrardan ürünleri incelemeye koyuldu.

O sırada başka bir müşteri daha geldi ve Ela müşteri ile ilgilenirken bu kişinin, diğer müşterinin tam zıddında çok kararsız olduğunu gördü. Getirdiği havlunun kenarı için bütün boncukları deniyordu, kendi karar veremeyince orada olan diğer müşterilere de sormaya onların seçtiğiyle tatmin olamayınca çalışanlara da sormaya başladı ve nihayet karar verebilmişti.

 Ela dükkânın boş bir anında Nebahat Hanım’ın yanına oturdu. O sırada içeri bir müşteri geldi. Nebahat Hanım: “Bu benim eski bir müşterim, yıllardır gelir ve çok iyi kıyafetler yapar. Kumaşa göre kullanacağı malzemeleri de benden alır.”

“Neden kumaşa göre ayrı malzeme alıyor?” diye sordu Ela.

Cevap gecikmeden geldi: “Bak güzel kızım mesela bu düğme daha basit bunu gidip bir abiye kumaşının üstüne ya da güzel bir kabanın üstüne dikemezsin. Ürünü basit gösterir. Ama şu kocaman iri düğmeyi kabanın önüne iki tane diktin mi ürün buradayım, der.” Ela bu detayları öğrenmeye başladıkça daha da çok merak etmeye başladı. “Bunların hepsini öğrenebilir miyim bende?” diye sordu. “Elbette öğrenirsin sen öğrenmek istedikten sonra sana destek olacak çok kişi var burada.” dedi Nebahat Hanım.

Hava kararmaya başlamıştı dükkânın kapanış saati yaklaşıyordu. İçeriye iki arkadaş girdi. Birlikte atkı örmeye karar vermişler ve ip almak için tuhafiyeye uğramışlar. Ela hemen onlarla ilgilendi: “Buyurun nasıl yardımcı olabilirim?” diye sordu. Arkadaşlardan biri hemen konuya girdi “İp istiyoruz, atkı öreceğiz ama böyle canlı bir renk olsun, 2 metre öteden fark edilsin.” derken cümlesini tamamlamadan arkadaşı söze atladı: “Hayır ben öyle istemiyorum. En sade ne varsa dikkat çekmeyen beni sıcak tutacak yumuşak rahat olan bir ip istiyorum.” dedi. Ela onların isteklerine göre her ikisine de önerilerde bulundu. Bir süre baktıktan sonra istedikleri ipleri alıp gittiler.

Dükkânın kapanış saati geldi ve herkes evine dağıldı. Ela günün detaylarını babaannesine anlatmak için sabırsızlanıyordu ve hızla eve doğru yürüdü. Babaannesi Ela’nın en sevdiği yemekleri hazırlamış onu bekliyordu. İçeri girer girmez elini yıkayıp masaya oturan Ela bir yandan yemekleri yerken bir yandan da günü detaylarıyla anlatıyordu.

“İnsanlar ne garip babaanne birileri bir şey aldığında herkesin dikkatini çekmek isterken birlileri kimse beni fark etmesin bunun da ötesinde sadece rahat olayım istiyor, birileri almak istediği şeyi içeri girer girmez alıp çıkarken birileri herkese danışıp sonrasında da zar zor karar veriyor. Bazı insanlar bıraksan saatlerce sohbet edecekken bazıları sorduğum soruya zar zor cevap veriyor.”

İşte güzel kızım insanlarda tıpkı tuhafiye dükkanındaki düğmeler gibidir. Düğmelere dışarıdan baktığında hepsi tek tip görünür ama detayına indiğinde kol düğmesi, yaka düğmesi, kaban düğmesi, yuvarlak, köşeli, küresel, çubuk, bombeli, oval düğme gibi birçok detayı var. İnsan da böyle dışarıdan baktığında bir beden görünür yalnızca, detayında kadın erkek olarak ayrılır daha da detayında bir birbirinden farklı özellikler.

Ela hayranlıkla babaannesinin ağzından çıkan sözleri dinliyordu: “Bu kadar bilgiyi tuhafiye dükkanında çalışmadan nasıl biliyorsun babaanne, oradaki insanların hiçbirini görmedin bile.” dedi.

Babaannesi şöyle cevap verdi: “İnsanın bu hayatta insanı tanımak için herkesle iletişim kurmaya ne ömrü yeter ne de sabrı. Bizim için insanların benzerliklerini ve farklılıklarını anlatan bir seminerden öğrenmiştim bunları.

Bakalım kim bilir belki kimin kim olduğunu bir gün sende dinlersin ne dersin?”


***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***


18 yorum:

  1. Kendimizi ve insanları tanıyıp anlamak dileğiyle.

    YanıtlaSil
  2. İçimizi ısıtan ve çok güzel düşünülmüş bir yazı. Tebessümle okudum.
    Kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  3. Emeğinize sağlık ne güzel ifade edilmiş...

    YanıtlaSil
  4. Emeğinize sağlık. Çok güzel bir yazı olmuş. Peki o zaman Kim kimdir?

    YanıtlaSil
  5. Babaanneyi daha çok dinlemek istedim 😊

    YanıtlaSil
  6. Çok güzel bir betimleme olmuş. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Bir ip ve düğme üzerinden konu ne güzel anlatılmış. Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  8. Kaleminize sağlık, ne güzel bir anlatım o zaman sıra kimin kim olduğunu öğrenmekte ..

    YanıtlaSil
  9. Çok samimi bir yazı olmuş kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  10. Çok güzel bir yazı, gerçekten kalbe dokunuyor... Kaleminize sağlık... :)

    YanıtlaSil
  11. Gülbin Avcı05 Mart, 2025 15:36

    Yumuşacık oldum :) Elayla birlikte tuhafiyeye gittim, babaanneyle sohbetler ettim. Farklılıklarımızın olabileceğinin izahını ne güzel yapılmış. Akıp gitti okurken emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  12. İnsanların farklılıkarı konu içine çok güzel bir şekilde yedirilmiş. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  13. İlişkilendirmeniz ne kadar güzel olmuş, insanın farkı fark etmesi zaman alabiliyor. Kaleminize sağlık... :)

    YanıtlaSil
  14. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  15. Gerçekten insanların doğuştan getirdiği farklı özellikleri var ve bu özellikler ilişkilerimizdeki zenginliğimiz aslında

    YanıtlaSil
  16. Çok samimi bir yazı. Babaanne ve torun ilişkisini yaşadım.

    YanıtlaSil
  17. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  18. Evet..İnsan aslında hayata baksa heme anlayacak herseyin ne kadar farklı oldugunu.. Ve belki düşünebilecek bizimde farklı olmamızın çok normal olduğunu...

    YanıtlaSil