FARKI FARK EDEN

 



Farkı Fark Eden  

Her yaz olduğu gibi bu yaz da çiftlikte geçirmeye karar vermişlerdi. Çiftlikte hayat başka akıyordu. Sabah günün ilk ışıkları ile uyanmak hiç de zor değildi. Sessizlik içinde bile hayatın kendine has bir ritmi vardı. Gün, dağların ardından aydınlanırken modacıların kullandığı o “çabasız şıklık” tabiri gibiydi her yer. Yormayan, dingin ve göz alıcı. Kuşlar sakin ve mutlu. Ağaçların yaprakları bile esneme hareketi ile güne başlıyordu adeta. Geceden hafif bir nem ile yer yüzü adeta yüzünü yıkıyordu. Çiftlikte hayat şehirden çok başka başlıyordu. Ne kadar yorgun yatarsan yat hep dinç ve dinlenmiş uyanıyordu insan. 

Hayat çiftlikte hep hareket halinde geçmesine rağmen, zihinsel bir dinginlik hep oluyordu. Neydi peki insanı bu şekilde dinç ve dinamik yapan, huzurlu hissettiren? 

Ahmet uzun yıllardır şehir hayatında yaşamını sürdürüyordu. Oradaki hızlı yaşam onun normali olmuştu. Her gün hiç tanımadığı bir sürü insanla karış mesafesinde yolculuklar yapıyordu. Evine sipariş verdiğinde gelen kuryelerin yüzünü bile hatırlamıyordu. Asansörde selamlaşmak demode olmuştu bile. 25 katlı bir apartmanda oturuyordu fakat daha karşı komşusunun ziline basmayı lüzum görmemişti. Evde tuz bitse tek tuşla kapıdaydı. Tabi ki o tuzun gelebilmesi için başka bir sürü şeyi de sepete atması şartı ile. 


Halbuki çiftlikte hiç de öyle değildi. Orada tek tuşla işler dönmüyordu. Yan bahçenin sahibini tanımak işin raconuydu. Hatta köydeki herkes bir birinin en çok hangi işte iyi olduğunu bilirdi. Hayvanların bakımı için Veysel efendiyle aranın iyi olması gerekirdi. Çiftlikte üretilen ürünlerin şehir merkezine ulaşması için şoförlük yapan Ömer’i es geçemezdi kimse. Peki Neriman teyze? Neredeyse tüm köyün peynirini, ekmeğini o pişiriyordu. Aslında herkes herkesle ilişki kurmadan yaşayamıyordu. Hayatlarında tek tuş yoktu fakat birden fazla marifetleri vardı.  Sınırlarını kendi içinde belirleyerek ilişkilerini güçlendirmeyi başarmışlardı. Halbuki şehirde sınırlar çok kolay aşılabiliyordu. Telefon numarası, adres bilgilerini market zincirleri biliyordu. Fakat güvenli bir ilişki yoktu. Yolculuklarda mahremiyet mesafesi çoktan aşılmıştı. Gün boyu istekleri hep aktif tutan reklam panolarına maruz kalınıyordu. Sürekli “sen buna layıksın!” sloganı ile 25 taksitle ödeyebileceğin şeylerin reklamları. O saat veya gözlükle ile kim bilir ne kadar havalı duracağını hayal ederek işine giden kaç kişi vardı?  İmkanlarından daha çok isteklere sahip olan insanlarla bir otobüs yolculuğu içindeydi Ahmet.


Çiftliği düşündüğünde oradaki reklam panoları çetin bir kıştan sonra tomurcuk veren kiraz ağacıydı. Propagandası çok etkileyiciydi. “Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır."  Ya da ceviz ağacının kıymetli meyvesini gizledikçe nasıl gizlediği. Yemyeşil sert kalın bir gövdenin içine sert kahverengi bir kabuk ve ardından ta ta ta taam “ceviz”. Nasıl da en değerli olan en gizliydi.  Gizli olan bu kadar değerliyse neden insanın kendini hep göz alıcı hale getirme çabası vardır ki?  “En göz alıcı sen olmasın” vitrin önü sözleri ile baş döndürme isteği nereden geliyordu? Halbuki doğada baş döndürücü olan her detay tevazu ile işleyişini yapıyordu. Tavuk günlerce yumurtanın üzerinden ayrılmıyor, onu en gizli mahrem alanda korumak istiyordu.  En vitaminli, canlı renklere sahip sebzeler toprağın altında yetişiyordu. 

Ahmet gerçek olanı irdeledikçe zihni de netleşiyordu sanki.

Çiftlikteki istekleri ile şehirdeki istekleri birbirinden farklıydı. Hamlelerini isteklerine göre yaptığı her durumda sonu gelmeyen bir çarkta buluyordu kendini.

O gün yine işe giderken yazın doya doya geçireceği çiftlik günlerini planlamaya başlamıştı. Hayatında bir şeylerin değişmesi gerektiğini fark ediyordu. İsteklerine göre mi yaşayacaktı? Yoksa ihtiyacına göre mi? Yaşamında kurduğu ilişkiler ne kadar gerçekti? Sınırları içine soktuğu insanlar kimdi?  Her şeyden öncesi Ahmet mutlu ve huzurlu olmak için neler yapabilirdi?





***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

12 yorum:

  1. Gerçekten şehir hayatındaki bizler her şeyin hazırına ve yapayına alıştık, oralara gidip kıyaslama fırsatı bulmak çok kıymetli…

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel düşündürücü bir yazı olmuş ellerinize sağlık. Gerçekten ihtiyacımız ne? Ve biz ne için yaşıyoruz? Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Bu kadar kolaylık olunca ummadık yerlerde zorluklar bizi buluyor. Henüz bunun bile farkında değiliz

    YanıtlaSil
  4. Hayatımızın karmaşasına biz de bir şeyler eklemiş oluyoruz isteklerimize göre hareket ederek...Ne yazık :(

    YanıtlaSil
  5. Cok haklısın Ahmet... Sehir manzaralı ev, iş yeri ... Bundan ne haz alır insan anlamadım hiç.. Daş bina işte... Hatta artık cam bina...🥸

    YanıtlaSil
  6. Memlekete gittiğimizde farkına vardığımız, ama şehir hayatının içinde kaybolduğumuz gerçekler. İstek mi, ihtiyaç mı… ne kadar güzel yazmışsınız ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Gidecek bir köyümüz yoksa da şehir hayatının içinde köy hayatındaki ilişkileri kurmaya çalışabiliriz.. komşumuzun kapısını çalabilir.. bir şeyleri satın almak yerine evde yapmaya çalışabiliriz.. böylelikle biraz ipin ucundan tutabiliriz gibi.. :) Kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  8. O kadar günümüzden ve içimden geçenlerin yazıya döküldüğü bir yazı olmuş ki kaleminize sağlık 😊🌸🍀

    YanıtlaSil
  9. Çok Güzel yazı. Sade, net ve çok gerçek! Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  10. Yüreğe dokunan bir yazı, emekleriniz için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  11. Sade, net yazı için teşekkürler. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  12. istek mi? ihtiyaç mı? diye düşünmemiz gereken bir çok şeyi hatırlattı. kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim Bu hayatta her insan mutlu ve başarılı olmak ister…  Bunun için, Sevdiği insan...