Hayatı Kolaylaştırmak mı? Peki Nasıl?
Doğa, yaratıldığı ilk günden beri karmaşık yapısıyla var olmaya devam eder. Mevsimler, milyarlarca yıldır aynı düzende değişmeyi, ağaçlar yeşillenmeyi, çiçeklenmeyi, meyve vermeyi sürdürür. Her bir canlı türü farklı farklı coğrafyalarda, birbirleriyle tam da ihtiyaçları olduğu ölçüde ilişki kurarak nesilden nesile çoğalır durur. Dünya döner, günler, aylar, yıllar geçer ve doğadaki her bir iş ve oluş hataya yer vermeden kusursuzca ilerler…
Doğadaki bu kusursuz işleyişin sürekliliği insanın kusurluluğuna çok zıt düşer… Oysa insana, çok zorlu süreçleri giderek daha kolay halletme, verimli şekilde yönetme marifeti verilmiştir…
Tıpkı bir fabrikada, binlerce farklı parçadan oluşan bir uçağın üretilmesi gibi… Sadece parçaları bir araya getirmek de yetmez. Birçok zahmetli güvenlik testlerinden geçilmesi, uçuşa elverişliliği beyan eden belgelerin hazırlanması için de epeyce zaman ve emek harcanır. Bir uçağın tasarım evresinden, üretimine ve havalanmasına kadar, çeşit çeşit meslekten yüzlerce insan bu sürece dahil olur. Ve bu yoğun süreç tekrarlandıkça insanoğlunun gündeminden çıkar, zorlar giderek kolaylaşır…
Kurumsal bir holding şirketi de böyledir… Milyar dolarlık cirosuyla, bünyesine bağlı faaliyet gösteren onlarca firma ve markasıyla, binlerce çalışanıyla, yüz yıldır varlığını korumaya devam eder. Nice yönetim kadrosu değişir, yine de ertesi gün tüm süreç aynı dinamikleriyle işlemeyi sürdürür. Krizler atlatılır, birleşmeler ve ayrışmalar yaşanır. Her bir gündemin altından kolayca kalkılır…
İnsanoğlu, ilk kez yaptığı her işte zorlanır. Yöntemi oturtmadıysa, bir sistem oluşturmadıysa, yemek yapmak bile zaman zaman külfet olur. Her seferinde tarif defterleri karıştırılır, bir büyüğe danışılır, kıvam testleri yapılır… Yapacağı basit bir yemek de olsa, pratikleşmeyen, ustalaştırılmayan ne varsa yorucu olur. Ancak, eğer insan işinde ya da ailesindeki sorumluluklarına yönelik bir sistem oluşturabilirse, o zaman holding yönetmek, yemek yapmaktan kolay hale gelebilir…
Hayatında bir sistem oluşturabileceğini, henüz keşfedememiş olan Nalan ise hiçbir şeye yetişememekten şikayetçiydi. Yoğun iş hayatına son yıllarda eklenen evlilik ve çocukla birlikte işler iyice kontrolünden çıkmıştı. Günlük yapılması gerekenler listesi, her gün uzadıkça uzuyordu. Birini tutsa diğeri yarım kalıyordu. Hiçbir işin hakkını verememek Nalan’ı çok yorar olmuştu...
Her gün, “Çocuğa ne yemek pişirsem?” diye düşünüyordu. Kahvaltıyı halletse öğle yemeği, onu halletse akşam yemeği, kocaman soru işaretleri olarak önünde beliriyordu.
“Evim eskiden ne güzeldi, derli toplu, tertemizdi…” diye iç geçirirdi. Artık bir an temizlediği yer, öteki an kirleniyordu. Sanki koltukların yastıkları, Nalan arkasını döner dönmez oldukları yerden fırlıyor, etrafa dağılıyordu. Yerdeki kırıntılar, bu kadar süpürmeye rağmen nasıl hiç geçmiyor, aklı almıyordu.
Evi halletmeye çalışırken takip edemediği mesaj ve e-mail trafiği ise ayrı bir yük olmuştu. İş yerinde, farklı farklı projelerde yapılması gerekenler, ajandasında satır satır üstünün çizilmesini bekliyordu.
İlgilenilmesi gereken aile bireyleri, ziyaret edilmesi gereken arkadaşlar, destek olunması gereken ihtiyaç sahipleri derken ipin ucu iyice kaçmıştı...
Biraz da kontrolcü bir yapısı olan Nalan, kendini iyiden iyiye yetersiz hissetmeye başlamıştı. Hiçbir şeyi tam yapamıyor olmak, hakkını veremiyor olmak, yaptığı işleri de artık isteksiz yapmasına neden oluyordu.
Hayatını yönetmek, belki de daha kolay olabilirdi... Eğer ki tüm bu dağınıklıktan bir düzen meydana getirebilse, tüm işlerini, sorumluluklarını, ailesi ve çevresi için yapılması gerekenleri bir yol haritasına çevirebilse, bir zaman planlaması yapabilseydi hayatının verimi artacaktı. Başta bir plan dahilinde yaşamak zorlayıcı gelse de, bir süre sonra normalleşecek ve yapaydan doğal bir hale dönüşecekti.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Yapılan her iş süreklilik kazandığında, bir süre sonra normalleşir ve pratikleşir. İnsanın hızı, verimi, süreçteki başarısı giderek artarken, hataları, yorgunluğu, şikayeti giderek azalır…”
Nalan, tüm bu karışıklıktan bir düzen meydana getirebilmek, hayatını tekrar rayına koyabilmek umuduyla işe koyuldu. Biraz da keyif katabilmek adına, önce en sevdiği çayından demledi. Kalemini ve ajandasını da alıp, yemyeşil bahçeye bakan mutfak masasına yerleşti. Ve başladı yazmaya…
Yapılması gereken sorumlu olduğu işler nelerdi? Detaydan bütüne çıkabilmek adına; ev, iş, aile, çevre vb. kategorilere ayırdı hayatını. Uzun süredir yapılması gereken, ertelediği tek seferlik işleri, günlük rutinleri, aylık tekrarlanması gereken süreçleri, tek tek ilgili bölümlerin altında not etti. Sadece bu bile işlerin zihninde karman çorman birikmesini çözümlemiş, somutlaşmış, gözle görülür hale gelmesini sağlamıştı.
Ardından, bir zaman planı yapmaya sıra gelmişti. Aile ve iş gündemleri önceliklendirilmiş, ziyaretler, ödemeler, raporlar vb. süreçler için de günler belirlenmişti. Sanki Arap saçı olmuş bir düğümün çözülmesi gibi rahatladığını, hafiflediğini hissediyordu Nalan…
Biliyordu ki başta zor gelecekti. Her içinden gelen, kolay gözüken işe atlayacak, hepsini aynı anda yapma çabası baş gösterecekti. Normalleşmiş olan, pratikleşmiş olan yanlışlarını, şimdi doğrularıyla değiştirme vaktiydi… Güçlü olan yanlışlar, cılız olan doğrular tekrarlandıkça, zamanla onlarla yarışamaz hale gelecekti. Yavaş yavaş oturacaktı rayına tüm işler ve bir sistem meydana gelecekti. Ve nihayetinde, bugün zihnini kara bulutların kaplamasına sebebiyet veren karmaşık hayatını yönetmek, yarın yönetilmesi rahat bir sürece dönüşecekti…
***
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***
Neyi pratikleştirdiğimizin farkında olmak dileği ile. Emeğinize sağlık
YanıtlaSil👏🌼
YanıtlaSil'Normalleşmiş olan yanlışları doğrularımızla değiştirebilmek'...❤🌸
YanıtlaSil"Para var huzur var, paran varsa hayat kolaydır" der bazı insanlar. Ama parayla huzur sürekli ve hayat hep kolay olmuyor.
YanıtlaSilharika bir yaz
YanıtlaSilYanlişlari nasıl düzeltebilirizle ilgili güzel bir yazı🍀
YanıtlaSilYapacaklarımızı somutlaştırmadığımızda neye ne kadar zaman ayırdığımızı, nerelerde oyalandığımızı farkına varamıyoruz. Plan, zaman yönetimi, önceliklerimizi düzenlediğimizde her şeyin ne kadar da kolay olduğunu fark ediyoruz. Güzel yazı için teşekkürler🌼
YanıtlaSilNereden başlamalıyız! Çok güzel bir rehberlik olmuş🌺
YanıtlaSilgünlerin su gibi geçtiği bu günlerde yazı tam bir şifa oldu...zamanı doğru değerlendirmek ve planlı olmak insanın yükünü gerçekten hafifletiyor. araladığınız çözüm kapısı için teşekkür ederiz..
YanıtlaSil