İYİ BİLİNMEK
Yağmur liseye başladığından beri arkadaş ilişkilerinde zorlanıyordu. Bir gün kantinde sıra beklerken masalardan birinde tanıdık bir sima gördü. Bu kızı daha önce bir yerde gördüğüne emindi. Sıra kendisine gelene kadar nereden tanıyabileceğini düşündü. O düşüncelere dalmışken sıra kendisine gelmiş, arkasındakiler uyarıda bulunmaya başlamıştı.
Gördüğü kız ilkokul arkadaşı Ela’ydı. Hem büyümüş hem de
tarzını oldukça değiştirmişti. Yağmur, arkadaşının olmamasından dolayı üzgün
olduğu bu günlerde Ela’yı gördüğüne çok sevinmişti. Ela ile ilk fırsatta
görüşmek, konuşmak istiyordu. Ancak Ela çoktan bir arkadaş grubu oluşturmuş,
yeni okuluna iyice alışmıştı. Ela arkadaşlarıyla yemek yerken, Yağmur onu
rahatsız etmek istemedi. Aslında rahatsız olacak olan Yağmur’du çünkü Ela’nın
kendisini gördüğünde sevinip sevinmeyeceğini bilmiyordu.
Bir gün sınıf listeleri bir sınav için okul panosuna asıldı. Yağmur kendi adını ararken Ela’nın adına rastlayınca sınıfına gidip onunla konuşmaya karar verdi. Ela’nın sınıfı Yağmur’un sınıfının üst katındaydı, bu yüzden okul başladığından beri Ela’yı bu kadar az görmüştü. Uzun teneffüs olduğunda Yağmur biraz heyecan biraz da merakla Ela’nın sınıfına gitti. Ela’nın yanına geldiğinde “Merhaba Ela, ben Yağmur. İlkokuldan…” dediği anda Ela kendisini hatırladı ve samimi bir şekilde sarıldı. Yağmur karşılaştığı tepkiden dolayı çok mutlu olmuştu.
Zaman geçmiş, okul sonlarına doğru yaklaşmıştı. Yağmur ve
Ela birbirlerine biraz daha yakınlaşmış ancak ikisi de tam anlamıyla yakın
arkadaş olamamışlardı. Yağmur böyle kalmaktan dolayı memnundu çünkü Ela’nın
yakın arkadaşları Yağmur’un arkadaş kriterlerine tam olarak uygun
sayılmazlardı. Ela da onlarla takılmayı daha çok seviyordu.
Seçmeli derslerinin beraber olduğu bir derste Ela ve yakın
arkadaşları Yağmur’a sormadan eşyalarının yerini değiştirmiş bu sırada bazı
eşyalarını da yere düşürmüşlerdi. Yağmur sınıfa geldiğinde bunun nedenini sordu
ve bu durumdan hoşlanmadığını anlattı. Kızlar gayet sakin bir ses tonuyla “Yağmur,
bizi yanlış anlamanı istemiyoruz ama biz artık seninle arkadaşlık kurmak
istemiyoruz. Farklı karakterleriz ve farklı düşüncelerimiz var. Bazı
davranışlarının bize uygun olmadığını düşündük.” Gibi cümlelerle arkadaşlıklarını
bitirmek istediklerini söylediler.
Yağmur sakin bir şekilde eşyalarını toplayıp sınıftan çıktı.
Beklentisi Ela’nın yanına gelmesiydi ancak kendisiyle o günden sonra konuşan
kimse olmadı. Son haftalarda kızların Yağmur’dan ayrı sohbet etmesi, okuldan
sonra bir yerlere gidip Yağmur’u davet etmemeleri ve sosyal medya hesaplarından
Yağmur’un görmeyeceği paylaşımlar yapmaları bu olayın işaretini taşıyordu
zaten.
Yağmur için önemli olan, o arkadaşlık boyunca herkese
elinden geldiği kadar yardım etmek, onların iyiliğini düşünmek ve onları
desteklemekti. Kendinden emin olmasını sağlayan şey buydu ve içi bu yüzden çok
rahattı. Ela ve diğer kızlarla “Bundan sonra arkadaşlığımız devam etmeyebilir
ama benim size yardımcı olabileceğim bir konu varsa benimle konuşmaktan
çekinmeyin. Herhangi bir probleminiz olursa yardımcı olmaktan çekinmeyeceğimi
de bilin. Aynı okulda olduğumuz için yüz yüze bakmaya devam edeceğiz, birbirimize
tebessüm edebiliriz, selam verebiliriz. Bende bir hakkınız varsa helal olsun,
siz de bana hakkınızı helal edin.” şeklinde bir konuşma yaptı. Kızlar da aynı
şekilde karşılık verdi ve Yağmur için bu konu büyük bir deneyime dönüştü.
Ortada bir küslük yoktu ve bir ilişkiyi başlatabilmenin yanı sıra güzel
bitirebilmek de ayrı bir marifetti.
Hayat öyle bir yer ki, bir ilişkiye nasıl başladığın, nasıl
sürdürdüğün ve nasıl bitirdiğin seninle ilgili büyük bir işarettir.
İnsan, lisede de olsa, iş yerinde de olsa hayatın içinde kurduğu arkadaşlıklarda birtakım sorunlar yaşayabilir. Bu sorunlar bazen çözülüp devam edilebilse de bazen iki tarafın hedefleri farklı olduğu için bir süre beraber yürümüş oldukları yolda artık yol ayrımı gelir. Burada mesele arkaya baktığında insanı pişman etmeyecek bir öykünün olmasıdır. “Ne olursa olsun ben o arkadaşlığın hakkını verdim.” diyebilmektir. “Şu an konuşmuyor olsak da bir gün karşılaşırsak ben yine de ona selam verebilirim.” diyebilmek…
İlişki kurduğumuz insanlar tarafından sadece ilişkimiz devam
ederken değil, bittikten sonra da iyi bilinebilmek çok kıymetlidir…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder