YILDIZLARIN ALTINDA…

    


YILDIZLARIN ALTINDA...

Sabah uykusunun en tatlı yerinde kapı çaldı. Gözlerini ovuşturup açana kadar çalmaya devam etti. Tam çocukları büyüttüm, herkes yerini yurdunu buldu derken sıfırdan çocuk büyütmeye başlamıştı. Uyku çok tatlıydı ama torun uykudan bile tatlı gelmişti. Bir de muzurluk yapıp yapıp o iki dişiyle sırıtması yok muydu, unutturuyordu tüm afacanlıklarını. O sabah da yine torun denilen paketi teslim almış, kahvaltısını yaptırmış, biraz oynamışlar sonra da altını değiştirmiş, kucağında sallamıştı. Minik biraz mızmızlandıktan sonra tatlı tatlı uykuya dalmıştı. Yıldız da mutfağa geçip o günün yemeğini hazırlamaya başlamıştı. Soğanları doğrarken yanan gözlerini sildi burnunu çeke çeke. Kaç yıllık ev hanımıydı hala şu soğan doğrama işi gözlerini zorluyordu. O esnada yine kapı çaldı. Gelen alt komşusuydu.

Bir an adını hatırlayamadı alt komşunun. Utandı, çünkü bir seneden fazla olmuştu taşınalı. Yıldız için o; evli, iki çocuklu, ara sıra annesi gelip giden alt komşuydu. Hatta binada görüştüğü bir iki eski komşu vardı, onlar da “Yıldızların altındaki dairede oturan…” derlerdi. Formasıyla apartmanın önünde servis beklerken gördükleri için de mesleğini tahmin ediyorlardı. Ama taşındığından beri doğru düzgün karşılaşmamışlar, işin açıkçası Yıldız da kendi yoğunluğundan bir türlü inip de kapısını çalmamıştı.

Nesrin elinde bir tepsi aşure ile bekliyordu kapıda. “Merhaba. Ben alt komşunuz Nesrin. Aşure yapmıştım,  size de getirdim.” dedi. Yıldız bu ikrama sevindi ama mahcup olmuştu. “Elinize sağlık, niye zahmet ettiniz…Nasılsınız, çocuklar nasıl?” diye sordu. Nesrin, “Teşekkür ederim, büyüyorlar.” dedi. Yıldız, “Bebeğiniz vardı sanırım, o nasıl, ele avuca geldi mi biraz?” diye sordu. Nesrin, “Evet evet! Çok şükür geceleri uyuyabiliyorum artık.” diye cevap verdi. Yıldız’ın gözü aşure ikramına yeniden takılınca Nesrin içten bir açıklama yapma ihtiyacı hissetti:

- Ya aslında benim pek adetim değildir aşure yapmak. Ama bu sene arkadaşlardan duyunca heves ettim. Hem komşularıma da dağıtırım, gecikmeli de olsa tanışmaya vesile olur diye düşündüm. Malum biz taşınalı bir seneyi geçti, ama çoluk çocuk derken insan komşuluk sorumluluğunu unutuyor, keyfine de varamıyor… Velhasıl aşureyi afiyetle yiyin lütfen. Hatta müsait zamanınızda bir de kahveye beklerim sizi… 

Nesrin’in güler yüzü, samimi ve içten konuşması Yıldız’ı çok mutlu etmişti. Annesi hep “Ev alma komşu al.” derdi. Şimdi nedenini anlıyordu. Nesrin’e o da samimi bir şekilde cevap verdi: 

- Ah Nesrin Hanımcığım, tabi ki, çok isterim… Sözleri dilinden döküldüğünde mutluluğunun yanında biraz da hüzünlü hissediyordu kendini… 

Hakikaten karşısında duran kişiyi “Alt Komşu”dan ‘Nesrin Hanımcığım’a çevirecek olan bir tatlı dilken, insan neden yıllar geçmesini beklerdi?

İnsanın bir ihtiyacı olduğunda yakınlarından önce komşuları daha ulaşılabilir olmaz mıydı?

Yanı başında hayatını sürdüren birinin ihtiyacı olduğunda yardım etmekten insanı alıkoyan neydi ki?

İnsan binasında kimlerin yaşadığını, iş yerinde kimlerin çalıştığını, aileye yeni gelen gelini damadı, çocuğunun okul arkadaşlarını veya onların ailelerini bilmek istemez miydi?

Mesela bir insanla tanışıp ihtiyacını kalibre etmek ne kadar zaman alırdı ki?

Ya da hangi yoğunluk gerçekten geçerli bir sebep olabilirdi?

İnsan insana muhtaç bırakılmıştı bu hayatta. O zaman başkalarıyla tanışıp kaynaşmadan kendi ihtiyaçlarını da nasıl karşılayacaktı ki? Herkesin bireyselleştiği bu dünyada hala ilişkinin önemini ayakta tutmaya çalışan birileri olmalıydı. Hiç kimse yoksa dahi bu neden kendisi olmasındı? Nihayetinde aynı çatı altında yaşıyorlardı.

Yıldız alt komşuya, “Lütfen bir dakika bekle.” dedi. Bekletmemek için hızla içeri gidip geldi. Elinde bir kitapla geri döndü. “Bak bu kitaplar benim torunun. Pek faydasını görüyoruz hepsinin. Hem öğretici hem de keyifli vakit geçirmesine vesile oluyor. Sizin kızın seveceği birini seçin de bizim hediyemiz olsun ona olur mu? Ne de olsa komşumu eli boş uğurlamak olmaz öyle değil mi?” dedi. Nesrin hediyeyi aldı: “Ah Yıldız hanımcığım… Ne kadar incesiniz!” dedi.

Nesrin çok mutlu olmuştu. Çünkü ilk kez aşure dağıtırken biraz nasıl karşılanacağını bilmediğinden tereddüt etmişti. ancak cesaretini toplayıp hemen üst kat komşusundan başlamıştı kapı kapı dolaşmaya. O da fark etti, iyi bir şey yapmıştı. Ya çekinip de çalamasaydı Yıldız’ın kapısını? Bir ömür alt komşu üst komşu olarak anılacaklardı…

İlk adımı atabilmiş olmanın ayrı bir mutluluğu vardı, güzel karşılanmanın da ayrı bir mutluluğu... Bir kase aşure bir fincan kahveye, birkaç da bebek kitabına dönüşmüştü bir anda. Kim bilir belki de uzun yıllar sürecek olan samimi bir komşuluk ilişkisinin temelleri atılmıştı. 

Birbirinin ihtiyacını görebilen, birbirine destek verebilen, keyifli ve içten komşuluk ilişkileri geliştirebilmek dileğiyle…



***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***


28 yorum:

  1. İnsan insana muhtaç bırakılmış...o yüzden ihtiyaç görmek bizim sorumluluğumuz. Ancak ihtiyaç görebilmek önce ihtiyacı fark etmeye bağlı. etrafındaki ihtiyaçları fark edebilen olmak niyetiyle, elinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Tamda yeni taşındığım dönemde ne güzel geldi yazınız. En kısa zamanda aşure yapıp komşularıma dağıtmak iyi olur :) Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Hemen yanıbaşımızda olup da hala iletişime geçemediğimiz kimler var? Tanışmamız neden şimdi olmasın? Haydi bi kase çorba, bir fincan kahve ya da birkaç kitap... Vesilemiz olsun ihtiyaç gidermeye :)

    YanıtlaSil
  4. İhtiyaç karsilayanin ihtiyacı karsilaniyor

    YanıtlaSil
  5. İnsanın içini ısıtan bir yazı olmuş, çok güzel, kalplerimizin ısınması ne güzel. Teşekkürler HY

    YanıtlaSil
  6. Ne acı günümüzde neneler anne ,anneler nene oldu.Anneler arada kendi çoçuklarını görebiliyorlar .Evet torun antidepresan ,vitamin olduğu için kendi özel hayatımızı unutuyoruz .Kaleminize sağlık yarayan kanaya parmak basmışsınız.

    YanıtlaSil
  7. Unutuldu komşuluk ilişkileri.ayni apartmanda birbirini tanımaz olduk,hatırlatma için elinize emeğinize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  8. Tam da bugün eskimeyen arkadaşımla buluşup eski komşuluk ve arkadaşlık üzerine konuşmuştuk. Kaleminize sağlık güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  9. elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  10. İyilikler için cesaret göstermeye ihtiyacımız var.. bu farkındalık çok kıymetli

    YanıtlaSil
  11. İhtiyacı gideren ihtiyacı giderilir ne kadar güzel

    YanıtlaSil
  12. Deneyimsel Öğreti de sadece yeni bilgiler öğrenilmiyor. Bazen kaybettiğimiz, bazen unuttuğumuz yada atladığımız değerlerimizi de tekrar hatırlatıyor.

    YanıtlaSil
  13. Yeri gelir öz kardeşin upuzak olur yeri gelir komşun kardeşten öte yakının olur. Gerçekten komşuluk çok önemli ne güzel yazmışsınız kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
  14. İhtiyaç gidermenin her şeyden önce bize faydası olduğunu bir anlasak sahnemiz değişecek. Anlayabilenlerden olalım inşallah. Kaleminize sağlık hocam 🌸🖊️

    YanıtlaSil
  15. Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  16. komşuluk hakkını hakkıyla gözetebilmek ümidiyle...

    YanıtlaSil
  17. Komşuluk hakkı... Teşekkürler

    YanıtlaSil
  18. Komşuluk ilişkileri önceden ilişkinin yaşamımızda daha çok olduğunu gösteriyordu. Günümüzde insanlar daha fazla bireysel davranıyor. İnsan unuttu muhtaç olduğunu... Hatırlatan çok güzel bir yazı olmuş...

    YanıtlaSil
  19. İhtiyaç giderirken bir bakmışız ihtiyacımız görülmüş 🌸

    YanıtlaSil
  20. İnsana somut anlamdaki yakın olan kişiler (komşular gibi) kan bağı olarak yakın olan kişiye göre daha fazla ihtiyaç karşılayıp ihtiyaç giderdiğimiz kişiler olabiliyor. Gerçekten önemli bir yazı olmuş. Değerlerimize tekrar sahip çıkabilmek nasip olsun:) emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  21. komşum "sadece senin değil benimde ihtiyacım gideriliyor"..
    ne güzel bir denge çok şükür. :)

    YanıtlaSil
  22. Hayatta ihtiyaç karşılayanın ihtiyacı karşılanıyor, RABbimiz ihtiyaç karşılayabilen kullarından eylesin...

    YanıtlaSil

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim Bu hayatta her insan mutlu ve başarılı olmak ister…  Bunun için, Sevdiği insan...