Neden Olmuyor?

Ertelemek


Neden Olmuyor?

 “Şu işler hallolsun, rahatlayacağım.”

“Şu ödevi teslim edeyim, o zaman huzur bulacağım.” 

“Sınavları bir halledeyim ondan sonra spora başlayacağım.”

“Şu çocuk bir okula başlasaydı… Uzun zamandır okumayı ertelediğim kitaplarımı okuyacağım, nasıl olsa bir sürü vaktim olacak…” 

Şeklindeki koşullu cümleler, ertelenerek büyür ve en sonunda;

“Ben de uzun zamandır şunu yapmayı istiyordum ama bir türlü nasip olmadı…” cümlesine dönüşür.

O eylemi yapan bir kişiyi görünce de;

“Benim de şu imkânım olsaydı, bunu ben de başarmak istiyordum.” şeklinde bir kapanışla taçlandırılır. 

Peki, büyük bir inançla başlayan bir istek, nasıl olur da kolay bir vazgeçişe döner?

Ayşe… Vazgeçiş torbasına bir ürün daha eklediği şu günlerde, evinin manzarası olmayan penceresinden bakarken iç geçiriyordu. 

Ertelemek

“Ben nasıl bu hale geldim? 5 yıl önce bana deseler ki hayalini kurduğun 30 yaşın bu şekilde olacak… Gülüp geçerdim. Vallahi inanmazdım.” diye kendi kendine münazara yapıyordu. Ama işin aslı şu ki; Ayşe bu duruma gülmezdi, kahkahalar atarak tüm mahalleyi ayağa kaldırırdı. Öylesine enerjik, deli dolu, aklındaki hedeflerini hevesle anlatan bir kızdı ki… Niye sönmüştü şimdi bu hevesi? Borçlusundan ümit kesen esnaf gibi, o da çizgi çekmişti hayallerinin üstüne. Bir daha da geri dönüşü yok gibi hissediyordu. Zaten o iki yıl da nasıl geçti anlamamıştı. Zaman geçmek bilmezken, yıllar birbirini yarışırcasına gibi kovalamış, Ayşe de bu zamanı tutamamıştı işte. 

Kendi kendine dertleşmeye devam etti… Şimdiye zayıflamış, iş yerinde terfi almış, eşiyle arasını düzeltmiş ve çocuklarına bol bol zaman ayırıyor olması gerekiyordu. Bunları bir sıralamaya koymak istedi. “Çocuklarıma daha iyi vakit ayırabilmem için, iş yerini birazcık düzene sokmam gerek. Zaten iş ve ev dengesini kuramadığım için eşimle tartışıyoruz. Tartıştığımız için de kendimi yemeğe veriyorum, işler iyice karışıyor. Offf! Daha çözüm aşamasına geçemeden bunaldım. Nasıl düzelecek bu kadar karışıklık?” Kendi kendine bir süre daha tartıştıktan sonra, sondan başlamaya karar verdi. 

Başının belası kilolar… Ne zaman diyete başlayacak olsa; farklı diyet akımlarından bulduğu tüm tarifleri arkadaşlarına güzelce bir anlatıyordu. Diyet kararı aldığında dahi, kendini 10 kilo vermiş gibi hafif hissediyordu. Bu kadar gürültüyle başlayan sürecin sonunda, bir o kadar sessiz sedasız, gizlice bozuluyordu o diyet. Ya çocuğun başına bir olay geliyordu. “Bundan sonra başlarım, şimdi hiç sırası değil.” diyordu. Ya da “Aman canım, bir dilim tatlıyla kilo almadım ki, o dilimden vazgeçince mi kilo vereceğim? Akşam yemeği yemem bir su içer uyurum.” diyerek kendini avutuyordu. Adına her ne kadar “denge” dese de, içinden bir ses bunun bir “kılıf uydurma” olduğunu biliyordu. Sonra, zihnindeki münazarayı yöneten moderatör, konuyu değiştirirdi.

Çocuklar… Ne zaman onları bir düzene, disipline sokmaya çalışsa, iş yerindeki işler bir dağ gibi önüne diziliyordu. “Bu sefer tableti vermeyeceğim!” diye eve adımını attığı akşam, misafirleri geliyordu.

“Şu okullar bir tatil olsun, sizi elime bir alacağım...” Ya da “Bu seferlik oynayın, bu oyun en azından diğerleri gibi değil daha masum.” diyerek, çocuklarına izin verirken buluyordu kendini. “Aman ne yapayım hayat şartları diye konuyu bu sefer kendi değiştirdi.”

İş yeri… Terfi etmek için, yıllardır değişmesini beklediği bir müdürü vardı. Adamla kimyaları tutmamıştı, o yüzden işleri pek iyi gitmemişti. 

“Neymiş efendim, dosyaları detaylı hazırlamıyormuşum. Verdiğim bilgiler neyine yetmiyor anlamıyorum. Düzensizmişim! Allah Allah, sanki diğer elemanlar dünyayı kurtarıyor…” Az kalsın kendi kendine müdürle kavga edecekti de son anda durmaya karar verdi. 

“Hiç moralimi bozamam onun için…” dedi ve kahvesinden bir yudum aldı. Aslında müdürün dediklerini yapmaya çalışmıştı ama o sırada dizinden ameliyat olmuştu, şu ameliyatın ağrıları tam anlamıyla geçse başlayacaktı da, yine olmamıştı.

Sorunlarını listelediği sırada hepsinde ortak bir nokta fark etti. İsteklerine ulaşabilmesi için, tüm dünyanın durması gerekiyordu. Hani, sınıfa gelen öğretmeni ilk fark eden kişi, yanındakini uyarır, o arkasındakine söyler ve bir dalga gibi sesler yumuşak bir tonla kesilirdi ya… öyle… Herkes bir dursun ve Ayşe hedeflerini gerçekleştirsin… İyi de insanın hedefleri, diğer değişkenlere neden bu kadar bağlı olabilirdi ki? 

Ertelemek

Eve misafir gelse de, çocuklar mevcut kurallara uyamazlar mıydı? Belki de çocuklara daha uygulanabilir kurallar koyulmalıydı. Gece 12’de uyuyan bir çocuk, anne karar aldıktan sonra, birden bire 9’da uyur hale gelebilir miydi?

Bir diyetin geçerliliği, gündemin, ortamın, kişilerin değişkenliğine bağlı olabilir miydi? Misafirlikte arkadaşlarının tatlısına eşlik mi edilmeliydi? Ya da bir dilim tatlıyı küçümsemek yerine, biraz daha dirayetli olunamaz mıydı?

İş yerindeki süreçleri toparlamak için, evdeki tüm durumların düzelmesini mi beklemek gerekirdi? Müşterilerle telefonda görüşmek için, o gün başka gündem olmamalı mıydı? Her gün iki müşteriyle konuşulamaz mıydı yani?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Ertelenen her şey büyür.”

Eğer değişmeye yönelik gerçek bir niyet yoksa her olay, ‘bir sonraki gün yeniden başlamak’ için süslü bir bahanedir. Gerçekten başlamak isteyenler için, olaylar sadece küsurattır. 

Hiçbir dönüşüm, birden bire gerçekleşmez. Hedefimize küçük-büyük demeden, ertelemeden, gücümüzün yettiği bir adım atmakla başlar her şey. Böylece her seferinde daha büyük bir işi yapma hakkı elde ederiz. 

Doğru dönüşümlere, güçlü başlamak ve güçlü devam edebilmek dileğiyle…

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***




9 yorum:

  1. Dünya durmayacak sen kararlı oldukça minik adımlarla ilerleyeceksin… Küçük ama sürekli 🌸

    YanıtlaSil
  2. Ellerinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  3. Emeğinize sağlık ne kadar faydalı bir Yazı 🌺

    YanıtlaSil
  4. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Bayıldım. Çok keyifli ve vurucu bir yazı olmuş. "Herkes bir dursun ve Ayşe hedeflerini gerçekleştirsin…" :) Emeğinize sağlık♡

    YanıtlaSil
  7. Thanks to Selma yarligan Hocam
    She told me about this courses and after joining to these classes I feel big changes in my life. I learned how to manage my life even though still I face some problem but at least I learned how to handle those problems. Thanks a million🥰

    YanıtlaSil
  8. Elinize sağlık. Çok güzel anlatılmış. Birçoğumuzun hayatında çok önemli bir konu. Niyet edip hemen küçük de olsa harekete geçmek…

    YanıtlaSil

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim Bu hayatta her insan mutlu ve başarılı olmak ister…  Bunun için, Sevdiği insan...