İşaretler
Zarif incecik porseleniyle küçük bir tablo gibiydi el boyama fincanı. Ananesinden hatıra kalmıştı. Minik kadife pufunu ayaklarının altına doğru çekti. Bol köpüklü kahvesinden bir yudum aldı ve pencereden dışarıya baktı.
Evinin önündeki yol boyu uzanan manzarada, kilometrelerce uzaklıktaki dağları seyredebiliyordu Ayla. Manzaraya dalmışken, pencerenin aralığından aniden bir rüzgar esiverdi. Havaya belirgin bir karanlık çökmüştü. Öğlen saati olmasına rağmen, akşam ezanı vakti gelmiş gibiydi. Pencereye yaklaşıp dışarı baktı, gökyüzünde gri bulutlar salınıyordu.
Hemen balkona koşup çamaşırlarını toparladı, kilimini katlayıp içeri aldı. Manzarasını kapatmasın diye yaptırdığı boylu boyunca cam balkonun pencerelerini sıkıca kapattı. "Geldi geliyor.." dedi içinden. Yağmur daha ortada yoktu, ama tüm işaretler az sonra geleceğinin habercisiydi. Kısa bir süre sonra hava daha da kapattı ve şimşekler çakmaya başladı. Ardından yağmur gökyüzünden toprağa dökülmeye başladı. Sonbahar yağmuru, mis gibi kokusunu etrafa hemen yaymaya başladı.
Hayattaki bir çok şey de böyledir aslında...
Yağmur yağmadan önce güçlü bir rüzgar eser…
Gri bulutlar bir araya toplanır…
Ve yağmur yağar…
Bir bebek, sıkıntısını söyleyemez ama ağlarken ki ses tonundan sıkıntısının ne olduğu anlaşılır.
Acıktı mı? Gazı mı var? Uykusu mu geldi? Ağrısı mı var? Mızmızlık mı yapıyor? Oyun mu istiyor?
Hastalanmadan önce vücudumuzda halsizlikler, kırgınlıklar başlar.
Henüz hasta olmamasına rağmen elini kolunu kaldıramamasından anlar insan başına geleceği…
Ya da gökyüzünde uçan martılar, işaret eder bize yakınlarda bir deniz olduğunu…
Aslında her şey işaretini verir, bakarken görebilene.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Her şey olmadan önce mutlaka işaretini verir ve olduktan sonra da izini bırakır.”
Yaşadığımız problemlerde, içinde bulunduğumuz ilişkilerde de durum farklı değil.
İnsan hayatın içerisindeki işaretleri okuyabildiğinde,
Atacağı adımlarda,
Alacağı kararlarda,
Yapacağı seçimlerde,
İçinde bulunduğu ilişkilerde öngörülü olmaya başlar…
Hayatın içerisindeki işaretleri okuyabilmek, ne yaparsa ne ile karşılaşacağını öngörerek adım atmak insana çok büyük konfor verir.
İnsanın hayatında karşılaştığı ve içinden çıkamadığı problemler de bir anda olmaz. Her olay gerçekleşmeden önce mutlaka bir işaret verir. Hiçbir hastalık bir anda olmadığı gibi, hiçbir çocuk bir günde laftan anlamaz hale gelmez. Hiçbir insan diğerine bir günde nankörleşmez. Veya bir şirket bir günde iflas etmez. Her birinin önden mutlaka işaretleri gelir. Bozulurken de düzelirken de…
İnsan hayatındaki gerçeklikleri ve ilmini artırmaya başladıkça; bir çocuk, bir ilişki, bir ticaret toparlanmadan veya bozulmadan önce hangi işaretleri verir ve sonrasında nereye varır sorularının cevabını da almaya başlar. Hayatın kendisine verdiği mesajları okuyabilir, anlayabilir ve ona göre hamle yapabilir hale gelir.
İşaretleri okuyabilmek, anlamlandırabilmek ve öngörü sahibi olabilmek dileğiyle…
***
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***
🌷
YanıtlaSilÖn görülü bir insana dönüşebilmek dileğiyle,
YanıtlaSilEmeğinize sağlık🌸
🌸🌸🌸🌸
YanıtlaSilHarika deneyimsel tasarim oretisi
Sil🌺Emeğinize sağlık. Tüm mesele görebilmek
YanıtlaSilElinize sağlık
YanıtlaSilElinize sağlık
YanıtlaSilHer an bizim için işaretler var, yakalayabilir, anlayabiliriz dilerim :)
YanıtlaSil