Ticaretin Sırları
Kartvizitte yazan adresi sonunda bulmuştu. Sanayi sitesinin içinde, bir o yana bir bu yana derken, birbirinin aynısı gibi duran işyerlerinden doğru olanın önündeydi artık. Tabelası gösterişsiz, önünde güvenliği olmayan kapıdan içeri girdi. Geldiğini fark eden biri ona doğru yaklaştı;
-“Hoş geldiniz, buyurun?”
-“Eeee, hoş bulduk. Ben, iş görüşmesi için gelmiştim.”
-“Evet, Metin Bey bahsetti. Siz şöyle geçip oturun, kendisine haber vereyim.” diyerek Yasin’i camekanlı bir odaya aldı.
Yasin, gördüğü manzara karşısında şaşkındı. 3 farklı şehirde şubesi olan bir genel merkezdeydi. Ama mekan hiç öyle hissettirmiyordu. Eşyalar, masalar yeni sayılmazdı, gösterişi olmayan, ihtiyaç görecek kadar dizayn edilmiş, temiz bir işletmeydi. Orta yaşlı, normal giyimli biri girdi içeri. Ama duruma bakılırsa, iş görüşmesini yapacağı kişi, bu kişiydi.
-“Merhaba, hoş geldiniz. Metin ben, şirketin sahibi ve yöneticisiyim.”
Yasin, şirket sahibi deyince, daha şık ve pahalı tarzı olan birini gözünde canlandırmıştı. Olumlu, samimi bir iş görüşmesi yaptılar. Patron da olsa, şirketin bozulan makinasını tamir etmek için kendi uğraşması, bundan gocunmaması, babacan ve yumuşak tavırları Yasin’i çok etkilemişti. Yeni mezun olan Yasin’in, lise yıllarından beri tatillerde çalışması dışında iş deneyimi olmamıştı. Zaten Metin Bey de,
-“Buraya sayfa sayfa özgeçmişi olan insanlar geldi. Bana deneyimli değil, erdemli çalışanlar lazım. İşini sahiplenecek, şikayet değil çözüm üretecek, bana diz bağı olacak biri lazım.” diyerek ne aradığını en baştan net bir şekilde ortaya koymuştu.
Yasin iş koşullarını konuşup, 1 hafta içinde işe başladı. Metin Bey dışında, 3 işçi, 1 satışçı, 1 ofis personeli ve mühendis olan kendisiydi tüm kadro. Çok az kişi olsa da çok iş vardı. Kısa sürede tüm yasal prosedürleri öğrenmeye başladı Yasin. Metin Bey’e sürekli sorular soruyor, danışarak hareket ediyor ve sürekli onun çalışma stilini gözlemliyordu.
Metin Bey, çok az ve yavaş konuşan, yüzünde pek mimik olmayan biriydi. Ancak, kuruma gelen herkesle, mutlaka tokalaşır, hal hatır sorar, alışverişi düşük de olsa yüksek de olsa en ince ayrıntısına kadar ilgilenir ve çok tebessümlü bir şekilde uğurlardı. Aynı ilgiyi alışveriş yapmadığı kişilere de mutlaka gösterirdi. Kurumdan çıkan herkesin yüzünde mutlaka bir tebessüm olurdu.
Sabah, o caddedeki en erken açılan iş yeriydi. Çalışanları mesaileri bittiğinde gönderir ama kendisi biraz daha çalışmaya devam ederdi.
Satışını, anlaşmasını yaptıktan sonra hemen ikramını yapar, sanayiye kadar geldin yemek yemeden gitme derdi. Görüşme anlaşmaya dönmese de aynı şekilde bir şeyler ikram etmeye çalışırdı.
Borcunun çok küçük bir miktarını ödemeye gelenlere karşı da ilgili ve özenliydi, borcunu biraz daha geciktireceğini söyleyenlere de...
Yasin'in bugüne kadar gördüğü örneklerden çok farklıydı Metin Bey. 15 yıldan uzun zamandır faaliyet gösteren, şubeleri olan bir firma duruyordu karşısında. Şaşkınlığını ve merakını daha fazla saklayamadı. Müsait bulduğu bir vakitte Metin Bey ile konuştu. Bu kadar özveriyle çalışıp, insanlara sürekli ikramda bulunup, düşük karla nasıl bu kadar büyüyebilmişti? Bu çalışma potansiyeli ile daha fazla büyüme imkanı varken neden bu kadar tedbirliydi?
Metin Bey, gülümseyerek dinledi Yasin’i…
-“Oradan bakınca garip gelmesi normal. Ticaretin nasıl olması gerektiğini anlamam zaman aldı elbette. Ama ticarette marifet, çok satış yapmak, ucuza mal almak, yüksek kar etmek değildir. Mesele müşteri kazanmaktır. Para kazandığında değil, müşteri kazandığında sürekliliği sağlarsın. Hayatım boyunca kendime bunu prensip edindim. Hep şu soruyu sordum. “Nasıl ihtiyaç gideren olurum?” İşimle ilgili hiçbir ihtiyacı gidermeye, hiçbir boşluğu doldurmaya erinmedim. Fatura da kestim, pasapas da yaptım, müşteri yoksa camları da sildim. Sadece satacağım mala odaklanmadım; müşterimin, elemanımın, komşularımın da derdiyle dertlendim. Sahip olman gereken prensiplerin ilki bu olsun… Para kazanmaya çalışma, sen ihtiyaç gidermeye çalış.”
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “İnsandan beklenen sadece para kazanması değil, ticaretle sınavını geçmesidir.”
Gerek ticarette, gerek ikili ilişkilerimizde, gerek sağlığımızla ilgili bize sorulan sorular vardır. İnsan meseleyi soruyu ortadan kaldırmak yani para kazanmak, evlenmek, terfi etmek zanneder ve buna konsantre olur. Oysa esas mesele o soruya doğru cevabı vermek, oradaki ihtiyacı gidermektir. İnsan ihtiyaç gidermeye konsantre olunca zaten kazanan olur. Çünkü o müşteri ihtiyacını gören esnaftan çok uzağa gidemez. Tıpkı bir bebeğin tüm ihtiyaçlarını gideren annesinden uzağa gidemediği gibi…
İnsanı her türlü alışverişte tercih edilir kılan özellikler vardır.
- İhtiyaç görerek doğru insanlarla iletişimi ilişkiye çevirebilmek.
- Dış dünya beklentisini düşük tutup kendi yapacaklarına odaklanmak.
- İkramlı ve tebessümlü olmak.
- Er başlamak.
- Sürekli üretimde kalıp ve fayda ve keyif veren olmak.
O nedenle insanın sınavını geçmek için konsantre olması gereken şey ihtiyaç gidermektir. O zaman iyi bir eş, iyi bir arkadaş, iyi bir çalışan ve iyi bir yönetici olma yolunda ilerler.
İyilerle karşılaşmanız dileğiyle..
***
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***
İnsandan beklenen sadece para kazanması değil, ticaretle sınavını geçmesidir.”
YanıtlaSilKaleminize sağlık...
Keşke bu stratejileri çoğu esnaf bilse…
YanıtlaSil“İhtiyaç gidermek” belki de kaçırdığımız önemli noktalardan biri. Emeğinize sağlık
YanıtlaSilEkonomistlerin veremeyeceği stratejiler 👏🏼👏🏼👏🏼
YanıtlaSilBir işin nasıl yapılması gerektiği çok güzel anlatılmış. Kaleminize sağlık🌺
YanıtlaSilKaleminize sağlık...
YanıtlaSilKaleminize sağlık insan işe yaradığını hissedince ve işe yarar birşeyler yapınca kendini daha mutlu hissediyor bende bu dersleri aldım iyiki Allah Aytül hocamı karşıma çıkarmış Allah ondan bin kere razı olsun bu dersleri çok güzel anlatıyordu bize yeni bir eğitimde görüşebilmek umuduyla sonsuz teşekkürler
YanıtlaSilSabah insanın herkesten önce dükkanını açması👍 Eskiden dedelerimizin yaptığı gibi, şimdi saat 10:00 olmuş müşteri kapıda bekliyor🤗 nerde kaldı işin bereketi🤗 Elinize sağlık🤲 bu basit şeyleri yapmak insana ne zor geliyor artık. Şikayetimiz arttıkça gitgide bu stratejilerden uzaklaşıyoruz malesef…
YanıtlaSilİnsan vererek nasıl kazanabileceğinin farkında olabilse …. Emeğinize sağlık
YanıtlaSilSadece kazanma hırsının ne kadar boş ve anlamsız olduğunu güzel anlatmış. Hayat ne güzel bir alışveriş, verene çok geri veriyor…
YanıtlaSilİnşAllah he daim ihtiyaç gideren oluruz. Elinize sağlık.
YanıtlaSil👌
YanıtlaSilNormallerin çok dışında fakat olması gereken ticaret örneği...
YanıtlaSilGerçekten insanın ufkunu açan bir stil, emeğinize sağlık..
YanıtlaSilİnsan ne yapars yapsın amacı sınavı kazanmaksa gerisi teferruat
YanıtlaSilNerede olursan ol ihtiyaçlara yatırım yapmak gerekiyor demek ki✨️
YanıtlaSilÖykünü beğenmek ihtiyaç gidermeye odaklanmak ...
YanıtlaSil🌸🌸🌸