Emre gözlerini ovuşturarak kapıdan girdi. Merve, içeride kocaman gülümsemesiyle onu bekliyordu.
“Günaydınnnn! Sana kahve aldım. Al iç, ayıl biraz.”
“Günaydın. Sabah sabah bu ne enerji. Saat 05:50. Ben biraz kestireceğim, hiç uyanamadım. Akşam da geç yattım. Sen buraları idare edersin değil mi canım arkadaşım?”
Merve gözlerini devirerek, “İyi, git bakalım…” dedi.
Merve ve Emre, sabah 06:00’da açılan büyük bir spor merkezinde çalışıyorlardı. Her sabah aynı konuşmaları yapıp güne başlarlardı. Emre uyumaya, Merve de işe koyulurdu.
Merve, etrafı gözleriyle şöyle bir kolaçan etti. Akşamdan toplanmamış ekipmanları yerlerine yerleştirdi. Stüdyoları gezdi, eksikleri, çalışmayan makinaları tespit etti ve şefine bildirmek üzere not aldı. Stüdyoların birinden çıkarken az daha düşüyordu. Akşam gelen üyelerden biri, su şişesini kapağı açık bir şekilde kenara bırakmıştı. Merve ona takılınca şişe devrildi ve yerler ıslandı. Hemen bir peçeteyle sildi, su şişesini çöpe attı. Yine de temizlik ekibine haber verip, yerin iyice temizlendiğinden emin olmak istedi. Sonra ana salona geldi. Müzik sistemini açtı. Sesi yükseltirken yüzüne bir gülümseme belirdi. Olduğu yerde sallanmaya başladı. Merve hareketli biriydi. Durduğunda değil, hareket ederken dinlenirdi. İşlerini her zaman planlı, düzenli bir şekilde yapar, ertelemezdi.
Saatine baktı. 06:15’i gösteriyordu. Kahvesinden bir yudum aldı.
Ve insanlar gelmeye başladılar… “Günaydın”, “Günaydın”, “Günaydın”…
Çalışmayı seviyordu Merve… Ancak burada yapabileceklerinin sınırlı olduğunu düşünüyordu. Kendine ait bir stüdyosu olsun istiyordu, bunun için de kenara üç beş kuruş atmaya çalışıyordu…
Emre, gözleri balon gibi şişmiş, saçı başı dağılmış bir halde içeri girdi.
“Ohhh! Uyumak çok iyi geldi, kendime geldim…” derken, gerinerek, istemsizce gülümsedi.
“Keşke bir de aynaya baksaydın Emreciğim! Git elini yüzünü yıka, saçını başını düzelt.”
“Tamam anneee!” Emre söylene söylene gidip, geldi.
“Hadi git, biraz hava al sen kanka, buralar bende.”
“Tamam. Bir şeyler atıştırsam iyi olacak. Gelirim hemen…” diyerek Merve dışarı çıktı.
O küçük mola sırasında, ileriye dönük planlarını düşündü. Hayal etmiyordu, çünkü bir amacı vardı. İnsanlara sağlıkları ile ilgili fayda sağlamak istiyordu. İnsanlar spor merkezine, sağlıktan ziyade keyif yapmaya geliyor, iki sohbet edip yeni insanlarla tanışmak, o sırada da “spor” olsun diye iki hareket edip vakit öldürüyorlardı. İnsanların sporun gerçek faydasını anlamasını sağlamaktı niyeti…
Emre, salona gelenlerle ilgileniyordu. Burada çalışmaktan hiç mutlu değildi. Sabah erken kalkmak, farklı insanlara bütün gün laf anlatmak, anlaşılmadığında tekrar anlatmak zorunda kalmak, güler yüz göstermek, kısacası iletişim kurmak Emre’yi çok sıkıyordu. Onun hayali, Amerika’ya yerleşmek ve daha rahat bir yaşam sürmekti. Kazandığı para yeterli olmadığından değil ama harcamaları yüksek olduğundan ayın sonunu getirmekte zorlanıyordu. Amerika’ya giderse her şeyin istediği gibi olacağını düşünüyordu.
Günler ayları, aylar yılları kovaladı ve çalıştıkları işyeri kapatma kararı aldı. Kimseyi mağdur etmeden çalışanlarıyla yollarını ayırdılar. Emre ve Merve artık işsiz kalmışlardı. “Acaba bu bir fırsat olabilir mi?” diye düşünen Emre, gözünü karartıp Amerika’ya gitti. Tanıdıkları vasıtasıyla hemen birkaç öğrencisi oldu, ders vermeye başladı. Çok heyecanlıydı. Sonunda hayalleri gerçekleşiyordu. Her gün farklı yerlere gidip, fotoğraflar paylaşıp, çok mutlu olduğundan bahsediyor ve herkese Amerika’ya gelmelerini tavsiye ediyordu.
Kendi düzenini kurana kadar, bir arkadaşının yanında kaldı. Ama o düzeni kurmak hiç kolay olmadı. Başlangıçta çalıştırdığı iki öğrenci, bir süre sonra derslere gelmemeye başladı. Tek gelir kaynağı uçup gitmişti. Zorluklar karşısında aklına Merve geldi. “Keşke burada olsaydın, bana ne yapacağımı söylerdin…” diye içinden geçirdi. Ama Merve kilometrelerce uzaktaydı. Artık iş, başa düşmüştü. Çok zorlanıyordu, mutsuzdu, hayalleri hiç de umduğu gibi gerçekleşmemişti. Aylarca debelenip durdu. Yanında kaldığı arkadaşının ona karşı tavırları da değişmişti. Kendini fazlalık gibi görüyor ve huzursuz oluyordu.
Emre’nin bir amacı vardı ama amacına uygun hedefleri yoktu. Amacına ulaşmak istiyorsa kendine doğru hedefler belirlemeliydi. Hedeflerine ulaşmak için de emek vermeliydi. Çünkü insan hayatta ancak emek verdiği şeyin değerini bilirdi.
Emre bir karar verdi ve kolları sıvadı. Önüne çıkan ilk benzinliğe gidip çat pat İngilizcesiyle iş istedi. Benzinlik, hediyelik eşya dükkânı, inşaat işleri derken Emre farkında olmadan hayata dört elle sarılmıştı. Normalde yüzüne bakmayacağı işler olmasına rağmen, çalıştıkça daha da keyif alır oldu. Para biriktirmeye başladı, dil okuluna gidip İngilizcesini ilerletti. İnsanlarla iletişim kurmayı sevmeyen, sabahları uyanamayan Emre, işe gitmeden bir saat önce sporunu yapan, işe erken başlayan, yolda karşılaştığı insanlara gülümseyerek selam veren biri oldu. İşten arta kalan zamanlarda, önce tek kişilik, sonra daha fazla sayıda grup çalıştırmaya başladı. Çevresi iyice genişleyen Emre, iyi bir spor merkezinden teklif almış ve kendi mesleğini profesyonel bir ortamda tekrar yapmaya başlamıştı.
Merve de başarabilmek için kâh zorlandı kâh canı acıdı, ama asla pes etmedi. Emek verirse başaracağını biliyordu. Hayatı boyunca sarf ettiği emekler ona bunu göstermişti. Çalışmaya devam etti ve sonunda o da kendi stüdyosunu açtı. Derslerini verdikçe, öğrencilerinin sağlığına fayda sağladıkça, mutluluğu daha da arttı. Amacını gerçekleştirmiş olmanın verdiği azimle daha çok araştırıp, öğrenerek verebileceği faydayı arttırmaya çalışıyordu. Elinden geldiğince, zamanının da kazancının da hakkını vermeye çalışıyordu.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “İnsan bedel ödediği konuda güçlenir.”
Emre ve Merve, bu süreçte birbirlerini hiç habersiz bırakmadılar. Birbirlerine sürekli destek oldular, mutluluklarını, üzüntülerini paylaştılar. Emre bu süreçte evlendi. Merve tabi ki nikaha katılarak Emre’yi yine yalnız bırakmadı.
“Buraya beş yıl önce gelen Emre’yi hatırlıyor musun?”
“Hatırlamaz mıyım? Sanki hiçbir şey düzelmeyecek gibiydi. Geriye dönüp bakınca iyi ki böyle olmuş diyorum. Yoksa bir şeye emek vermenin ne demek olduğunu, hiçbir zaman anlayamazdım…”
Zaman hakkını ister. Hayatta istediğimiz her şey bir parmak şıklatma hızında gerçekleşseydi kıymetini bilir miydik? Peki, o hızda sahip olduklarımıza ne kadar kıymet veriyoruz?
İsteklerimiz hayat amacımıza uygun olmazsa bizi başarıya ve mutluluğa ulaştırır mı?
Hedeflerimizin anlamı kalır mı?
Bir domates fidesini ilk ektiğimizde büyümesi için gereken ısı, ışık ve besini veririz. Bir süre geçtikten sonra bezelye tanesi kadar ortaya çıkar. Olgunlaştıkça büyür, kızarır ve hem fayda veren hem de iştah açan bir hal alır. İsteklerimizin gerçekleşmesi için de süreye ihtiyaç vardır. Bu yüzden, emek sarf ettikçe sebeplerimizden keyif alır ve sonuçları düşünmeyi bırakırız. Biz olgunlaştıkça isteklerimiz de olgunlaşır ve koyduğumuz hedefler bizi zamanla amacımıza ulaştırır.
Emek vermenin ne demek olduğunu anlayabilmek, zamana hakkını verebilmek dileğiyle…
***
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
İsim benzerliği sayesinde kendime yazılmış bir yazı gibi okudum 😊😊
Hep o eski günleri yad etmiyor muyuz? Abinin, ablanın kıyafetlerinin giyildiği günler, sırayla her çocuğa ayakkabı alınması, okul harçlığından arttırmak için yürüyerek okula gittiğimiz günler, son para ile alınan o simit, iş kurarken arada yaptığımız diğer işler... Bizi biz yapan bunlar değil mi?
Bizi biz yapan nice emeklerimizin olması dilekleriyle.... Ellerinize sağlık 🌸
“Hayatta istediğimiz her şey bir parmak şıklatma hızında gerçekleşseydi kıymetini bilir miydik? Peki, o hızda sahip olduklarımıza ne kadar kıymet veriyoruz? İsteklerimiz hayat amacımıza uygun olmazsa bizi başarıya ve mutluluğa ulaştırır mı?” Ne kadar farkındalık oluşturan sorular… insanı başarıya mutluluğa ulaştıran şey verdiği emek… Hayatta doğru amaç doğrultusunda belirlediğimiz hedeflerimize bedeller ödemek ümidiyle… güzel yazı için teşekkürler🌼
Zamanın hakkını vermek, doğru hedeflere - doğru bedeller ödemek bu bilinçle yaşadığımız hayata anlam katabilmek dileğiyle bu farkındalık için teşekkürler 💐
‘Emek verilen herşeyin kıymetini bilmek’ çok doğru bir nokta..Düşününce herkes hayallerini gerçekleştirmek ister, dile getirir ancak gerekli özeni planlamayı ve zamanı harcamaz bunun için.. o harekete geçme anı için bazı itici güçlere ihtiyaç duyarız motivasyon isteriz .. Hayallerimize ve esasen gerekli motivasyonu bulmaya diyorum🙏Çok güzel bir yazı emeklerinize sağlık
Emek vermeden çaba sarfetmeden elde edilenin kıymeti bilinmiyor...hem keyifli hem düşündürücü yazı için teşekkürler 🌸🌺 dilerim ki; zamana hakkını verebiliriz..
Bedel ödeyenin eli bereketlenir. Bedel ödeyen bedel ödediği konuda güçlenir marifetlenir. Bedel ne kadar kıymetli ne kadar da lezzetli bir süreç, insanı insan yapan insanın kıymetini artıran bir süreç
Zaman hakkını ve bedelini ortaya koymanı ister.. Hayatta istediğimiz her şey bir parmak şıklatma hızında gerçekleşseydi kıymetini bilir miydik? Emeğine yüreğine sağlık 😊
“No wind favors he who has no destined port” bugün işlediğim bir ünitede geçen bir söz. Üzerinde öğrencilerinle epey bir konuştuk. Tam da bugün bunları konuşmuşuz gibi geldi bu yazı. Kalemine yüreğine sağlık.. şu sıralar ve bu rast geldiğim jenerasyonların en büyük sıkıntısı bu sanırım. Hayal yoksunluğu ve emek fakirliği..
“no wind favors he who has no destined port” tam da bugün öğrencilerime bir ünite işlerken karşılaşıp üzerinde konuştuğumuz konu. Maalesef bu jenerasyonun en büyük sıkıntısı ya hayal yoksunluğu ya da emek fakirliği.. kalemine sağlık 💜
Elinize sağlık.Çok güzel iki başarı öyküsü… Başarıya ulaşabilme ve devam ettirebilmenin sebeplerini oluşturabilmek… Zamanın hakkını vererek Hedefe yönelik bedel ödeyebilmek ne kadar kıymetli. Teşekkürler hatırlattığınız için🍃
İsteklerimizin gerçekleşmesi için süreye ihtiyaç vardır. Bu yüzden, emek sarf ettikçe sebeplerimizden keyif alır ve sonuçları düşünmeyi bırakırız. Biz olgunlaştıkça isteklerimiz de olgunlaşır ve koyduğumuz hedefler bizi zamanla amacımıza ulaştırır. İnsanın hedefine nasıl ulaşabileceği çok güzel anlatılmış, çok teşekkürler kaleminize sağlık 🌺
Hayalini kurduğumuz şeye bedel ödemediğimiz sürece ona ulaşamıyoruz ulaşsakta kıymetini bilemiyoruz niyetimiz temiz hedefimizde net ve kararlı olursak bedelini sağlam ödersek Allah mutlaka nasip ediyor
Hayatta zorluklarda sağlam durabilmek için, hayatın kıymetini bilmek için emek gerekiyor. Emekler ağacımızın kökünü güçlendiriyor, daha sağlam, daha mutlu, daha güçlü yaşayabilmek için...Kaleminize sağlık .
Bir şeyin kıymetini bilmek için ona bayağı bir emek vermek gerekiyor. Güçlenmek için de yılmadan pes etmeden çalışmak emek vermek para ve zaman akıtmak gerekiyor.
İsim benzerliği sayesinde kendime yazılmış bir yazı gibi okudum 😊😊
YanıtlaSilHep o eski günleri yad etmiyor muyuz? Abinin, ablanın kıyafetlerinin giyildiği günler, sırayla her çocuğa ayakkabı alınması, okul harçlığından arttırmak için yürüyerek okula gittiğimiz günler, son para ile alınan o simit, iş kurarken arada yaptığımız diğer işler... Bizi biz yapan bunlar değil mi?
Bizi biz yapan nice emeklerimizin olması dilekleriyle.... Ellerinize sağlık 🌸
❤️
Sil“Hayatta istediğimiz her şey bir parmak şıklatma hızında gerçekleşseydi kıymetini bilir miydik? Peki, o hızda sahip olduklarımıza ne kadar kıymet veriyoruz? İsteklerimiz hayat amacımıza uygun olmazsa bizi başarıya ve mutluluğa ulaştırır mı?” Ne kadar farkındalık oluşturan sorular… insanı başarıya mutluluğa ulaştıran şey verdiği emek… Hayatta doğru amaç doğrultusunda belirlediğimiz hedeflerimize bedeller ödemek ümidiyle… güzel yazı için teşekkürler🌼
YanıtlaSil❤️
SilEmeklerinize sağlık 🌸
YanıtlaSilBedelin önemi…
Kıymet verdiklerimize ödediğimiz bedeller geldi aklıma. İnşALLAH doğru yere doğru bedeller ödeyebiliriz 🫠
❤️
Silİnsan bedel ödediği konuda güçleniyor hakikaten. Ne kadar öz bir yazı olmuş ellerinize sağlık
YanıtlaSilHayatta herşey ödediğimiz bedeller ve karşılığı üzerine kurulmuş. Yeter ki bedellerimizi doğru yere ödeyebilelim. kaleminize sağlık🌷
YanıtlaSilNe akıcı bir yazı 🍀
YanıtlaSilEmek dolu gerçekten. Kaleminize sağlık
SilZamanın hakkını vermek, doğru hedeflere - doğru bedeller ödemek bu bilinçle yaşadığımız hayata anlam katabilmek dileğiyle bu farkındalık için teşekkürler 💐
YanıtlaSilHayatta bize verilen her şeyin hakkını verenlerden olabilmek dileğiyle🌸
YanıtlaSilEmeğinize sağlık, çok kıymetli bir yazı olmuş😊
“Çünkü insan hayatta ancak emek verdiği şeyin değerini bilirdi.“
YanıtlaSilHedefsiz amacın bir anlamı yokmuş...
YanıtlaSilAmaca uygun hedefler ne güzel anlatmışsınız düşüncenize sağlık 🌸
YanıtlaSilmüthişşş. emeksiz yemek olmaz atasözünü hatırlattı bana . teşekkür ederim bunu tekrar bana hatırlattıgınız için
YanıtlaSilSabır... Öyle bir şeydir ki, eyersiz koşan vahşi atın eyeri oluverir...
YanıtlaSilHayal etmiyordu amacı buydu…Çok güzel çok anlamlı🌸
YanıtlaSilHer zorluğun sonunda bir kolaylık var. Ellerinize emeğinize sağlık
YanıtlaSil‘Emek verilen herşeyin kıymetini bilmek’ çok doğru bir nokta..Düşününce herkes hayallerini gerçekleştirmek ister, dile getirir ancak gerekli özeni planlamayı ve zamanı harcamaz bunun için.. o harekete geçme anı için bazı itici güçlere ihtiyaç duyarız motivasyon isteriz .. Hayallerimize ve esasen gerekli motivasyonu bulmaya diyorum🙏Çok güzel bir yazı emeklerinize sağlık
YanıtlaSilÇok güzel, net bir yazı olmuş.
YanıtlaSilÜmit verici... İşler istediğimiz gibi gitmediğinde hatırlamamız gerekenler paylaşılmış.
Teşekürler
Emek vermeden çaba sarfetmeden elde edilenin kıymeti bilinmiyor...hem keyifli hem düşündürücü yazı için teşekkürler 🌸🌺 dilerim ki; zamana hakkını verebiliriz..
YanıtlaSilBedel ödeyenin eli bereketlenir. Bedel ödeyen bedel ödediği konuda güçlenir marifetlenir. Bedel ne kadar kıymetli ne kadar da lezzetli bir süreç, insanı insan yapan insanın kıymetini artıran bir süreç
YanıtlaSilSu gibi akıcı, insanı içine çeken bir yazı okudum sayenizde.
YanıtlaSilOlgunlaşmak ve olgunlaşan isteklere ulaşabilmek...
Emeğinize sağlık 🌻
Çok güzel bir yazı emeğinize sağlık...
YanıtlaSilZaman hakkını ve bedelini ortaya koymanı ister.. Hayatta istediğimiz her şey bir parmak şıklatma hızında gerçekleşseydi kıymetini bilir miydik?
YanıtlaSilEmeğine yüreğine sağlık 😊
Emek verilen şey kıymetli oluyor kıymet bilenlerden olmak ümidiyle. Elinize kaleminize sağlık. İnsanın içi umut doluyor yazıyı bitirince
YanıtlaSil“Hayatta istediğimiz her şey bir parmak şıklatma hızında gerçekleşseydi kıymetini bilir miydik?“…
YanıtlaSil''Koyduğumuz hedefler bizi zamanla amacımıza ulaştırır''
YanıtlaSilDoğru hedefler koyanlardan ve zamanın hakkını verenlerden oluruz dilerim..
Ellerinize sağlık🦋
“No wind favors he who has no destined port” bugün işlediğim bir ünitede geçen bir söz. Üzerinde öğrencilerinle epey bir konuştuk. Tam da bugün bunları konuşmuşuz gibi geldi bu yazı. Kalemine yüreğine sağlık.. şu sıralar ve bu rast geldiğim jenerasyonların en büyük sıkıntısı bu sanırım. Hayal yoksunluğu ve emek fakirliği..
YanıtlaSil“no wind favors he who has no destined port” tam da bugün öğrencilerime bir ünite işlerken karşılaşıp üzerinde konuştuğumuz konu. Maalesef bu jenerasyonun en büyük sıkıntısı ya hayal yoksunluğu ya da emek fakirliği.. kalemine sağlık 💜
YanıtlaSilElinize sağlık.Çok güzel iki başarı öyküsü… Başarıya ulaşabilme ve devam ettirebilmenin sebeplerini oluşturabilmek… Zamanın hakkını vererek Hedefe yönelik bedel ödeyebilmek ne kadar kıymetli. Teşekkürler hatırlattığınız için🍃
YanıtlaSilZamana hakkını verebilmek dileği ile… çok güzel anlatılmış faydalı yazı için teşekkürler
YanıtlaSilİsteklerimizin gerçekleşmesi için süreye ihtiyaç vardır. Bu yüzden, emek sarf ettikçe sebeplerimizden keyif alır ve sonuçları düşünmeyi bırakırız. Biz olgunlaştıkça isteklerimiz de olgunlaşır ve koyduğumuz hedefler bizi zamanla amacımıza ulaştırır.
YanıtlaSilİnsanın hedefine nasıl ulaşabileceği çok güzel anlatılmış, çok teşekkürler kaleminize sağlık 🌺
Keyifli bir yazı olmuş gerçekten🙏 Emeğine, kalemine sağlık🌸
YanıtlaSilİnsanın kendi emekleri ile elde ettiği tatmin başka bir şeyle kıyaslanamaz… teşekkürler
YanıtlaSilRahmetli dedem derdi hep; zahmetsiz olmaz diye.
YanıtlaSilAkarsuların kıvrıla kıvrıla uyumlanarak denize ulaşması gibi hedefimiz için bizler de yol alabilsek güzel olmaz mı!
YanıtlaSilKaleminize sağlık. Keyifle okudum
YanıtlaSilHayalini kurduğumuz şeye bedel ödemediğimiz sürece ona ulaşamıyoruz ulaşsakta kıymetini bilemiyoruz niyetimiz temiz hedefimizde net ve kararlı olursak bedelini sağlam ödersek Allah mutlaka nasip ediyor
YanıtlaSilEkmeksiz hiç bir şey olmaz bebekken öğrenmeye başladığımız öğrenmeye her zaman devam eder büyüdükçe ilerleyebilmemiz için.
YanıtlaSilVay Emre vay 😁
YanıtlaSil👍😇
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSilEmeklerin boşa gitmeyeceğini bilmek iyi geliyor insana . Çalışan başarır misali
YanıtlaSilHayatta zorluklarda sağlam durabilmek için, hayatın kıymetini bilmek için emek gerekiyor. Emekler ağacımızın kökünü güçlendiriyor, daha sağlam, daha mutlu, daha güçlü yaşayabilmek için...Kaleminize sağlık .
YanıtlaSilEllerinize sağlık 🌺
YanıtlaSilEllerinize sağlık 🌺
YanıtlaSilBir şeyin kıymetini bilmek için ona bayağı bir emek vermek gerekiyor. Güçlenmek için de yılmadan pes etmeden çalışmak emek vermek para ve zaman akıtmak gerekiyor.
YanıtlaSilBedel ödedikçe işin tadı artıyor, hareket ettikçe de mutlu oluyoruz. Elinize sağlık.
YanıtlaSilÇok güzel olmuş emeklerinize sağlık
YanıtlaSil