Görünmeyeni Görebilmek
Uzun süredir yenilenmeyi bekleyen ahşap parkeler, her bir adımla gıcırdıyordu. Evin içerisinde “Ben buradayım!” demeden dolaşmak mümkün olmuyordu artık. Hele ki üst kattaki çalışma odasına kimseye çaktırmadan gidebilmek, neredeyse imkansızdı. Ama Osman kararlıydı… Ayak ucuyla, usul usul yürüyerek, dedesinin kimseyi kabul etmediği meşhur odasına girmeyi aklına koymuştu. Geçen kıştan beri, merakla o odaya girmenin hayalini kuruyordu. Dedesi saatlerce o odaya kapanıp ne yapıyordu? Nasıl vakit geçiriyordu? Bir adım… bir adım daha… derken sonunda odaya ulaşmıştı.
Ceviz ağacından yapılma büyük çalışma masası, denize bakan pencerenin tam önüne yerleştirilmişti. Üzerinde not kağıtları, gazete kupürleri, bir hesap makinesi, açıla açıla yarıya inmiş kurşun kalemler ile oldukça dağınık bir görüntü vardı karşısında. Osman’ın gözüne parlayan bir cisim çarptı. Perdelerin arasından süzülen gün ışığı, şaşırtıcı derecede büyük olan büyüteçten odaya renkli ışıltılar yansıtıyordu. Merakla uzandı Osman. “Vaaay!” dedi “Çok havalı! Bu ne acaba?!”
Üzerine doğru tutulduğunda nesneleri daha yakından, daha detaylı görmeye yarayan büyüteç, Osman’ın çok ilgisini çekmişti. Bir hevesle, eline geçirdiği her şeye yakından bakmaya, incelemeye başladı.
Bir yaprağa baktı önce… Uzaktan dümdüz yeşil görünürken, yakından bakınca damarları ortaya çıkmıştı. İnce ince dantel gibi işlenmişti. Suyu, minerali en uç noktalara kadar nasıl da hiç fark ettirmeden sessizce taşıyorlardı… Üzerinde yürüyen minicik böcekleri fark etti sonra… Ürktü, her görünenin bir de görünmeyen tarafı vardı belli ki…
Masanın üzerinde duran aile fotoğrafına ilişti gözü. Herkesin şık giyinmesinden belli ki, bir bayram günü çekilmişti. Büyüteci fotoğrafın üzerine iliştirince ilk bakışta görülemeyen detaylar, şimdi belirgin hale geliyordu. Yüzlerdeki mimikler, kıyafetlere iliştirilen küçük aksesuarlar, hepsi birer birer görünür olmuştu…
Kafası karıştı Osman’ın. Hem çok keyif almıştı bu keşiften, hem de zihninde sorular oluşmuştu. Hayatın diğer alanlarında da gözle görünenin ardında, ilk bakışta görülemeyen, gizlenen, üstü örtülen gerçekler olabilir miydi?
İşte tam da bu soru; insanoğlunun yüzlerce yıl önce, görünmeyeni görünür kılmak amacıyla çıktığı yolculuğu beslemiştir. Bu uğurda dijital büyüteçler üretilmiş, elektron mikroskoplarıyla atomun detayları keşfedilmiş, büyük yatırımlarla oluşturulan teleskoplar, uzayın derinliklerindeki uzakları yakın etmiştir.
Peki; insan hayali bir büyüteci alıp da karşılaştığı olaylara tutsa… Orada da ilk bakışta görülemeyen detaylar, izler ve işaretler, okunacak mesajlar, çıkarılacak nice dersler olabilir mi? O büyüteç, son sahnenin oluşmasına sebebiyet veren önceki tepkileri, doğruları ve yanlışları görmeyi mümkün kılabilir mi?
İnsan, gözle görünene konsantre olduğunda yalnızca son sahneyi algılar. Bir müsabakada, olimpiyat madalyasını gururla kaldıran sporcuya bakar ve o anki sevincine tanıklık eder. “Keşke ben de…” diye geçirir içinden. Oysa o son sahnenin oluşmasını sağlayan, görünenin altında görünmeyen mücadelelerle geçen nice günler vardır. Sabahları herkes uyurken yapılan yorucu antrenmanlar… İhmal edilen aile ve arkadaşlar… Oluşan sakatlıklar…
İlişkilerdeki problemlerde ise ağızdan çıkan sözler dinleyen için yanıltıcı olur. “Böyleleri hep beni buluyor!” diye şikayet eden kadın. Oysa her ilişkisi dengede başlamıştır. Verilen yanlış tepkiler, yüksek beklenti, edilen şikayetlerle giderek aktifleşmek, her ilişkiyi aynı son sahneye hazırlamıştır…
Ya da çocuğuna söz geçiremeyen, “ALLAH’ım neydi günahım! Kime çekti bilmiyorum!” diye söylenen bir anne… Oysa ne isterse vermiş, oğluna her imkanı sunmuştur. Sorumluluk kavramından bihaber olan çocuk, bedel ödemeden elde ettiği her imkanla bir fazlasını ister hale gelmiştir. Görünene bakan kişi anneye üzülürken, görünmeyeni algılamaya niyet eden kişi ise; koyulmayan sınırları, verilen tavizleri, davranışlardaki tutarsızlıkları görür…
Bu hayatta her sonuç kendi sebeplerini barındırır. Yalnızca gözle görünene bakan yanılır. İlimle bakanın ise derinlik algısı olur, olayların ardındaki gözle görünmeyen nice detayları fark eder…
Derinlik algısına sahip olan kişi problemlerin gerçeğini deşifre eder, çözüm üretme marifeti gelişir…
Peki nedir insana derinlik algısı katan? Olayların görünen yüzünün ötesinde, görünmeyen tarafını deşifre etmesini sağlayan?
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “İnsanın ilmi arttıkça bilinci açılır, algısındaki derinlik artar, aktarımları ise toplam faydaya, çözüme yönelik olur…”
O zaman, insan ilmini nasıl arttırır?
- Soyut yasaları öğrenerek… Hayat yasalara uyuma göre geri bildirim verir. Son sahneler, tüm zamanlar, tüm insanlar ve tüm konular için geçerli olan yasaları referans alarak değerlendirilmelidir. Bu sayede insan problemin kaynağını ve çözümünü deşifre eder…
- Sebep sonuç ilişkilerini keşfederek… İnsan, davranışların başıboş bırakılmadığını anladığında, her seçimin bir sonucu beslediğini fark eder… Nedir o sonucu besleyen sebepler? Bir annenin sözünü dinletebilmesi, müşteriye satışın yapılabilmesi, sınavdan yüksek not alınabilmesi… Hepsi birer sonuçken, bu sonucu besleyen sebepleri keşfetmek insanın ilmini arttırır…
- Ölçüleri idrak etmek… Mutluluğun ve başarının ölçüsü… Yetiştirmenin ölçüsü… İkna edebilmenin ölçüsü… Ya da tam zıddında, mutsuzluğun ve başarısızlığın, rahatlık tuzağına düşmenin, otoriteyi yitirmenin ölçüsü… İlmini arttıran kişi, son sahneye baktığında, ölçünün nerelerde kaçtığını keşfeder…
- Yaşanılan her olayın ardından sonuç değerlendirmesi yapmak… Neydi doğru olan, yanlış olan… Besleyen, engel olan… İnsan kendi hayatında ve çevresindekilerin yaşantısında olumlu ve olumsuz sonuçlarda deneyim çıkardıkça öğrenir, ilmini arttırır. Her seferinde verilen tepki ve oluşturulan etki arasında ilişkilendirme yapar…
- Sahte olandan, zarar verenden uzaklaşmak, gerçeği, fayda vereni, güzel olanı algılamayı tercih etmek… Gerçek tepkilere, toplamda fayda verecek seçimlere konsantre olmak… Temiz bir algı ve kaliteli bir aktarım insanı hedefe taşır, bilincini açar, idrakini ve ilmini arttırır…
İnsan, ilmini ve algısını arttırmaya konsantre olduğunda, hayat da onu destekler. Öğreneceği, gelişeceği öyküleri karşısına çıkartır. Yeter ki bu süreçte niyeti ve davranışları tutarlı, samimi bir çaba içerisinde olsun…
***
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***
Bize fayda verecek bilgilerini öğrenebilmeyi isterim…
YanıtlaSilTekrar tekrar okunması gereken bir yazı..
YanıtlaSil“Temiz bir algı ve kaliteli bir aktarım insanı hedefe taşır, bilincini açar, idrakini ve ilmini arttırır… “
👍👋
SilO kadar ihtiyaca binaen oldu kii çok teşekkür ederim...
YanıtlaSilO zaman, insan ilmini nasıl arttırır?
YanıtlaSilMüthiş bir yazı, elinize sağlık. Süper Stratejiler içeriyor👏👏👏
İnsan, ilmini ve algısını arttırmaya konsantre olduğunda, hayat da onu destekler. Öğreneceği, gelişeceği öyküleri karşısına çıkartır. Yeter ki bu süreçte niyeti ve davranışları tutarlı, samimi bir çaba içerisinde olsun… Ne güzel bir merhamet...
YanıtlaSilGerçekten harika anlatılmış güzel bir yazı okudukça farklı algıların açan bir yazı
SilÇok güzel bi yazı 👍🌼
YanıtlaSilAnlaşılabilir, açık ve kaliteli bir yazı olmuş. Tekrar tekrar okumam gereken stratejiler barındırıyor. Allah ilminizi ve temasını artırsın.
YanıtlaSilHer zaman niyeti ve davranışları tutarlı, çabası samimi olanlardan olmak nasip olsun inşALLAH🌸
YanıtlaSilHarika stratejiler..
Ellerinize sağlık
İlim ve algı. İlim için ne yapmalı derseniz DTÖ' gelmenizi tavsiye ederim. İspat ve delilleriyle gerçeği anlatan bir öğreti. Algı için ise sanırım daha az aktaran olabilmek önemli. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilİnsanı düşünmeye sevk eden çok güzel bir yazı.elinize emeğinize sağlık:)
YanıtlaSilİnsan kendi hayatında ve çevresindekilerin yaşantısından olumlu ve olumsuz sonuçlardan deneyim çıkardıkça öğrenir, ilmini arttırır.
YanıtlaSilÇok güzel stratejiler çok teşekkürler kaleminize sağlık 🌺
Emeklerinize sağlık 😇
YanıtlaSilİnsanın nasıl toparlayacağına dair çok güzel stratejiler var, yol haritası gibi 🌺
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSil“İnsanın ilmi arttıkça bilinci açılır, algısındaki derinlik artar, aktarımları ise toplam faydaya, çözüme yönelik olur…”
YanıtlaSilİnsan algıladığını aktarır.
İnsanın ilme ihtiyacı olduğunu farkedebilmesi merak edip harekete geçebilmesi çok kıymetli. Eğer bu Gerçeklik ilmiyse, o gerçekten birçok başka gerçeğe ulaşabilme imkanı olması daha da kıymetli…Verdiğiniz stratejiler için çok teşekkürler…🌸
Bayıldım! Reçeteye ilaç yazar gibi yazmış ☺️
YanıtlaSilİnsan ilmini nasıl arttırır?
YanıtlaSilStatratejileri hayatımıza uygulanabilecek güç ve merhamete sahip olmak niyetiyle inşaAllah,
Kaleminize sağlık
Her zaman niyeti ve davranışları tutarlı, çabası samimi olanlardan olabilmek nasip olur İnşALLAH
YanıtlaSilKaleminize sağlık🌼
Kaleminize saglik 🌸
YanıtlaSilSadece görüneni algılayarak bu kadar derin bir hayatı nasıl da sığ yaşıyoruz...
YanıtlaSilİnsan ilmini nasıl artırır--altındaki maddeler süper. Her olay için sonuç değerlendirmesi yapabilmek kısmı da çok etkileyiciydi. Emeğinize sağlık
YanıtlaSilİnsan hedefini seçerken, o hedefine giderken, hayatı doğru algılamalı. Son sahneler çok yanıltıcı… Biz buraya nasıl geldik? Bu iş buraya nasıl geldi? Bu çocuk nasıl bu hale geldi? Veya evliliğimiz ne kadar güzel başlamıştı, hangi ara bitti? Şu işe iflas etmek için başlamamıştık ki… Görünmeyeni görmek için, büyüteçle nasıl bakacağımızı öğrenmek için, farkında olmak için hayatı, insanı, olayları zihnimizde yeniden tanımlamakla başlamak gerekiyor. Elinize sağlık🌿
YanıtlaSilİnsanın ilmi arttıkça bilinci açılır... Ne çok çerçevelik cümle var, yüreğinize sağlık
YanıtlaSilSahnenin önünde görünmeyen çok şey var kaleminize sağlık 💖
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş👌🏻
YanıtlaSilUygulayabilmek nasip olsun…
Tamda ihtiyacım olan bir yazı elinize sağlık🌸
YanıtlaSilBizde böyleleri hep beni bulur diyorduk ve daha nice karışıklıklar vardı; merhametten maraz doğar diyorlardı ama tavizi kimse anlatmıyordu iyi ki deneyimsel öğreti ile kesişmiş yolum
YanıtlaSil