Yaa Sabır!

Yaa Sabır

YAA SABIR!

Neriman, bir telaş evi süpürürken, bir taraftan da içindeki huzursuzluğun sebebini anlamaya çalışıyordu. Son zamanlarda, iyiden iyiye tanıdık hale gelen bu huzursuzluk hissi artık kendisini de çevresindekileri de yormaya başlamıştı.

Sanki suyun altında nefesi yetmezmiş gibi, hayata karşı da sabrı yetmez olmuştu. 

Çocuğunun evdeki yaramazlıkları… Munzur gülücüklerle sürekli etrafta koşturması… Üstünü başını her yemekte kirletmesi… Eskiden yüzünü güldürenlere artık “Haydi kızım yeter!” diye çıkışır olmuştu… 

Akşamları eşi geldiğinde, tatlı bir “Hoş geldin” demeyi gün boyu hayal ederken, şimdilerde iç sesi “Çayını içsin de işime bakayım”a dönmüştü… Bir bakışı, bir sorusu, bir eleştirisi diken gibi batar olmuştu. Duştan sonra banyoyu ıslak bırakması, kirliye bir türlü atılmayan çorap tekleri ve tabi ki dolaptaki sürahiden kafaya dikilen su… Zihni sanki her olumsuzluğu cımbızla çekiyor, her birine ayrı ayrı sinirleniyor, ters bir laf etmemek için bin bir çabayla günü kapatmaya çalışıyordu. 

Bu kadarla kalsa yine iyiydi. Zaten “Bana ne oldu böyle?” diye içten içe dertlenmesinin sebebi de sadece kızına, eşine değil, neredeyse ilişki kurduğu herkese karşı sabrının azalmış olmasıydı… 

Çöpleri saatinde çıkarmayan komşusuna… 

Verdiği işi, söylediği saatten birkaç dakika geç bitiren elemanına… 

Yolda giderken sarı ışıkta geçen o arabaya… 

0850’li numaradan ısrarla arayan müşteri hizmetleri çalışanına… 

Annesine… arkadaşına… yöneticisine… 

Herkese söyleyecek iki çift lafı varmış gibi, içinde biriktirdiği kırıcı cümlelerle, susabilmek için sürekli yutkunur olmuştu Neriman. Sanki tüm dünya birlik olmuş, ona ters davranıyordu. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Bu hayatta kimse kimseye karşı değildir, herkes kendinden yanadır.”

Öyle dönemler olur ki, sanki herkes bize gıcıklık olsun diye öyle davranıyormuş gibi gelir. En yakınımız, canımız eşimiz, evladımız, anne babamız… Sanki bizleri ne sinir edecekse, özellikle o davranışı yapıyormuş gibi hissederiz… 

Aslında her insan, o anda kendi çıkarına en uygun olan davranışı seçer. Çoğu zaman bir art niyet olmadan, karşısındaki kişiye olan etkisini hesap edemeden… Kimi zaman doğru tepkiler verir, kimi zaman ilişkilere zarar veren tepkiler verir. 

Peki bu süreci yönetmenin sırrı ne olabilir? 

Çevremizdeki insanların tepkilerini, davranışlarını, seçimlerini düzeltmeye, değiştirmeye çalışmak yerine… Kendi sabrımızı, gücümüzü, etkimizi arttırmaya çalışmak daha gerçek bir yöntem olabilir mi?   

İnsanın hayatında gerçek çözümlere ulaşmasının tek yolu, gerçek problemleri deşifre etmesidir. Gerçek problem ve gerçek çözümler ise dış dünyada değil, yalnızca insanın iç dünyasında, kendi davranışlarında ve tepkilerindedir…

O zaman bir düşünmeli insan…

Daha düne kadar; bir annenin bebeği yeni doğmuşken, sabahlara kadar uyanık kalması onu rahatsız etmezken, bugün yüksek sesle “Anneeee” diye bağırması tepkiselleşmesine sebebiyet veriyorsa; bunun sebebi çocukta mıdır, yoksa annede mi?

Evliliğin başlarında, eşinin dağınıklığı bir kadını rahatsız etmezken, bugün lavabonun yanında sudan geçirilmeden bırakılan o tabağa sinirleniyor olmak; eşle mi ilgilidir, yoksa kadının hissettikleriyle mi? 

İş hayatında huzuru bulmak, tüm elemanların ve yöneticilerin düzgün tepki vermelerini bekleyerek elde edilebilir mi? Yoksa asıl mesele, bizim beklentimizi yönetmekle ilgili olabilir mi?

Yaa Sabır!

“Bu hayatta yaşanan her olay, dış dünyadan gelen her tepki nötrdür, nasıl etkileneceğini insan kendi verdiği tepkilerle belirler” der Deneyimsel Tasarım Öğretisi. 

O zaman insanın gerçek problemi; sabrının azalmış olması, baskıya dayanıklılığının düşmüş olması, etkilemek isterken etkilenen hale gelmiş olması olabilir mi? 

Bir insan nasıl ki yaşamak için havaya, suya, beslenmeye ihtiyaç duyuyorsa, kurduğumuz ilişkilerde doğru tepkiler verebilmemiz için de sabra ihtiyaç duyarız.

Sessiz kalabilmeye,

Düşünmeye,

İrdelemeye,

Karşısındaki problemi doğru algılamaya,

Hemen suçlamak yerine kişiyi doğru kalibre etmeye,

Kendi davranışlarına göz gezdirmeye,

Doğrusunu, yanlışını ayrıştırabilmeye,

Hangi sebep hangi sonucu doğurur; ilişkilendirebilmeye ihtiyaç duyarız…

Ve bu anlarda, nasıl ki nefes almak olmazsa olmaz, sabır da olmazsa olmazıdır insanın…


Peki, insanın sabrını azaltan bazı etkenler neler olabilir? 

•  Tüketimlerin artması

•  Bedel eksikliği

•  Şikâyet etmek

•  Hedefsizlik

•  Kendini başkalarıyla kıyaslamak

•  Dış dünyanın değişmesini beklemek

•  Bulunduğu öyküyü kabul etmemek

•  Neyi neden yaptığını bilmemek…

Her insanın kendi hayatında sabrının azaldığı dönemler olur… İçe dönüp irdelemek, nerede eksiğimiz, fazlamız var muhasebesini yapmak gerekir.

Yaa Sabır!

Ve sonra da dönüşüm sürecine girebilmek…

Hangi davranışlarımı toparlamak acaba sabrımın, gücümün, etkimin artmasına vesile olabilir?

•  Hangi tüketimlerimi azaltabilirim?

•  Nasıl bir üretim ekleyebilirim?

•  Hedefim var mı? Bu hedefler beni bir amaca taşıyor mu?

•  Toplamda fayda verecek, güçlendirecek hangi hedefleri belirleyebilirim?

•  Şikâyet ettiğim anların farkında mıyım? Belki not alarak, belki akılda tutarak, ama mutlaka somutlaştırarak, deşifre etmek ve azaltmam mümkün mü?

•  Dış dünyadan beklediklerim neler? Eşim nasıl davransın istiyorum? Çocuğum hangi sözümü dinlemediğinde öfkeleniyorum? Acaba almayı beklediğim bedeller ödediklerimden fazla olabilir mi?

•  Yakın çevremde ve uzak çevremde; iletişim insanı mıyım, ilişki insanı mıyım? İhtiyacımın giderilmesini hak edecek ölçüde ihtiyaç gideriyor muyum?

• Nefsimin zıddına hayır diyebiliyor muyum? Hiç istemediğim halde doğru bir şey için evet diyebiliyor muyum? Beni yüceltecek sakınmalarım ve ataklarım var mı? Yoksa neler olabilir?

• Hareketim, beslenmem, izlediklerim, dinlediklerim… Algıladıklarım ve aktardıklarım beni güçlendirecek yönde mi?

Her insan değişmek ister. Ancak dönüşebilmek, az insanın yapabildiği, emek isteyen bir süreçtir. Sadece istemek yetmez, karar vermeyi gerektirir.

İnsan o kararı verip, zihnindeki sorulara cevap vere vere ilerlediğinde, davranışlarını bir bir toparladığında sabrı öyle bir artar ki; bir çırpıda bulanan sığ bir sudan, kolay kolay etkilenmeyen derin sulara dönüşür… Cılız bir fidandan, köklü sağlam bir çınara dönüşür… 

Hayatın içerisinde sürekli “Yaaa sabır!” çekenlerden olmak… 

Ya da baskılı bir durum karşısında gülümseyen, sakin kalabilen, irdeleyen, tepkileriyle ilişkilerine yön verenlerden olmak… 

Hangisi olmak istediğimiz netse, o zaman kemerlerimizi bağlayıp sabrımızı arttırma yolcuğuna çıkabiliriz demektir…

*** 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***


79 yorum:

  1. Düşünmek, irdelemek, algılama, kalibre edebilme, beklentiye girmeden sabredebilmeyi, bedellerimizle ihtiyaç karşılayan olmayı her zaman nasip etsin Rabbim inşALLAH. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Acaba almayı beklediğim bedeller, ödemek zorunda olduğum bedellerden fazla mi? Ne güzel bir cümle. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Bu kadar net temiz anlatılabilirdi. O kadar hayatın içinden ve yol gösterici bir makale. 🌸

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel bir yazı.. An be an, dönem dönem yaşadığımızı ne güzel aktarmış. Emeklerinize sağlık ☺️

    YanıtlaSil
  5. Sabrımı nasıl arttırabilirim? Üzerinde düşünülmüş çok güzel yön ve fayda veren bir yazı olmuş emeği geçenlere çok teşekkürler. Öfkelendiğimiz yerde durup ne oluyor bana neden bu tepkiyi veriyorum diyebilmek insanı geliştirir. Sabırlı olabilenlerden olmak nasip olsun her birimize🙏

    YanıtlaSil
  6. Sabır sadece bir söz mu yoksa sabretmek için gerekli sebepleri oluşturabiliyor muyuz?
    Teşekkür ederim 💐

    YanıtlaSil
  7. Kesinlikle katılmıyorum , dış dünyadaki insanlardan kasıtlı kötü niyetli olan çok fazla , özellikle konu para , makam , mevki ise herkes tırnaklarını çıkarmış şekilde sabır boşunadır . Bu dünya maalesef insanların oluşturduğu cehennemdir , bitse bu sınavda gitsek artık

    YanıtlaSil
  8. Düşünmeden hareket ettiği zaman insan genelde sonuç hüsran oluyor. İrdeleyerek sabrederek şikayet etmeden sabrederek doğru tepkiyi vererek ancak problemler çözülür . problemin çözümünü dışarıda aramak boşa yorulmak. Teşekkür ederim güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  9. “insanın sabrını azaltan bazı etkenler neler olabilir?” Kısmı insanın kendini sorgulamasında faydalı olmuş, ellerinize sağlık…

    YanıtlaSil
  10. Çok güzel bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  11. Emeğinize, yüreğinize, kaleminize sağlık 🌱

    YanıtlaSil
  12. İnsanı yoran kontrolünde olmayan yerden beklemek, orayı istediği gibi düzeltmeye çalışmak. Oysa insan sadece kendisine bir çeki-düzen verebilir. Kaleminize sağlık çok aydınlatıcı bir yazı olmuş aydınlanmak isteyene.

    YanıtlaSil
  13. "Bu hayatta yaşanan her olay, dış dünyadan gelen her tepki nötrdür, nasıl etkileneceğini insan kendi verdiği tepkilerle belirler” çok güzel bir sözmüş.

    YanıtlaSil
  14. Çok faydalı ve gizel bir yazı olmuş emeğinize sağlık 🌻

    YanıtlaSil
  15. Sabır, hedefe ulaşabilmek ve başarı için gereklidir. Başarılı olmaya ilişkin stratejileri hayata geçirebilmek için DTÖ'de Kim Kimdir, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi Seminerini tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  16. Insanoğlu dış Dünyayı değiştirmeye çalışarak oyalanabiliyor .Çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık 🌼

    YanıtlaSil
  17. “Bu hayatta hiç kimse size karşı değildir. Herkes kendinden yanadır”
    Çok güzel bir ifade…

    YanıtlaSil
  18. "Cılız bir fidandan, köklü sağlam bir çınara dönüşmek" dileğiyle emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  19. Hem güzel bir yazı, hem de çok güzel stratejiler var. Not alıp somutlaştırmak mesela😊 teşekkür ederiz 🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıdaki stratejileri de özet çıkarmak gerek 😊

      Sil
  20. Çok güzel bir yazı...Kaleminize sağlık.Hakkayen de zor bir durumla katşılaştığımızda en zor olan şey sakin kalabilmek ve doğru davranabilmek...

    YanıtlaSil
  21. Sabrımızın o kadar az olduğu bir dönemi yaşıyoruz ki... Umarım dünümüze göre sabrımızı arttırabilenlerden oluruz...

    YanıtlaSil
  22. Sabrımızı o konudaki bildiğimiz gerçekleri arttırabilmek dileğiyle. Kaleminize sağlık😊🌿

    YanıtlaSil
  23. İnsanların 140 karakterin üstündeki yazıya, 20dk nın üstündeki videoya, 3dk dan uzun trafik ışığına, 15dk dan uzun elektrik kesintisine, dinlemeye, durmaya, düşünmeye bile hatta sabredemediği bir zamandayız… Problemi anlatmış çözümü de bulduracak sorular sormuş. İdrak edenlerden olmak dileğiyle… Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel tespit etmişsiniz, hiç sabrımız kalmadı…

      Sil
  24. Farkındalık oluşturan bilgiler, çok kompakt bir şekilde aktarılmış...

    YanıtlaSil
  25. Meryem Hicran Erataman21 Ağustos, 2022 14:48

    İnsan problemi dış dünyada bulmaya o kadar eğilimli iken kendi gerçeği ile yüzleşmek, irdelemek düşünmek yerine şikayet etmeyi, başkalarını suçlamayı marifet sanabiliyor. O kadar güzel bir yazı ki düşündüren, insanı yetiştiren, çıktısını alıp zaman zaman okuyup kendi öz denetimimizi yapmamıza yardımcı bir rehber yazı. Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  26. "Bu hayatta kimse kimseye karşı değildir, herkes kendinden yanadır.”

    YanıtlaSil
  27. "Herkes kendinden yana." Ne güzel bir cümle, baskı anında hatırlayabilsek ne çok şeye çözüm olabilir. Kaleminize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  28. Çok doğru, bir şeyi yapmayı "istemek" ve bir şeyi yapmaya "karar vermek" birbirinden farklı şeylerdir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oysa ne çok karıştırıyoruz...

      Sil
  29. insanın sabrını arttırması yönünde verilen stratejiler çok güzel

    YanıtlaSil
  30. Sabrın gerçekte ne olduğu ne güzel anlatılmış...

    YanıtlaSil
  31. Ne kadar güzel aktarılmış ellerinize sağlık. Devamlı ya sabır çekmek insanı ne kadar yoruyor aslında. Bir de ya sabır bile cekemediklerimiz var ki onlardan vay halimize ...

    YanıtlaSil
  32. Çoook güzel bir yazı. Emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  33. ‘Ya sabır’ diyenle gerçekten sabredenin farkı … teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya sabırdaki tonlama bile ne kadar fark ediyor :)

      Sil
  34. Ve bu anlarda, nasıl ki nefes almak olmazsa olmaz, sabır da olmazsa olmazıdır insanın… çok önemli. çok güzel anlatmışınız. :) teşekkürler...

    YanıtlaSil
  35. "Her insanın kendi hayatında sabrının azaldığı dönemler olur… İçe dönüp irdelemek, nerede eksiğimiz, fazlamız var muhasebesini yapmak gerekir."

    Bu kadar hızlı yaşarken, şunu farketmek bile büyük mesele, hadi fark ettim doğru teşhisi nasıl koyacağım kendime...

    YanıtlaSil
  36. Sığ sudan derin su olmaya geçiş için çok güzel stratejiler, çok güzel teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  37. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  38. “Bu hayatta kimse kimseye karşı değildir, herkes kendinden yanadır.”…👍

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bağıran İşler bitsin diye baskı yapan müdür de kendinden yana aslında. Hesap vereceği kendi üstündeki müdürlerden dertli o da. Herkes kendinden yana cidden

      Sil
  39. Şifa niyetine, Rabbim sabrımızı arttıracak bedeller ödeyebilmeyi nasip etsin 🌸

    YanıtlaSil
  40. Çok güzel olmuş, emeklerinize sağlık 🪷

    YanıtlaSil
  41. Cılız bir fidandan, köklü sağlam bir çınara dönüşmek...🍁

    Yine çok güzel bir yazı...

    YanıtlaSil
  42. Karar nedir? Kararsızlık nedir? Ve insan nasıl karar almada güçlenir? Tüm bunları ve çok daha fazlasını öğreten deneyimsel öğretiye teşekkürler. Yazı için ayrıca teşekkürler.

    YanıtlaSil
  43. İnsan nasıl güçlenir? Ne güzel anlatmışsınız. Ağzınıza sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  44. İnsanın dostuda düşmanıda aynadaki kişi… nasıl davranacağına nasıl bir hayat sürdürmek istediğine insan kendisi seçimleriyle karar veriyor. Seçimlerimizin dünümüzden daha iyi olması ümidiyle… güzel yazı için teşekkürler🌷

    YanıtlaSil
  45. Elinize sağlık güzel olmuş..ne gelirse benden bana...

    YanıtlaSil
  46. Daha açık ve anlaşılabilir anlatılamazdı heralde :) ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  47. Ya sabırrr
    Sen ne güzelmişsin…

    YanıtlaSil
  48. Toz pembe, mükemmel, problemsiz bir hayat beklentisiyle yürümek kendi kalemize gol atmak gibi..

    YanıtlaSil
  49. Çevremizdeki insanları değiştirmeye çalışmak yerine kendimizi geliştirmeye çalışsak hayat daha kolay olurdu :)

    YanıtlaSil
  50. Dtö eğitimlerinin kattığı birçok şeyden biri de beklenti yönetimi.. İnsana "hayatta nasıl mutlu olunur?" un cevabını veriyor. Teşekkürler 🌷

    YanıtlaSil
  51. Sabrımızı arttırma yolculuğuna çıkmak.. ne güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  52. Problem ve çözüm yan yana. Yeter ki göz çevirme.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçek problemi bulunca hayat çok konforlu

      Sil
  53. Sabrı bile yanlış yerde istiyormuşuz...

    YanıtlaSil
  54. Tam da ihtiyacım olan zamanda, ihtiyacım olan bu yazı 🌱

    YanıtlaSil
  55. ... kemerlerimizi bağlayıp sabrımızı arttırma yolcuğuna çıkabilmek dileğiyle😊çok ama çok ihtiyacımız var✨

    YanıtlaSil
  56. Kimden neyi bekliyoruz? Bunu düşünmek öyle farkındalıkla oluşturdu ki bende🎊

    YanıtlaSil
  57. Başkalarının davranışlarını seçimlerini bırakıp o çabayı kendimize harcasak dünümüzden çok çok iyi durumda olurduk.. Hem de kontrolümüzde :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan bunu fark edince duvara toslamış gibi oluyor...

      Sil
  58. Olayların ve dış dünyadan gelen tepkilerin nötr olduğunu, meselenin tepkilerimiz olduğunu unutmamak dileğiyle 🌺

    YanıtlaSil
  59. En büyük problemimiz başkalarının hatasını görmek ve hedefsiz olmak. İnsan iş hayatında bir yerlere geldiyse ve evliyken başka hedef yok gibi geliyor. Hedef olmayınca da en yakınındaki bile batıyor. İnsanın bu hayattaki yaradılış amacını bilmeyince gelen topun gol olmasını istiyor. Gerçek problemlerin farkındalığını sağlayan bu yazı için sonsuz teşekkürler

    YanıtlaSil
  60. Beklenti yönetimi mutluluğun sırrı hakikaten 🎉

    YanıtlaSil
  61. İnsanın hayatında problemi fark etmesi çözüm bulması için çok doğru bir yer

    YanıtlaSil
  62. 2 yıl boyunca terfi verin bana diye bekleyen bir tanıdığım o 2 yıl boyunca ne çalıştığından keyif aldı, ne mutlu oldu. Her sabah surat asık, memnuniyetsiz geldi işe. Hakikaten mutlu ya da mutsuzluğumuz beklentimizi nereye koyduğumuzla ilgili…

    YanıtlaSil
  63. İnsan farkına varmadan ne kadar da çok şikayet ediyormuş. Bu şikayetle bizi sabırsız olmaya taşıyor.

    YanıtlaSil
  64. Canımızı yakan bir şey olduğunda ya da haklılığımızı ispat etme çabasına girdiğimiz o ilk an pasif kalsak düşünsek karşılıklı kalp de kırmayacağız belki 💔

    YanıtlaSil
  65. Bir şeyleri dış dünyadan beklemek ve bu beklentinin karşılanmaması insanın sabrını çok zorlayan bir durum. Ee insanları da değiştiremediğimize göre beklememek en iyisi 😊

    YanıtlaSil
  66. Trafikte yaşanan sabırsızlıklar en çok şahit olduğumuz kısım sanıyorum ki.. Sonrasında gelen şikayet, tepkisellik, sinirlerin gerilmesi, duyguların artması, bilincin kapanması vs.
    İnsan ne yapıyorsa kendine yapıyor…

    YanıtlaSil
  67. İnsan neyi neden yaptığını bilmiyorsa sebepleri yetersizse ilk gelen baskıda “Acaba bıraksam mı?” der. Kararlı olabilmek, devam edebilmek için insanın sebeplerinin olması gerek 🌺

    YanıtlaSil
  68. “Gerçek problemler insanın iç dünyasındadır.” Tüm problemlere anahtar bir cümle olmuş 🎉

    YanıtlaSil
  69. Herkesin yaşamı kendi seçimlerine bağlı kılınmış…

    YanıtlaSil
  70. “Bir insan nasıl ki yaşamak için havaya, suya, beslenmeye ihtiyaç duyuyorsa, kurduğumuz ilişkilerde doğru tepkiler verebilmemiz için de sabra ihtiyaç duyarız.” Ne kadar doğru bir tespit 🌺

    YanıtlaSil