Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim

deneyimsel tasarım öğretisi hakkında düşüncelerim

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim

Bu hayatta her insan mutlu ve başarılı olmak ister… 

Bunun için,

  • Sevdiği insanla yuva kurmak,
  • Bir sınavda başarılı olmak,
  • Hayalini kurduğu mesleği yapmak,

HAYALLERDE KALAN RESSAMLIK


HAYALLERDE KALAN RESSAMLIK

Ahmet üç çocuklu bir ailenin ortanca çocuğuydu. Bir ablası ve bir de kız kardeşi vardı. Annesi ev hanımı, babası da özel sektörde işçi olarak çalışmaktaydı. Ahmet ve ailesi babasının çalıştığı şirketin lojmanında kalmaktaydılarOrada küçük kendilerine has bir düzenleri vardı.  Annesi için temizlik çok önemliydi. Çocuklarını da düzen içerisine yetiştirdi. Ahmet de düzenli ama ders çalışmayı pek sevmeyen bir çocuktu ama özel yetenekleri vardı. Çok güzel resim yapıyordu ve ressam olmak  veya  araba tasarımcısı olmak istiyordu. Anne ve babasının tek isteği çocuklarının iyi bir üniversite okumasıişlerinin iyi olmasıydı ve bu konudaki istekleri Ahmet’ten daha fazlaydı.

ADIM ADIM


ADIM ADIM 

Leyla kızı bu sene anaokuluna başlayacağı için çok mutluydu. Öğretmeni ve arkadaşları olacak, sosyalleşecek hem öğrenecek hem de eğlenecek diye çok seviniyordu. Çünkü artık evde oyuncaklarıyla oynamak Ahsen’e yetmiyordu. Mayalanmış hamur gibi kabına sığamıyor yeni arkadaşlar edinmek, yeni oyunlar oynamak, yeni şeyler öğrenmek istiyordu. Leyla bunun farkındaydı. Ahsenin okula ilgisi çok önceden başlamıştı. Komşu çocuklarıyla oynayabilmek için onların okuldan gelmesini bekliyor, her defasında da okula gitmek istediğini dile getiriyordu. 

 

İŞE YARAYANI BULDUM

 


 İŞE YARAYANI BULDUM

Buse omuzları düşmüş bir şekilde görüşmeden çıktı. Yine hayır cevabı almıştı. Bu sefer nedense çok daha umutlu gitmişti. O yüzden de daha üzgündü.

Dışarıda biraz yürüş yapmak istedi. Epey yol almıştı. O kadar çok yürümüş olacak ki yorulduğunu hissetti. Gözüne köşedeki park ilişti. Belki biraz burada oturabilirdi. Eve gitmek istemiyordu “Ne yaptın?” sorularını cevaplamak onu zorlayacak gibi görünüyordu. En azından şu an yalnız kalmak istiyordu. Büfeden su aldı ve parkta bir banka oturdu. Kendi kendine de “Bu haberin üzerine soğuk su da iyi gelir.” dedi.

KISIR DÖNGÜDEN ÇIKIŞ

 



 KISIR DÖNGÜDEN ÇIKIŞ 

Mercan, sürekli yaşadığı problemi bir kez daha yaşıyordu. Kendi kendine, "Neden bunu yapıyorsun kendine?" diye soruyordu. İş yerinde müşteriye sunacağı tarihi önceden belli olan bir proje teslimi vardı. "30 günün var." demişlerdi. Mercan ilk duyduğunda, "30 gün mü? Çok iyi, bu proje 30 gün sürmez ki." demişti. Şimdi ise 4 günü kalmıştı. Hiçbir hazırlığı yoktu. Üstelik, ertesi gün yatılı misafirleri gelecekti. Evde olmadığı için şubeye gönderilen kargosunu gidip alması gerekiyordu. Üstüne buzdolabı ara ara garip bir ses çıkarıyordu, buzluktaki etler için endişelenmişti. Tamirci çağırması gerekiyordu. Adeta bütün sorunlar üst üste gelmişti. Aşırı bunalmış hissediyordu. Ne zaman yetiştirecekti? Aynı zamanda panik olmuştu. Paniklediği için de düşünemiyordu. Sabahtan beri başında oturduğu dökümana bakakalmış, tek bir satır bile yazamamıştı. Sakinleşemiyordu da. Ama iş başa düşmüştü; kalan günlerini düşünerek, "Bugün sabahlasam mı acaba?" diye plan yapıyordu.

HAYAT DENGEDE GÜZEL

 




 HAYAT DENGEDE GÜZEL

Bir pazartesi yoğun bir iş gününe hazırlanıyordu Tarık. Bu hafta yoğun toplantılarının olduğu bir haftaydı. Kendisini buna hazırlamış ve işe böyle ulaşmıştı. Eşi de öğretmendi. Tarıkların 2 çocukları vardı ve bu aile böylece geçinip gidiyordu. Tüm aile birbirlerini çok sevseler de birbirlerini çok önemseseler de her ailede olduğu gibi bazen onlar da tartışıyorlar, sorun yaşıyorlardı. Tarık’ın eşi Aslı, genelde komşularını arkadaşlarını çok sevdiği için eve ansızın kahveye gelen misafirleri olurdu. Sadece ansızın gelenlerle kalmayıp bir de üzerine Aslı’nın davet ettiği ama davet ederken evdekilere söylemeyi unuttuğu misafirler de olurdu.