TIRTILLAR MI DÖNÜŞÜR SADECE?
Bu yaz tırtıllar her zamankinden çok daha fazlaydı. Bahçede çardağın altında her oturduklarında masaya pıtır pıtır düşüyorlardı. Kocaman bir ailesi vardı Nisa'nın ve her yaz bahçe evinde bir araya geldiklerinde masa kalabalık olurdu. Masaya düşen tırtıllar, özellikle ortada yemek varken büyükler için kabusa dönüşse de çocuklar için tam bir eğlence kaynağıydı. Niye mi? Çünkü çocuklar tarafından o tırtıllar itinayla toplanır, kavanoza yerleştirilir, böylelikle her çocuğun tırtıl adedince hayvanı olurdu. Anneler "Yapmayın evladım!" diye kızsa da çocuklar buna pek aldırış etmezlerdi. Tırtıllar o yaz her zamankinden fazla gündem olmuştu.
İçlerinden en küçükleri olan Ömer tırtıllarla bu yaz tanışmıştı. Onların hikayesini anlamaya yaşı ancak yetmişti. Yine tırtıllarla oynadıkları bir gün Ömer annesine gelip, "Şimdi benim yeşil tüylü tırtılım, uçabilecek öyle mi?" diye sordu. Annesi, "Evet, bu çok şaşırtıcı değil mi sence de?” dedi. "Ama anne tırtılımın kanatları yok ki, nasıl uçacak!" diye itiraz etti Ömer. "Şimdilik yok ama bu hiç olmayacağı anlamına gelmiyor. Tırtıllar kelebek olmak için çok çaba harcıyor ve bir dönüşüm yaşıyor." "Dönüşüm mü? O da ne demek anne?" dedi Ömer hayretle. "Hadi gel de bu dönüşüm nasıl oluyor sana göstereyim." dedi annesi.
Birlikte tırtılın kelebek olmasına dair bir belgesel izlediler. Ömer çok şaşırdı ve heyecanlandı. Bir yandan tırtılının kelebek olduğunu hayal ediyor, bir yandan da yaprağın üzerinde yavaş yavaş hareket eden yeşil, tüylü tırtılını izliyordu. Ömer’in tırtılı, yemesi için kavanozun içerisine koydukları yaprağın üzerinde yavaş yavaş ilerliyordu. Tırtılın yavaş yavaş ilerlemesine annesi de Ömer de şaşırmıyordu çünkü bu ondan beklenen bir davranıştı.
Bu sırada Nisa, oturduğu hamakta bir yandan kitap okuyor, bir yandan da ara ara Ömer ve annesini izliyordu. Bütün konuşmalarına kulak misafiri olmuştu. O da tırtılın yavaşlığına dikkat kesildi. “Tırtıl kendinden bekleneni yapıyordu da hayatımızdaki yavaş insanları ne yapacağız?” dedi kendi kendine. Kuzeni Fatma geldi Nisa’nın aklına o sıra. Fatma’yı bildi bileli çok yavaş bir kızdı. Yavaş yemek yer, yavaş konuşur, yavaş hareket ederdi. Nisa oldum olası kuzeninin bu yavaşlığına sinir olurdu. Çünkü kendisi Fatma'nın tam zıddıydı. Hızlı hareket eder, hızlı konuşur, yemeğini bile hızlı yer, herkesten önce kalkardı sofradan. Fatma için, “böyle hayat mı geçer?” diye düşünürdü hep.
Sonra tekrar gözü tırtıla ilişti. Çok yavaş, aheste aheste hareket ediyordu. Tırtıl için böyle hayat geçer mi, diye düşünmemişti hiç. Oysa onunla aynı ortamı paylaşan bir sürü hızlı, hatta uçan hayvan vardı. Mesela yazın korkulu rüyası olan sivri sinekler, vızz vızz uçuyorlardı. Onları yakalamak güç oluyordu. Sineğin hızlı uçması da ondan beklenendi ve hiç kimse buna şaşırmıyordu. Sinek ısırdığında, ısırdığı yerde kızarıklık, şişkinlik ve kaşıntı yapıyor, bunu önlemek için kimi kahve yakıyor kimi lavanta suyu sıkıyordu. Ama kimse bu sinek hızlı uçuyor, niye ısırıyor demiyordu. Hayvanlar da birbirinden farklıydı ve kendilerinden bekleneni yani mizaçları neyi gerektiriyorsa onu yapıyorlardı. Böyle düşündükçe bakış açısı değişmeye başlamıştı.
Fatma bu sene üniversite için şehir dışında olduğundan henüz bahçeye gelememişti. Bir hafta sonra Fatma da onlara katılmıştı. Fatma’da bazı değişiklikler seziyordu Nisa. Bu yaz kuzeni değişmişti, eskisi kadar yavaş değildi. Bu dönüşümün sebebini düşünürken aklına tırtılların davranışları geldi:
Tırtıldan beklenen neydi? Yaradılışı gereği yavaş hareket etmesi. Bu onun mizacı. Tırtılın yavaş yürümesine kimse şaşırmaz. Oysa hayatımızda bir tırtıl kadar yavaş hareket eden ve bundan dolayı kendisine sinirlendiğimiz insanlar yok mu? Bu da onların bir özelliği olabilir mi? İnsanları da tanıdığımızda, neyi neden yaptığını bildiğimizde nasıl bir tırtılın yavaş olmasına şaşırmıyorsak, aynı öyle şaşırmıyoruz. Çünkü o da bir tırtıl gibi kendinden bekleneni yapıyor.
Nisa bu değişimi merak etmeye başladı. Kuzeni de bir tırtılken kelebek olmuş gibiydi. Bu dönüşümü nasıl başarmıştı acaba? Bunu kuzenine sormaya karar verdi. Bunun üzerine kuzeniyle uzun bir sohbete daldılar. Kuzeni kendi eksik yanlarını fark etmiş ve kendisine hedefler koyarak eksikliklerini tamamlamaya çaba göstermişti. Aynı bir tırtılın emek emek kozasını örmesi gibiydi. Sonuçsa çok şaşırtıcı ve takdir edilesiydi. “Demek ki insanlar kendilerine bir hedef koyduklarında, ilmek ilmek hamleler yaptıklarında farklılaşıp, dönüşebiliyorlarmış.” dedi, kendi kendine Nisa.
Bir tırtılın mizacına rağmen kelebek olması, bize çok şaşırtıcı gelir. Fakat etrafımızda kendisine olumlu yeni özellikler katan insanların bu hallerini çok basite alıp zaten olması gereken buymuş gibi düşünürüz. Ve bu bize hiç şaşırtıcı gelmez. Oysa tırtıl kelebek olmak, o dönüşümü yaşamak için ne kadar emek harcıyorsa, gelişmeye çalışan insanlarda öyle emek harcıyorlar. O zaman onlara da verdiğimiz tepkiler tırtıla verdiğimiz tepkiler gibi olması gerekmez mi?
***
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***
İnsanın hayatta yapmakta zorlandığı bir şeyi yapabilir olması, onun bu konuda dönüşüm geçirmek için ne kadar çaba sarf ettiğini gösterir. Hepimiz her şeyi çok iyi yapamayabiliriz ama bunun için çaba sarf edebiliriz ve hayat o çabaları hiiiiç küçümsemez kocaman yapar…
YanıtlaSilKaleminize sağlık hocam ☺️🌸
İnsanın eksikliklerini fark edip onları tamamlamak için dönüşmesi çok kıymetli 😊🌸 Emeğinize sağlık🌷
YanıtlaSilİnsanın eksikliklerini fark edip onları tamamlamak için dönüşmesi çok kıymetli 😊🌸 Emeğinize sağlık🌷
YanıtlaSilHocam, ağzına, yüreğine, emeğine sağlık. Ne güzel anlatmışsın, okurken bende o masadaydim. 🤲
YanıtlaSilİnsanlar birinbirinden farklıdır…
YanıtlaSilHayvanlar, bitkiler de… farklı… her şey her şeyle etkilidir.
Emeğinize sağlık:)
İnsanlar olumlu evrim geçirdiklerinde şaşırmıyoruz gerçekten. Emeğinize sağlık ne güzel bir farkındalık yazısı olmuş.
YanıtlaSilÇok güzel benzetme ve deneyim transferi olmuş.
YanıtlaSilTırtıl ve insanla ilişkilendirme konu çok hoşuma gitti keyifle okudum:) biraz da kendimi buldum yavaş biri olarak... Emeğinize sağlık Teşekkürler 🌸
YanıtlaSilHayat söylemlere değil bedelleri tepki verir.
YanıtlaSil