ROLÜ KAPTIN MI?
Emre ve Burak aynı iş yerinde çalışan iki arkadaştı.
Ama birbirlerinden olabildiğince farklıydılar.
Aslında bazı özellikleri çok benzerdi ama işe karşı yaklaşımları, işi benimseme stilleri çok farklıydı.
Emre işini gerçekten seviyordu. İş yerinde onun üstüne düşen ya da düşmeyen tüm işlere koşturuyordu. Bazen bir dosyayla alakalı zorlanan iki arkadaşına yardımcı oluyor bazen de başkasının üşenerek yaptığı bir işi o keyifle halledip, üzerine hala çalışabilecek motivasyonu kendisinde bulabiliyordu. İşi çocuklarla çalışmaktı. Çalışmaya başlamadan önce çocukları bu kadar sevdiğini kendisi de bilmezdi. Hem kendisi de bir baba değildi henüz. Çocuk yetiştirmekten de çok anlamazdı. Ama çalıştığı tüm çocukları fazlasıyla sahipleniyordu. Tüm süreçlerinde yanında oluyordu. Tabii çocuklar da, iş arkadaşları da, yöneticisi de onunla çalışmaktan, onunla olmaktan keyif alıyordu.
Burak da bir süredir Emre ile aynı iş yerinde çalışıyor ve onunla benzer işi yapıyordu. Ancak işler onun için pek de iyi gitmiyordu. Bazen çok çabaladığını hissediyor ama yine de ne yöneticisini memnun edebiliyor ne arkadaşlarına yaranabiliyor,ne de çocuklarla bağ kurabiliyordu. Üstüne üstlük tüm aksilikler de onu buluyordu. İşten kaçmak için söylediği yalan hemencecik ortaya çıkıyordu. Ancak iyi çalıştığı bir günü kimse görmüyordu. Çoğu zaman kendisine mobbing yapıldığını düşünüyordu. Sabah uyanmak, işe gitmek, gün boyu oradaki süreçleri yürütmek onun için tam bir işkence haline gelmişti. İşe giderken ayakları geri geri gidiyordu adeta.
Aynı işyeri, aynı yönetici, aynı çalışma arkadaşları, benzer bir iş, benzer bir üniversite bölümünden benzer işi yapmak için eğitim görmüş iki insan… Biri her yeni günü bir macera gibi görürken, gittiği alana hem fayda sağlayıp hem de keyif vermeye çalışırken, bir diğeri tüm süreçte neredeyse acı çekiyordu. Üstelik bulunduğu yere bir fayda da veremiyordu.
Neydi bu farklılığın sebebi?
Hayat bir tiyatro sahnesiyse ve roller dağıtıldığında insan o rollere uyumlanmakta güçlük çekiyorsa ezberini yeterince yerine getirmeyip o sahnede sadece maddi ihtiyacını gidermek için oynuyorsa o zaman rolünü yerine getirmek zor geliyordu insana, çoğu zaman söyleyeceği cümleleri unutuyor, birileri cümlesini tamamlasın diye bekliyor, rolün ne kadar zor olduğundan şikayet ediyor, en fazla repliğin kendisine verildiğini söyleyip duruyordu. Her oyunda en zor rolün kendisine verildiğini düşünüyor, oyun boyunca acı çekiyordu. Sahnedeki tüm süreçte hissi ‘bitse de gitsek’ten öteye geçemiyordu.
Zamanının çoğu bu sahnede geçecekse, yılları bu ‘bitse de gitsek’ hissiyle tükenecek anlamına geliyordu.
Oysa oyun keyifliydi. Aynı sahnede keyif alanlar vardı. Bir gün bu rolü oynamak, başka bir oyuna geçmek gerektiğinde hiç de ısrarcı olmadan yeni bir role bürünmek, bütün bunları yaparken eğlenmek mümkündü.
Mesele o rolü kapmak için doğru zamanda yeterli emeği vermek, yeterli sabrı göstermek, rolün hakkını vermek için kısa bir süre maksimum çabalamaktaydı. Sonrası, rolü kapınca, işte o zaman işler kolaydı.
Bir iş yerinde o iş her neyse o rolü kapana kadar zordu işler. Sonrasında aynı enerjiyi göstermiyordu insan bir işi tamamlaması gerektiğinde. Annelikte karnında taşıdığın, geceleri uykusuz kaldığın ilk zamanlar zordu işler. Sonrasında zaten uykusuz kalmak, evladının yediğiyle doymak, gözlerinin içinin güldüğü bir anda ondan daha mutlu hissetmek de rolü kaptığının göstergesiydi.
Hayat bir tiyatro sahnesiyse o zaman oynadığımız her rolün hakkını vermek gerekiyor. Anne, baba, evlat, çalışan, yönetici, öğrenci, öğretmen, arkadaş, komşu…Tüm roller aynı sahnede birbiri arasında geçiş yaptığımız tek bir rolün bölümleri ve her birinin hakkını vermek; bir süre zorlanmak, sabretmek ve buna rağmen rolü doğru yere oynayarak devam etmekten geçiyor. Sonrası… Sonrası keyifli, sonrası yüksüz…
Hayat bir tiyatro sahnesiyse, bu sahnede oynadığımız en önemli rol ne öyleyse?
Bu sahnede Rolü Kapabilenlerden miyiz?
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***
Ne kadar güzel samimi bir yazı olmuş böyle.. Geçici ömrümüzde rollerimizi kalabiliyor muyuz gerçekten 🌸
YanıtlaSilGüzel yazı için emeğinize sağlık 🤗
Mesele o rolü kapmak için doğru zamanda yeterli emeği vermek, yeterli sabrı göstermek, rolün hakkını vermek için kısa bir süre maksimum çabalamakta ☺️
YanıtlaSilEmeğinize sağlık ☺️
Rolünden razı olup mutlu olanlara selam olsun
YanıtlaSilİNŞALLAH en güzel rolleri kaparak hayat sahnemizi sürdürürüz🤲🏻 Emeğinize sağşok
YanıtlaSilinşAllah güzel rol kapabilenlerden oluruz 🙏🙏
YanıtlaSilRolü kapalım inşAllah.
YanıtlaSilİnşaALLAH o rolü hakkıyla kapabilenlerden oluruz...
YanıtlaSilGüzel bir yazı, emeğinize sağlık.
Rolü kapmak… ne anlamlı bir yazı olmuş
YanıtlaSilEmeğinize sağlık düşündüren güzel bir yazı olmuş🌸 Sahnemizde doğru tepkiler vererek rolümüzün hakkını verenlerden olmak ümidiyle🌷
YanıtlaSilHayat bir tiyatro sahnesiyse o zaman oynadığımız her rolün hakkını vermek gerekiyor…
YanıtlaSilGerçekten işin sırrı burada gizli. Kaleminize sağlık hocam. 🌸
Ahh keşkeee, hayırlı rolleri havada kapmak nasip olsun 🫠 Elinize sağlık 🌿
YanıtlaSil"Bu sahnede Rolü Kapabilenlerden miyiz?"
YanıtlaSilİnşaALLAH🤲
Güzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık...
RAB’bimiz bize hayırda roller kazanmayı nasip et..
YanıtlaSilDoğru rolleri kapmak ve rolun hakkını vermek nasip olsun, elinize emeğinize sağlık çok güzel somut örneklerle anlatılmış.. 🤍👏🏻
YanıtlaSilRolü kapanlardan olmak dileğiyle.
YanıtlaSilRolü kapabilmek ne zor geliyor ilk başta ne acılı oluyor, ne çok bedel istiyor ama yapabilmeye başladıkça ne güzelde keyif veriyor insana...
YanıtlaSilNe güzel bir yazı. Hem düşündürüyor hem yol gösteriyor. Elinize sağlık 👏
YanıtlaSilHayırlı sahnelerde rolümüz olsun, onun da hakkını verebilmek nasip olsun inşallah 😊
YanıtlaSilHayatta hepimiz için dileğim, bulunduğumuz rolün hakkını verebilmek niyeti ve duasıyla...
YanıtlaSilSahnede üzerimize düşen replik dekor figüranlık kostüm neyse o... bize düşen neyse... Onun hakkını veren olmak, mesele bu. Başkası benim yerime yapsın değil de benim ödemem gereken bedel neyse ödeyeyim . O rolün hakkını verelim...🌿🤲🌼🌸
Kimlikler, roller bildiğimiz kavramlardı ama rölü kapmak kısmı yeni bir bakış açısı... Üzerinde düşünmek lazım. Teşekkürler
YanıtlaSilRol yapmamak rolü kapmak 👍🥰
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌿
YanıtlaSilTek bir rolün bölümleri...
YanıtlaSilBitse de gitsek... diye diye yüzünde tebessüm olmadan , hayattan keyif almadan yaşamak yaşamaktan sayılır mıydı acaba ? 😊
YanıtlaSilo rolün başındaki geçici sıkıntılara dayanamayıp, rolü kapamadan daha, pes ettiğimde, çabaladıkça daha da ağa sarmalanan sinek gibi, gittikçe büyütüyor insan problemini, ama o eşiği bir geçerse de, hep daha az çabalayıp daha çok şey elde ediyor, mesele her zaman, işin başında biraz sabır biraz çaba :) elinize sağlık
YanıtlaSil