BİR BİLSEK!
Arama
kayıtlarında en son arananlar listesi. Evet evet yanlış duymadık! Son
zamanlarda hayatında neler olup bittiği, isteklerin ne olduğu ve neye konsantre
olduğunun işareti desek! Kulağa tuhaf geliyor değil mi?
Günlerin,
yaşamın hızlandığını söyleyip durduğumuz bir dönemdeyiz. Artık iletişime geçmek
de çok hızlı. İhtiyaç duyduğumuz çoğu şeyi bir tuşla yakınlaştığımız bir
dönemdeyiz.
-Tatlı
mı istedik?
Tek
tuşla tüm seçenekler…
-Karnımız
mı acıktı?
Eve
paket servis…
-Gezmek
mi istiyoruz?
Konser
mi o…
-Çok
dertlendik…
Alo,
naber?
-Güzel
göründüğümüzü herkes görsün…
Çok
like!
-Aşk
aşk aşk aşık olmak istiyoruz..
Sola kaydır, kaydır, ah, evet işte bu tam benlik!
Sevmek,
sevilmek, dertleşmek, koşmak, acıkmak, kabul görmek ,saygı görmek, sarmak
sarılmak hepsi bizim ihtiyaçlarımız. Aynı yeme içme gibi…Fakat bizler yemenin
bile sınırlarını, miktarında aştık. Doymayan neydi ki tabak tabak yedikten
sonra o son tatlıyı yedik!
Açlığımız
neydi? Hatta kimi zaman bir tabakla da doyabiliyormuşumu deneyimlemedik mi?
Açlıklarımızı
nereye koyduk? Neyle somutlaştırmaya çalıştık…
Bazen
arkadaşlarımızda sohbetlere doyamadık. Telefonda birini kapadık, diğerini
açtık. Konuşmalara doyamadık.
Bazen
çaylar bitti, kahvelerle devam etti..
Tek
tuşla açlıklarımızı doyurma çabasına girdik. Hızlı hızlı tükettik. Doymadık.
Yine yine istedik. İstedikçe ulaşamadık. İsteklerimiz uzaklaştıkça stres
hormonlarımız alarm vermeye başladı. O hormonları duymadık, duymak istemedik.
Susturduk. “Sus artık, isteğime karşı gelme.” dedik.
Bazen
ayrıldığımız sevgilinin yasını tutmak istemedik.
Bazen
hangi kıyafeti alacağımızı saatlerce konuştuk.
İnsan
sadece telefonundaki arama kaydına bir baksa… En son kimlerle ne için ilişki
kurmuş?
İhtiyacını
gidermek için mi?
İhtiyaç
gideren olmak için mi?
Doymayan açlıklarını doyurmak için mi?
İnsan
bir bilse… Kendiyle çevresindeki arasında bir bağ olduğunu. Bağ, ilişki
demekti. Herkesle o görünmez iplerle bağlı. Kendi ritmine göre bağlar nasıl
hareket ediyor, bir baksa… Son dönemde neye/kime en çok “imdat tuşu” olarak
yaklaşmak istemişiz?
İnsan
bir bilse…
Açlıklarımızı
doyurmaya çabalamanın beyhude bir çaba olduğunu.
İnsan
bir bilse…
Aslında
gerçekten tatminin var olandan keyif alabilmek olduğunu. Zor ama mümkün
olduğunu… İsteklerini doğru yere koyanın açlığından bile keyif alır hale
gelebileceğini bir bilse insan…
Ah bir bilsek!
***
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***
Var olandan, acligimizdan keyif alabilmek ne büyük nimet... Kaleminize sağlık son aramalari gözden geçiriyoruz 😊
YanıtlaSilHer türlü imkâna sahip olduğumuz için şükretmek aklımıza gelmedi demek ki…
YanıtlaSilİnsan açlığını doyurdukça daha çok acıkıyor. Doydukça acıkıyor. Ama tam doymadığında doyduğunu anlıyorsun :) tıpkı Peygamber efendimizin sofradan tam doymadan bir miktar aç kalarak kalkmayı öğütlemesi gibi.. Açlık hem bedene şifa hem ruha..
YanıtlaSilİnsan bir bilse… bilenler bildikleriyle harekete geçse...
YanıtlaSilMesele, Açlık Oyunları...ne güzel anlatmışsınız
YanıtlaSilGerçekten de yedikçe mide de kocaman oluyor ve doyumsuz kalkıyorsun sofradan. Mideyi küçült yapay yolla istediğin kadar ama yeme nefsine hakim olamadıkça sen miden tekrar eski haline geri dönüyor... Açlığı iyi kontrol etmek gerekir... Sevgiye, ilgiye, maddiyata açlık artınca, doyum ne bilemeyeceksin ve fazlası da bir o kadar zarar verecek demek ki...
YanıtlaSilDoyum becerisi ne kadar kendini aç bırakırsak o kadar doğacağını bilse insanoğlu
YanıtlaSilİnsan hakikaten bir bilse.. Bu denli yanılgıda olmaz, bu denli kendini düşünmezdi belki de ihtiyaç gördükçe ihtiyacının görüldüğünü anlamadıkça insan ne kadar bilirse bilsin aslında tam anlamıyla bilemeyecek.. Bu bilinç açan güzel yazı için emeği geçenlere teşekkür ederiz çok güzel olmuş 🌷🥰
YanıtlaSilİnsan bilse..azların çok olması gerektiğini..ve insan bilse azları kadar berekete sahip olacağını..Emeklerinize sağlık
YanıtlaSilİnsan bi bilse ah bi bilse ...hep bildi de bi bilmediğini bilmedi...
YanıtlaSilNeydi açlığımız? Ne güzel anlatılmış kaleminize sağlık…
YanıtlaSilAçlığımızı kontrol edebilmek ne kadar güzel anlatımış.Kaleminize sağlık.HY
YanıtlaSilİnsan bir bilse... Nasılda güzel bir yazı
YanıtlaSilCok güzel olmuş
YanıtlaSilEllerinize sağlık 🥰
YanıtlaSilHer zaman daha fazlası bizi tatmin edecek sanıyoruz halbuki daha çoğuna ulaştığımızda mutlu olma süremiz bile azalıyor. Anlık yükselip düşüyoruz. Halbuki olanla yetinmek hakkımıza razı olmakta daimi mutluluk… emeğinize sağlık 💐
YanıtlaSilDaha fazlasını daha iyisini elde ettiğimizde doyacağımızı zannettik.. mesele kendimizi değil başkasını doyurmak, başkasının ihtiyacını gidermekmiş..kaleminize sağlık..
YanıtlaSilİnsan bir bilse… istemekle isteklerini tüketemeyeceğini, yedikçe doyamayacağını, aldıkça yetemeyeceğini…
YanıtlaSilAh insan bilse… çok olanın değil, elindekiyle yetinebilmenin asıl kıymet olduğunu…
İhtiyaç fazlasından uzak , fazlasıyla ihtiyaç giderenlerden kılsın bizi RABB im.
YanıtlaSil🌺
YanıtlaSil🌺
YanıtlaSil🌸
YanıtlaSilSıklıkla karşılaştığımız şeyler normal geliyor. Halbuki gerçekten tatmin duygusu yaşabilmek ne onu bile unutuyoruz. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilBir bilsek, her kolay ve kısa yolun aslında sadece yolunu uzatmaktan başka bir şey olmadığını...
YanıtlaSilEllerinize sağlık :)
İnsan açlık ile ihtiyaç arasındaki farkı bilse…
YanıtlaSilİhtiyaçlar giderildiğinde faydaya, açlıklar giderildiğinde zarara uğradığını ve bunun hiç karlı bir alışveriş olmadığını bilse…
Ahhh bilse…
Kalemize sağlık hocam 🌸
İnsan mutluluğu yanlış yerde aradığında bulduğunu mutluluk zannediyor. Uçakta çocuğuna jelibon alan bir anne 'mutlu oldun mu' demişti oğluna. Oğlu kafa salladı ama mutluluğu 2 dakika sürdü ve sonra başka bir şeyin isteği... Açlığı gerçek olmayanı doyurabilecek bir imkan yok. Kendimize zorlaştırmasak ne de kolaydı. Kaleminize sağlık 🌹
YanıtlaSilSon aranan kişilerin ihtiyacımı görmesi için mi ihtiyaç görmek için mi arandığına bakmak bana şok etkisi olan birşey oldu
YanıtlaSilistek ve ihtiyaç karışınca…
YanıtlaSilHarika bir yazı, kaleminize sağlık hocam…
YanıtlaSilBunu çok istiyorum diye aldığım bir eşyam vardı zannediyordum ki o olunca daha güzel olacak her şey daha kolay ve hızlı olacak ben de daha mutlu olacağım… hayır olmadı daha önce olmayanlar gibi olmadı🥺
YanıtlaSilHalbuki değerli olan imkânımız fazlayken o imkânın altında yaşayabilme marifetimizdi…
YanıtlaSilVar olanın kıymetini kaybedince anlamamızın sebebi de bu. Verilenler ne için yetmemişti ki?... öz değerlendirmemize de vesile olduğunuz için teşekkürler. Elinize sağlık...
YanıtlaSilAh bir bilsek... İhtiyacı olana ihtiyacını vermedikçe ihtiyaçlarımız da karşılanmıyor aslında... Bir alışverişin olduğu bir dünya...
YanıtlaSilGünümüz telaşlarına kapılmış bizler… Bi durup farketmek gerekiyor. Farkındalık işin teşekkürler, emeğinize sağlık.
YanıtlaSilSelâm:)
YanıtlaSilHatırlatıcı makalelerimizden biri daha ellerinize sağlık öncelikle...
Yaratılıştan getirdiğimiz açlığımızı deşifre edebilmek ve tebessümle gökyüzüne bakabilmek Duâsı ile 🤍
biliyorum deyip de bilmediğimiz şeylerin listesi.... çok ileriye gittiğimizi düşünürken geride kalan bir şeyler oldu sanki... düşünülmesi gerken konulardan bir tanesi daha... yazı için teşekkürler.. :
YanıtlaSilBazen imkanların ışıltısı her şeyi kapatıyor zannediyoruzki bu imkanlar hep var olacak ve hep bizim faydamıza … insanı mutlu eden kendi emeği ve çabası aslında
YanıtlaSilHani ekonomistler alışveriş esnasında kendinize istek mi ihtiyaç mı sorusunu sorun diyorlar ya, insan da davranışlarında&düşüncelerinde kendini dürtüp kendine bi hatırlatmalı ihtiyaç mı açlık mı diye.
YanıtlaSil