KARADA BOĞULMAK

  


 KARADA BOĞULMAK

Kuş cıvıltılarıyla süslenen ılık bir Nisan sabahıydı. İçinde bir sıkıntı ile yataktan kalkmış ve kendisini balkonuna atıvermişti. Yeşil ile gökyüzünün uyumuna hayranlıkla bakıp içini rahatlatmaya çalıştı. Son zamanlarda bu geniş yeryüzünde payına sıkışmışlık ve boğulma hissi düşmüştü.

Sabahın bir vakti öpmeden, sarılmadan geride bıraktığı eşi geldi aklına. İşte yine aynı his…

Ne oluyordu, aynı evde iki yabancı gibi olmuşlardı. Bunu düzeltmek yerine de sürekli anı kurtaracak geçici çözümler ile günlerini geçiriyordu. Artık böyle devam etmesini istemiyordu. Kendisindeki olumsuz değişiklikler canını sıkıyordu. Her sabah neşe ile kalkan, evi ile ilgilenmekten keyif alan, çalışmadan duramayan o hareketli kız gitmiş yerine içinde bulunduğu can sıkıntısını gidermek için sürekli televizyon izleyen, elinden telefon düşmeyen hareketsiz bir kız gelmişti.

Bunların hepsi birer yatıştırıcıydı ve etkisinin devam edebilmesi için her geçen gün dozunun artması gerekiyordu. Öyle de yapıyordu olumlu hislerinin sürekliliği kaybolmuş yerini yarınlara aktarılamayan anlık olumlu hissetmelere bırakmıştı. Üstelik içindeki daralmalar gibi sabrında da daralmalar vardı. Her şey hemen olsun bitsin istiyor öyle olmadığında da kaldırıp bir kenara atıyordu. Oysa eskiden kendisini istediği sonuçlara ulaştıracak sebeplere odaklanır ve üretimde, harekette olmaktan kopmazdı.

İçinde bulunduğu durum günlük hayatını mahvettiği gibi eşiyle arasında olan uçurumu da derinleştiriyordu. İstemeden de olsa kendine bir tüketim dünyası yaratmış ve kendinden beklemeyi bırakmıştı. Ama önceden hareketin kişiyi zinde tutacağını üretimlerini destekleyeceğini biliyordu. Fakat ne olmuştu da sanki tüm bildiklerini unutmuş, hatırında olsa bile uygulamada güçlük çeker olmuştu?


Gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı, güneş ile ılık rüzgarın yüzünde dans etmesine izin verdi. Gözlerini açtığında daha iyi hissetti ve artık tüm renkler eski canlılığındaydı.

Zihnine düşen sorular şu an ki durumunu değerlendirmesine yardımcı olmuştu. Anda olan şeyleri tüketerek sürekliliğini kaybetmiş, beklentisini kendinden çekip sabrını kaybetmiş, üretimini azalttıkça hareketini kaybetmiş, geçici çözümler ileri sürerek eşini ve ilişkisini kaybetmesine de az kalmıştı.

Bir problem varsa onun beklediği şey çözülmektir. Gerçek bir çözümle çözülmeyen her problem yanında +1 i ile geliyordu. Bunun olmaması için de durumunun ve problemin gerçeğini deşifre etmeye ihtiyacı vardı.


Şimdi silkelenip kendine gelme zamanıydı...

  • Bugün televizyon izlemek ve eline telefon almak yoktu.
  • Önce yakın bir parkta kısa bir yürüyüş yapacak sonra eve gelip kendisine güzel bir kahvaltı hazırlayacaktı.
  • Ardından uzun süredir yapmayı istediği ama kendinde güç bulamadığı ev işlerine bakacaktı. Dolaplarının içini toplamakla başlayabilirdi mesela. Oralardaki dağınıklıklar toplandıkça kafası da toplanırdı belki.
  • Sonra evi genel bir süpürüp ardından mutfağa girecekti. 
  • Eşinin sevdiği güzel bir akşam yemeği hazırlamaya karar verdi. Aralarındaki buzu kırmaya yardımcı olabilirdi bu yemek. Ne de olsa erkeklerin kalbine giden yol midesinden geçiyordu. 
Uzun süredir devam eden problemlere çözüm olur muydu bu yemek bilmiyordu ama denemeye değerdi. Ne kaybedecekti ki günün sonunda zinde bir beden, temiz bir ev ve güzel bir yemek yemiş olacaktı.

Hadi başlayalım o zaman. Karada boğulup gitmek yoktu. Bugün büyük toparlanma için atılacak küçük adımların ilk günü olacaktı.



***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***


14 yorum:

  1. Kalemine sağlık

    YanıtlaSil
  2. Keyifli bir yazı... Kaleminize sağlık..
    Karada boğulduğumuz her anımıza elveda... Yeni adımlar atmak vakti👣

    YanıtlaSil
  3. İnsan yeter ki istesin, her şeyin üstesinden gelebiliyor. Bu çok mucizevi. Kaybettiğimiz zayıflayan marifetlerimiz ya bir daha geri gelmeyecek veya güçlenmeyecek olsaydı?

    YanıtlaSil
  4. Gerçek problemi çözemezsem +1iyle gelir.ne güzel bir hatırlatma.
    Emeğinize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  5. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Tüketimi bırakıp üretime geçtikçe başta kendimizi sonra etrafimizin toparlanıp mutlu olmasını sağlarız 🌺

    YanıtlaSil
  7. Her gün yeni bir hayat. O hayatı en iyi şekilde değerlendirebilmek dileğiyle…
    Kaleminize sağlık hocam 🌸🖊️

    YanıtlaSil
  8. Küçük küçük tüketimler bizi daha da çok tüketmeye götürüyor.. ipin ucunu saldığımızı fark edip hemen toparlanmak gerek.. hatırlatıcı bir yazı olmuş.. teşekkürler..

    YanıtlaSil
  9. Ellerinize sağlık, çok anlamlı bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  10. Teknoloji ve tüketim bağımlılığının geldiği son noktayı gözler önüne sermişsiniz…teşekkür ederiz😊

    YanıtlaSil
  11. O küçük adımlar, her şeyi değiştiren küçük küçük adımlar... Ne kıymetli, gerçek kıymeti bilen anlar...

    YanıtlaSil
  12. Emeğinize kaleminize sağlık, insan bilsede unutan canlı, her an hatırlamaya muhtaç..

    YanıtlaSil
  13. Direksiyonu ufak da olsa doğruya kırmanın önemini hatırlattı. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  14. Atılacak güzel adımları tek tek yazmışsınız emeklerinize sağlık 💕🫶🌸

    YanıtlaSil