Hayat Sahnende Başrolünün Hakkını Verebildin mi?

   


Hayat Sahnende Başrolünün Hakkını Verebildin mi?

Sıcak sudan soğuk suya girmekten kurumuş çatlamış elleri dünden kalan bulaşıkları yıkarken sızlamaya başlamıştı. Beklemekten kuruyan bulaşıkları bol deterjanla çıkartmaktan başka çaresi yoktu. “Aaah ah!” diye iç geçirdi Neriman. “Ömrüm geçti ömrüm… Gençliğim, güzelliğim gitti… Bulaşık yıkarken, yemek hazırlarken, çamaşır yıkarken, ütü yaparken, evi temizlerken, kocamın, çocuklarımın, dırdırı bitmeyen kayınvalidenin peşinde koşarken yıllar birbirini kovaladı. Bari kıymetimi bilen olsaydı…” diye ekledi.

Fonda açık usul usul mırıldanan radyoda en sevdiği şarkı çalıyordu. Sözlerini duyar duymaz sesini açarak eşlik etmeye başladı…

Sanki terk edilmiş bir viraneyim

Her yanım dağılmış, yıkılmışım ben…

Üstüne basılan taşlar misali

Paramparça olmuş, dağılmışım ben…

Çaresiz kalmışım, gözlerim şaşkın

Çile rüzgarında savrulmuşum ben…

Dertler derya olmuş ben de bir sandal

Devrilip batmışım boğulmuşum ben…

“Evet evet! Tam da öyle… Dertler deryasında salınan bir sandal gibiyim… Kurtaracak kimse de olmadığı için, böyle gelmiiiş böyle gider…”dedi Neriman.

İnsanın yaşadığı hayattan kendisi değil de başkaları mı hep sorumluydu ya da hep başkalarını mı sorumlu tutmalıydı?

Neriman hayata karşı sitemliydi. Babası okutmamış, annesi genç yaşta evlendirilmesine karşı çıkmamıştı. Kayınvalidesine kırgındı. Bir gün olsun yaptığı işleri beğenmemiş, eline sağlık kızım, dememişti. Kocasının kusurları ise saymakla bitmezdi. “Hiç mi ağzından güzel bir laf çıkmaz be adam! Dağınık, sorumsuz, kaba… Çocuklar da babalarına çekmiş. Süpürge ettim saçımı, yine de yaranamadım.” dedi.


Konu komşuya da alınmıştı epeydir. Kimisine vermediği haberden, çağırmadığı günden… Kimisine imalı sözünden, arkasından ettiği laftan kırgındı.
Bedeniyle bile arası bozuktu Neriman’ın. Ağrıyan bacaklarına, beyazlayan saçlarına, uzakları seçemeyen güzelim yeşil gözlerine zaman içerisinde yavaş yavaş gönül koymuştu. 

Yalnız, mutsuz ve umutsuz hissediyordu. Gün gelecek herkes hatasını fark edip özürler dileyecek, diye bekliyordu. Kıymetini anlayacaklar, kalbini kazanmak için sıraya gireceklerdi. Elinden başka hiçbir şey gelmeyeceğine inanarak, “Yapsam da değişmez ki!” deyip herkesin değişmesini, düzelmesini bekliyordu, bekliyordu.


İnsanoğlu yaratıldığı günden bugüne kendisiyle baş başa, hayatın zorlukları içerisinde ilişki kurmaya, mücadele etmeye, problem çözmeye çalışan bir canlıdır. Bu zorluklar içerisinde kimi zaman aklı duygularına baskın gelir, çözüm arayışına başlar… Kimi zaman ise duyguları aklına baskın gelir, problemin kaynağını da çözümleri de hep başka insanlarda arar. Başkalarının değişmesi, düzelmesi gerektiğine inanır. 


Oysa insan problemini kendisi çözmek yerine başkalarından bekler.

Öyle ya, doğada hiçbir canlı kendi problemini bir başkasına çözdürmeye çalışmaz. Hiçbir dişi kuş yuvayı kim kuracak, dalları hep ben taşıyorum diye tartışmaz… Hiçbir aslan madem buraların kralı benim, ceylan da pişsin ağzıma düşsün demez… Hiçbir bitki suyunu mineralin komşu ağaçların uzatmasını beklemez… Bollukta şımarmadıkları gibi, kıtlıkta da şikâyet etmezler. Olumsuz sonuçla karşılaştıklarında eşi dostu suçlamazlar… Paylarına düşeni yapıp, beklentilerini ise hep kendilerine yönlendirirler. 
İnsan ise egosundan dolayı ister ki…
Ailem beni anlasın, benim istek ve ihtiyaçlarıma göre davransın. 
Eşim kıymetimi bilsin, el üstünde tutsun, gözümün yaşına kıyamasın.
Çocuklar söz dinlesin. Hayırsa hayır...Yapmaları gerekeni ise ikiletmeden marş marş… 
Koskoca patron, piyasadan haberdar… Azıcık idare etsin, maaşlar tam zamanında yatsın, terfiler en yakın zamanda verilsin. 
Kira mı gecikmiş? Eee, ev sahibi de biraz halden anlasın! Öyle zırt pırt sıkıştırmasın. 
Ekonomi iyileşsin, havalar düzelsin, iki günlük rejimle kiloların hepsi verilsin, az lafla çok işler halledilsin, herkes leb demeden leblebiyi anlasın, bir de mümkünse yunuslar ölmesin. 
Gerçekten insan öyle istiyor diye işler o şekilde gerçekleşir mi? Başka hayatlara, kontrol dışı olaylara güç yetirip müdahale edebilir mi?

Gel gör ki, kazın ayağı öyle değil.

İnsan yeryüzünde yaratılmış tüm canlılar içerisinde marifetlenmeye, güçlenmeye ve bulunduğu çevrede liderlik özelliği sergilemeye en uygun canlıdır. Diğer hiçbir canlıda olmayan akıl ona verilmiş. O akılla dağları delmesine, okyanusları aşmasına, göklerde uçmasına, dünyayı yönetmesine izin verilmiş… Keşfetmiş, öğrenmiş ve öğretmiş, gelişmiş ve geliştirmiş. Problem çözmede ustalaşmış. 


Her insan zaman zaman problemlerin çözümünde başka insanlardan beklentiye girer. Tıpkı Neriman’ın yaptığı gibi… Ama unutmamalıdır ki her insan kendi hayat sahnesinin başrol oyuncusudur. Ne başkasının sahnesinde başrol alabilir ne de başkası onun sahnesinde. Ve senaryoyu değiştirmenin tek yolu, kendi rolüne düşen şeyleri yapmaktan geçer.



***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***


26 yorum:

  1. Evet... Dış dünya beklentisi insani hem marifetsizlestiriyor. Hemde psikolojisinin ve ilişkilerinin bozulmasına sebep oluyor

    YanıtlaSil
  2. Ağzınıza sağlık hocam

    YanıtlaSil
  3. Yeri geldi hayatımızda başrol oldular, yeri geldi hayatlarda başrol olduk ama hep mutsuz olduk. Taaa ki, kendi hayatımızda kendi başrolümüzü oynaya kadar… Gerçekten de kendi hayatımda başrol olduğumda mutlu oldum.

    YanıtlaSil
  4. Problemin kaynağını dış dünyada aramak insanı başarıya ve mutluluğa ulaştırmıyor maalesef. Ne zaman ki beklentimizi kendimize çeviriyoruz, o zaman kendi sahnemizin hakkını verebiliyoruz. Kaleminize sağlık hocam, çok temaslı bir yazı olmuş 🖊️🌸

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir yazı. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. bu hayatta yaptığımız belki de en büyük hatamız; başkasından beklemek..

    YanıtlaSil
  7. İnsan neler neler istiyor ama hayat da insandan bir duruş bekliyor.. Bu eğitimler sayesinde bunu anladım

    YanıtlaSil
  8. Çok doğru insan kendi sahnesini dizayn ediyor… Odaklanmamız gereken yerler belli🌿

    Kaleminize sağlık çok teşekkür ederiz 🤍

    YanıtlaSil
  9. Kendi sahnesinde başrol olabilmek.. Ne büyük ayrıcalık aslında kıymetini bilene :)

    YanıtlaSil
  10. Dışarıda olan olayları yönetmeye çalışmaktan ziyade kendi yapabildiğimize odaklanmak gerekir... Emeğinize sağlık çok güzel bir yazı...

    YanıtlaSil
  11. Neriman hep bedel ödeyen taraf olmuş ama kendi benliğinin farkına varamamış. Beklentiyi düşük tutmak marifet yeteneğini daha artıran bir durumdur.

    YanıtlaSil
  12. Kendi sahnemizin rolumuzun hakkını vermek dileğiyle. Em3ginize sağlık

    YanıtlaSil
  13. Neriman hanım gibi ne çok insan vardır.. hayatımızdaki ana yanlışlardan biri de beklentiyi doğru yere koyamamak..emeklerinize sağlık🌺

    YanıtlaSil
  14. Ellerinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  15. Çok tanıdık şeyler, bizi bize anlatmış.Elinize sağlık .

    YanıtlaSil
  16. Emeklerinize sağlık... Tam da ihtiyaç duyarken karşıma çıktı yazınız.. o kadaar doğru ki.. farketmeden kendi sahnemizde figüran oluyoruz...

    YanıtlaSil
  17. Ne çok bekliyoruz dış dünyadan. Hiç kendi yapıp ettiklerimize konsantre değiliz. Elinize sağlık. bunu hatırlatan güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  18. Ne kadar samimi yazılmış.kendi başrollerimizin hakkını ne kadar veriyoruz?
    Elinize emeğinize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  19. unutulmamalı ki her insan kendi hayat sahnesinin başrol oyuncusudur....

    YanıtlaSil
  20. Ve senaryoyu degistirmenin tek yolu kendi sorumluluklarini yerine getirwbilmektir..
    Cok sade ve akici bir dille anlatimdi
    Teşekkürler ✏

    YanıtlaSil
  21. İnsan kendi sahnesinin hakkını verebildiğinde güçleniyor. Yoksa anlayamadığı şekilde yıpranıyor. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  22. Emeğinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş🌸

    YanıtlaSil
  23. Kendi sahnemizin hakkını verebilenlerden olalım inşALLAH🌷

    YanıtlaSil
  24. Dış dünya beklentisi olan insan mutsuz olmaya mahkum… Her insan kendi kıymetini bilmeli… kendi sahnesinin hakkını verebilmeli… Ancak o zaman çevresine farklı bakabilir. İyi yönde başkalaşabiliriz inşAllah. Kalemine sağlık :)

    YanıtlaSil
  25. Nurcan küçüksö17 Eylül, 2024 09:29

    Ellerinize sağlık:)
    Problem iyiki var aslında insanın çözüm potansiyelini geliştirmesi için, şikayetlerden uzaklaşıp şükürlere yakınlaşması için :)

    YanıtlaSil