Ya Onlar Da Yanıldılarsa?

 İrdelemek

Ya Onlar Da Yanıldılarsa?

İnsan doğduğu andan son nefesine kadar öğrenebilen bir canlıdır. 

Bir bebek dünyaya geldiğinde, artık göbek kordonundan değil, ağzından beslenir. Ciğerleri nefesle dolar, bir sıvı içinde değil de oksijenli bir ortamda yaşar artık. Altı ıslandığında, rahatsızlığını belli etmek için ağlamayı öğrenir.

Ama karnı acıktığındaki ağlama tonu, mesajın doğru iletilmesi için farklı olmalıdır. Biraz büyüdüğünde emeklemeyi dener, ardından yürümeyi öğrenir. İlk kelimeleri, ilk cümleleri derken, okul hayatıyla birlikte öğrenme de şekil değiştirir. 

Artık bilinçli tercihlerle, öğrenmek istediklerine karar verir insan. Kimi, yemek yapmanın detaylarını merak eder öğrenir, kimi, iş kurmanın inceliklerine kafa yorar. Kimi, ilişkilerini kaliteli yönetebilmek için yeni bir şeyler öğrenmeye çabalar, kimi de hatalarını telafi edebilmenin yollarını arar. Ama her neyi hayatına sokmak istiyorsa insan, hep mutlu olmak içindir uğraşı. İyi hissetmek ister, merakı da isteği de aslında kendini iyileştirmek içindir. Ancak, bazen bu istekle çıktığı yolda, yanlış tercihler yapabilir. Bu yanlış tercihler sonucunda ise, genelde şu hayıflanma olur; “O kadar emek veriyorum, neden mutlu değilim?

Bizler yeni bir bilgiyi öğrenirken, dolayısıyla bir şeye karar verirken, genellikle o konuda güvendiğimiz insanları kendimize referans alırız. Bu bazen annemiz olur, bazen babamız, bazen öğretmenimiz, bazen abla, bazen kardeş, bazen komşu teyze… O konuyla ilgili, biraz daha emin duran kişinin yaptığına daha hızlı ikna oluruz.

Islak kek yapmayı deneyen genç kız, keki lezzetli olan yengesinin peşine takılıp, ondan aldığı tarifle yoluna devam edebilir. Elde edilen sonuç güzelse ve yeterli alkışı sağlıyorsa, yeni tarifler denemeye pek ihtiyaç duymaz. 

Yeni işe başlayan delikanlı, babasından öğrendiği güzergâhtan gidip gelirken, farklı yollar denemeye kafa yormak istemeyebilir. Nihayetinde bu yol da işine götürüyorsa, neden yeni bir yol arayışına girsin ki? Sonuca ulaşmış olmak, onun için yeterli gelebilir.

Veya, araba kullanmayı öğrendiği abisi gibi; gaza, frene bastığında, kişi kendisinde bir hata olduğunu düşünmez. Arabayla istediği yerlere gidebildiğinde, acaba nasıl daha iyi araba kullanabilirim derdine düşmeyebilir.

Aynı şirkette yıllardır çalışan kişi, karşılaştığı sorunları hep aynı yoldan çözdüğünde ve hep o anı kurtardığında, sonrasını düşünmeye pek ihtiyaç duymayabilir. Problemi yatıştırmış olmak, onu bir süreliğine idare edebilir.

İrdelemek

Peki, ya yanılıyorsak? 

Öğrendiklerimiz aslında ihtiyaçlarımızı tam olarak karşılamıyorsa?

Veya bir süre sonra zarar verecekse?

❓O genç kızın, yaptığı kekin tarifinde kullandığı bir malzeme, aslında vücuda zarar veriyorsa, biriktiğinde böbrekleri yoruyor, hasta ediyorsa? 

O delikanlının, gittiği yoldan daha kısa bir yol varsa, daha az yakıt kullanmasını sağlayacaksa mesela? 

Arabayı hedefe ulaştırırken, aslında çok yıpratıyorsa insan, gereksiz bastığı debriyaj, balataları eskitiyor, daha fazla masraf açıyorsa? 

Veya amirimizden öğrendiğimiz yöntemle, anda yatıştırdığımız her problem, aslında büyüyen bir kartopu gibi üzerimize geliyorsa?

Biri çıkıp dese ki; “Aslında yaptığın yanlış, toplamda zarar görürsün.” O zaman ne tepki verirdik? Bunu kimden öğrendiğimize bakıp, benim yengem hata yapmaz, babamın öğrettiği yol en doğru yoldur, benden önceki müdür de hep böyle çözmüştü bu işleri mi deriz? Yoksa maliyet hesabına girip yanlıştan döner miyiz?

Sorular kolaysa, mesele bir kek tarifiyse veya gidilen yolsa, alışkanlıklardan vazgeçmek belki daha kolay olur. Ancak, hayatın soruları her zaman bu kadar kolay olmayabilir? Kemikleşmiş yaşantıların içinde bizi zorlayan pek çok soruyla karşılaşabiliriz.

“Canım ne var sanki sigara içmekte? Bizde misafire ikram edilen en kıymetli şey bu, kültürümüzün değişmez parçası.” dendiğinde…

“Bizde sadece bizim milletten olana kız verilir, dışarıdan alınmaz, dışarıya verilmez!” dendiğinde…

“İki kilo domatesi tartarken, domates kefesine azcık da taş koyacaksın ki anca çıksın maliyet.” dendiğinde ve bu normallerle büyüdüğünde insan, şunu düşünmek hiç aklına gelir mi? 

“Burada bir yanılgı olabilir mi?”

İrdelemek

İnsan, normalleştirdiği davranışlar sergileyen kişilerin yaptığı hataları fark etmeyebilir. Alıştığı şeyin gerçekliğiyle, aslında toplamda bir kâr sağlayıp sağlamadığıyla ilgilenmeyebilir. 

Oysa öğrendiğimizi bize öğreten de başka bir insan değil miydi? Ve her insan gibi onun da hata yapmış olma ihtimali olamaz mıydı? 

Ya onlar da yanılmışlarsa? 

Hiç düşünmez mi insan?

Peki ya mutlu olmak için çıktığımız yolda, mutsuz olma sebebimiz, bize sunulan normalleri irdelemeden kabul veya reddedişlerimizse?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Bir şeyi irdelemeden kabul edenin de reddedenin de sadakatine güvenilmez.” 

Doğruluğunu, yanlışlığını, eksik ya da fazla yönlerini düşünmeden, test etmeden kabul ettiğimiz her şeyden zarar görürüz. İrdelemeden, sırf tanıdığı bir insan söyledi diye bir şeyi kabul eden insan irdelemeden reddeder. Seçim kalitemizi arttıracak olan şey, duyduklarımıza göre kararlar almak değil; davranışlarımızı düşünüp, irdeleyerek kabul ettiğimiz tutarlı bir içeriğe göre dizayn etmektir.

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***


9 yorum:

  1. 'Hiç düşünmez mi İnsan?'

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel kaleminize sağlık ✨✨

    YanıtlaSil
  3. Kaleminize sağlık. Ne kadar ihtiyaç duyulan bir konu.

    YanıtlaSil
  4. Kemikleşmiş yaşantıları olan insanların o "kemikleşmiş yanlış" olan parçadan ayrışabilmesi için tek çare düşünmeleri... Daha çok düşünebilmek, düşündürtebilmek dileğiyle...

    YanıtlaSil
  5. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Emeklerinize sağlık🌸
    Ne kadar doğru, anormallerin bu kadar normalleştiği bir süreçte irdelemenin, düşünmenin kıymeti..

    YanıtlaSil
  7. İnsan oğlu irdeleyerek öğrenir hayatı.Anormalleri dahi normale dondurerek,düsunerek,öğrenerek emek emek işleyerek normale dönüştürüp sunmaktır hayat.

    YanıtlaSil
  8. Emeğinize sağlık🌺

    YanıtlaSil
  9. "Kemikleşmiş yaşantı" kelimeleri beni çok etkiledi. Ne de çok irdelemeden yaptığımız alışkanlıklarımız var, aslında fayda vermeyen ve üstelik yük olan...

    YanıtlaSil