Bir Buket Papatya
Güzel geçen akşamın ardından “İyi ki…” dedi Ayten. Çocukluktan beri en yakın dostu Neşe davet etmiş, güzel bir yemek hazırlamış, en sevdiği tatlıyı yapmayı da ihmal etmemişti… Sohbet eşliğinde, sıcacık çaylar yudumlandı. Çocukluk anıları yad edildi, yüzlerde tebessümle eski resimlere bakıldı. Yavaşça kararan havada, hafif bir esinti vardı. Ayten, daha geçe kalmadan ıssız sokaklarda evinin yolunu tuttu. Gökyüzüne baktığında yıldızlar daha parlak görünüyordu. Mart ayının ortasında, sanki Temmuz akşamı hissi vardı. Tüm yorgunluğunu, mahzunluğunu biraz olsun kenara koyabildi, içi umutla doldu.
Bir hafta önce, yıllarca emek verdiği iş yerinden bir anda çıkarılmış, ne olduğunu anlayamamıştı.
“On yıl!” dedi.
“On yıl boyunca, sabahın ilk ışıklarıyla yola koyulmalar, 8’de başlayan mesai için, 7’de masasında hazır bulunmalar, bunca emek, proje, toplantı, verilen onca sorumluluk ve niceleri..”
Haberi aldığında büyük tepkiler vermedi, olayın şokuyla sadece; “Peki neden?” diyebildi. Kafasındaki sorulara karşılık net cevaplar alamasa da, eşyalarını toparlayıp çıktı. Duygu yoğunluğu ile o gün bir şey yapamadı, sonrasında her şey gün yüzüne çıktı. Şirket mali sebeplerle küçülme kararı almış ve gün gün çalışanları ile yollarını ayırmaya başlamıştı. Ayten, garip hisler içindeydi.
Memleketten uzakta, kardeşi ile birlikte bir düzen kurmuş, orta halli yaşamlarını sürüyorlardı. Emek verdikçe yedikleri ekmek, içtikleri çay daha bir güzel tat veriyordu. Kardeşi üniversite son sınıfta okuyor, kendisi ise çalışıyordu. Elinden geldiğince hem evi çekip çeviriyor, hem iş yerini yürütüyordu. Kardeşi ona destek olmaya çalışsa da, staj yaptığı için yorgun argın eve geliyordu. Bu sebeple Ayten, kardeşinin üzerine çok gitmiyordu. Tatil dönemleri, anne-babalarının yanlarına giderler, köy işlerine destek olurlardı. Hem köy-hem şehir hayatı arasında güzel bir köprü kurmuşlardı. Böyle bir dönemde, bu imkana sahip olmak muazzam bir şeydi ve onları daha marifetli kılıyordu.
Ayten, işten çıkarıldığını kardeşine nasıl söyleyeceğini düşünüyor, bir yandan düzenlerini nasıl devam ettirecekleri konusunda kaygılanıyordu. Ailesinden yıllardır para istememişlerdi. Çünkü onlar da kendi yağında kavruluyordu. Kardeşi Nurten, ablasının çok sevdiği bir buket papatyayla heyecanla eve gelmiş ve harika bir haberi olduğunu söylemişti. Mühendislik fakültesi öğrencisiydi ve yurtdışından bir yıllık kabul almıştı. O süre zarfında kendi alanında daha çok pişecek, kendini daha iyi donatacaktı. Ayten, hem mutluluktan gözyaşlarını tutamadı, hem bu haberin üzerine kendi haberini nasıl vereceğini bilemedi. Artık, yalnız kalacağı gerçeğiyle de bir yandan yüzleşirken, kardeşinin gözlerindeki sevince bakıp, “Yolun açık olsun, ben hep yanındayım.” diyebildi. Uzun uzun kardeşine sarıldı. Bir sonraki gün ablasının işe gitmediğini fark eden Nurten, ablasına merakını dile getirdi. Ayten, uygun bir dille durumu izah etti. “Olsun abla.” dedi Nurten. Okuldaki ve stajdaki başarısı nedeniyle artık kendisine burs verileceğini ve bir süre onunla geçinebileceklerini söyledi. Ayten ağladı, böyle bir kardeşi olduğu için çok mutluydu.
Birkaç ay sonra yaz dönemi geldi ve Nurten yurtdışı için hazırlıklarını tamamladı. Aileleri birkaç günlüğüne İstanbul’a geldi. Dualarla, iyi temennilerle Nurten uğurlandı. Havaalanındayken, Ayten’in telefonu çaldı. Çok istediği bir kurum tarafından, hiç beklemediği o anda aranmış ve bir sonraki gün için iş görüşmesine çağırılmıştı. Sakince telefonu kapattı, görüşmeye gitmeden önce, bir şeyler netleşmeden, durumdan kimseye söz etmek istemedi. Nurten’i yolcu ettikten sonra, annesiyle babasını memlekete gitmeleri için otobüse bindirdi. Akşamdan, iş görüşmesi hazırlıklarını yaptı. Çok sevdiği, annesinin ona verdiği mavi gömleğini giydi ve görüşmeye gitti. Uzun süren görüşmenin ardından sözleşmeler imzalandı, her şey su gibi akmıştı. Kelebekler gibi evine döndü. “Keşke Nurten de yanımda olsaydı. Bu mutluluğu beraber yaşasaydık…” diye içinden geçirirken birden kapı çaldı. Gelen Neşe’ydi. Her şeyden habersiz, elinde Ayten’in çok sevdiği bir buket papatyayla gelmişti. Ayten, çocuklar gibi sevinçliydi. Hayatında kocaman boşluklar var diye düşünürken, aslında öyle olmadığını çok iyi anladı. İşten çıkarıldığında kardeşine ücret verilmesi, kardeşi gittiğinde Neşe’nin gelmesi, yıllardır istediği o yerden iş teklifi gelmesi tesadüf olabilir miydi?
- Nasıl ki gecenin yerini gündüz alıyor,
- Kış yerini ilkbahara bırakıyor,
- Biri hayata veda ederken diğeri dünyaya geliyor,
- Eskiyenin yerini yenisi alıyor…
- Kurulu bir düzen olduğunu, o an anladı.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Hayatta boşluk yoktur.”
İnsan kaybettiğini düşündüğü anda açılan boşluk aslında yeni bir başlangıçla dolar. İnsanın giden parçanın yerine neyi koyduğu, olayı nasıl anlamlandırdığı o boşluğu nasıl dolduracağını belirler. Bu sebeple, olumsuz sonuca takılıp kalmak yerine yaşananları kabul etmek, yeni duruma uyumlanmak, o boşluğun nasıl dolacağını doğru seçmeye odaklanmak gerekir.
Olumsuzluğun içindeki müjdeyi görebilen, umudunu kaybetmeyenlerden olmak dileğiyle..
***
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***
Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilOlumsuzluğun içindeki müjdeyi görebilen, umudunu kaybetmeyenlerden olmak dileğiyle..😊😊✨✨✨🌸✍️✍️ kaleminize sağlık
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık. Büyük fotoğrafı görebilmek dileğiyle
YanıtlaSilEğer hayat mutlaka bir şey dolduracaksa insan kendi boşluklarını seçerek de hayatını düzenleyebilir mi?
YanıtlaSilAytenin öyküsünden ne güzel bir kesit. ☺️🌸
YanıtlaSilHayat boşluk kaldırmıyor gerçekten. Ya biz kendimiz seçimlerimizle dolduruyoruz ya da hayat bir şekilde dolduruyor.
Geleni kabul edip doğru seçimleri
yaparak yolumuza devam edebilelim inşallah…
Elinize sağlık:)
YanıtlaSilKaleminize saglik 🌸
YanıtlaSilHiç ama hiç boşluk yok çok şükür :)
YanıtlaSil