Gücün Varken Merhametli Olabiliyor Musun?

Merhamet

Gücün Varken Merhametli Olabiliyor Musun?

Ne zamandır hayal ettikleri kayak oteline sonunda gidebilmişlerdi. Eşi Nazlı o kadar mutluydu ki, onun gözündeki mutluluğu gördüğünde Metin daha da mutlu olmuştu. Sanki ağaçlar üzerinde kardan örtü vardı ve her yerin bembeyaz görüntüsü insana huzur veriyordu. 

Tabi ki kar pantolonu, kar montlarını otelden kiralamışlardı. Bir hayli pahalı bir kar tatili olmuştu, ama yine de değer diye düşünüyorlardı. Teleferiğe binip dağın en tepesinde çıkmak, oradaki kafede dumanı üzerinde tarçınlı salep içmek insanın içini ısıtıyordu. Kar üzerinde, mangalda sucuk keyfi bambaşka bir keyif olmuştu onlar için. Aşağı doğru kayarken, hızını kontrol edemediğindeki adrenalin hissi anlatılmazdı. Kalp çarpıntısıyla düzlüğe gelmek, tekrar yukarı çıkıma ve kayma isteği… İnsan bu küçük oyunlarla çocuklaşıyordu adeta.

Tabi ki her tatilin sonu gibi Metinlerin tatili de pazar günü bitmiş, pazartesi iş başı yaparken canı istemeyerek işe gitmişti.  İnşaat mühendisi olan Metin, işini seviyordu elbette ama aklı hala tatilde yaşadığı o keyifli tatil günlerinde kalmıştı. 

Eline kahvesini alıp, arkadaşlarının odasını tek tek gezerek tatilini yüksek sesle anlatıyor, onu gören diğer çalışanlar da odaya toplanıp merakla anılarını dinliyorlardı. Yöneticileri Ahmet Bey de konuşmaları duymuş olacak ki yanlarına geldi, güler yüzle herkesi selamladı. 

Merhamet

Toplanma sebebinin işle ilgili olmadığını Ahmet Bey fark etmişti ama gülümsemeye devam etti. “Haftanız bereketli olsun, işlerinizde kolaylıklar dilerim.” diyerek söze başladı. İnsanlar genelde günaydın, iyi günler gibi klişe iyi dileklerde bulunurken, Ahmet Bey genelde özel, düşünülmüş iyi dileklerde bulunurdu. Tabi böyle olunca insan karşıdakine daha yakın hissediyordu, kalbi ısınıyordu sanki. 

Herkesin yüzünde istemsiz bir gülümseme belirdi. Teşekkür etmekten başka ne diyeceğini bilemedi kimse, şaşırmışlardı. Metin sonradan kendisine kızdı; “İki kelimeyi bir araya getirip de farklı bir iyi dilekte de sen bulunsaydın ya!” diye iç geçirdi.

Ahmet Bey; “Metin bey, tatiliniz umarım iyi geçmiştir, detayları dinlemek isterim bir kahve molasında. Rica etsem üzerinde çalıştığımız 12 katlı bina projesindeki taşıyıcıların sağlamlaştırılması ile ilgili önerilerinizi saat 15.00’a kadar raporlayabilir misiniz?”

Arkadaşlarıyla geniş geniş tatil sohbeti yapan Metin, önce saatine baktı ve sonra nasıl yetiştireceğini bilemediği işle ilgili araştırmalara hemen başladı. Arkadaşları öğle molasında yemeğe giderken onu çağırdıklarında, “Şimdi yemek zamanı mı? Yetiştireyim şu dosyayı başka bir şey istemiyorum!” diyerek geri çevirdi.

Saat 15:00’da Ahmet Bey’in odasına girdiğinde, içi bir miktar rahatlamış bir şekilde dosyayı sundu.  “Gel Metin, umarım işlerin kolaylaşmıştır. İnsan tatilden geldikten sonra iş yerine adapte olmakta zorlanıyor. Sen hedefin olduğunda çabuk konsantre olabilen birisin ve bu çok iyi bir özellik. Ancak, insan tüketimden sonra üretime odaklanmakta zorluk yaşar. Bu nedenle daha iyi olabilmek için, insan iş yerine geldiğinde üretimle başlarsa, adaptasyon hızı artar. Ancak tüketimle başlandığında, üretim isteği azalır ve üretime konsantre olmak da bir o kadar zorlaşır.”

Merhamet

Metin, “Nasıl bir adamdı Ahmet Bey, imrenmemek elde değil. Beni, bir babanın ergen çocuğunu yakalar gibi yakalamasına rağmen, sesini yükselterek “Bu ne rahatlık Metin Bey, başka işiniz mi yok?” diyebilecek gücü varken, sakinliğini yumuşaklığını hiç kaybetmeden nasıl da hedef belirleyip hemen çalışmamı sağladı. Bir bakışıyla rahatsız olmuştum zaten ve bana güler yüzü ve yapıcı tavsiyesiyle, 2 dakikada nasıl da ders verdi.” diye geçirdi içinden. 

İnsan güçlü olmakla, sert olmayı karıştırabiliyor. Kararları verecek yetkileri aldığında, insanlara net olduğunu göstermek için sert konuşmalar yapabiliyor. Otorite kurmak için keskin tepkiler vermenin, sert davranmanın gerektiğini zannedebiliyor. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “İnsanın merhameti, gücünden fazla olmalıdır.” 

Asıl önemli olan, insanın gücü varken merhametli olabilmesidir. Bir konuda gücü olmayan herkes daha alttan alan ve tahammüllü olabilir. Mesele güce sahipken sabredebilmek, alttan alabilmek, merhamet edebilmek...

Herkes belli konularda güçlenecek potansiyele sahiptir. Verilmesi beklenen tepki, gücün olduğu yerde de merhameti koruyabilmektir...


***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***


10 yorum:

  1. Mesele güce sahipken sabredilmek. Müthiş bir cümle. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  2. İnsan güçlendikçe merhameti unutabiliyor. Hatırlattığıniz için teşekkürler 💐

    YanıtlaSil
  3. nasıl da hedef belirleyip hemen çalışmamı sağladı. 😊
    Çok güzel tespitler. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Olgun insanlarla birlikte olmak ne kadar konforlu. Bilenle bilmeyen bir olmuyor gerçekten.

    YanıtlaSil
  6. İnsanın statüsüne, gücüne rağmen kırmadan incitmeden yaşaması... Etrafındakileri yetiştirebilmesi. Ne güzel anlatmışsınız. Ellerinize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  7. Mesele güce sahipken sabredebilmek👌

    YanıtlaSil
  8. Bir iş verenin ortamı bu kadar ılımlı ve verimli hale gelmesini saglamakher yiğidin harcı değil örnek olmak örnek almak adına çok güzel bir yazıydı kaleminize saglik

    YanıtlaSil
  9. Çok güzeldi
    Kaleminize saglik✏

    YanıtlaSil
  10. Hayata doğru tepki verdikçe doğru kişilik de oluşuyor. Bedel ve karşılığı güzel anlatılmış, etkili bir anlatım, emeğine sağlık.

    YanıtlaSil