Yön Veren Olabilmek

Yön

Yön Veren Olabilmek

Hayatın içerisinde, yaşanılan her ilişkide iki taraf vardır; etkileyen ve etkilenen. Her ilişkide, bir tarafın etki gücü diğerine göre daha yüksektir. Etki gücü yüksek olan kişi sözleriyle, davranışlarıyla, tepkileriyle ilişkiye yön verir. Diğer tarafta ise etkilenen kişi vardır; gücü ve otoritesi diğerine kıyasla daha az olan… Çok konuşan, dil döken ama az dinlenen, anlaşılmamaktan şikayet eden, yorulan, yıpranan taraf… Neticede baskın olan taraf kimse, onun istekleri yönünde ilerlenir ve tavizler verilir… 

Ve giderek aktarım miktarını arttırır etkilenen kişi. 

  • Bir baba, çocuğuna sözünü geçiremedikçe bağırmaya başlar. 
  • Bir kadın, eşini ikna edemediğinde sesini yükseltir, şikayetlerini arttırır, restler çeker… 
  • Bir yönetici elemanlarını düzene sokmak için tehditler eder, baskı uygular...

İlmi olmayan kişi, aktarım miktarı fazla olursa etkisinin de fazla olacağını zanneder. Oysa ilmi olan bilir ki; insan ilişkide güç kaybettikçe aktarımlarının miktarını arttırır. Şiddete meyleder… 

İlişkilerde her insan etkilemek ister ve bunda problem yoktur. Ancak etkilemenin ilmini bilmediğinde insan, nasıl davranış değişikliği oluşturulur, nasıl otorite kazanılır keşfedemediğinde çabalar sonuçsuz kalır. Böylelikle etkileme isteği artarken, tam zıddında etkilenen olur… Duyguları, davranışları, kararları gerçeklikten uzaklaşır. Sonuç odaklı davranmaya ve ilişkilerde hata tekrarları yapmaya başlar… 

Peki, o zaman otorite gerçekte nedir? 

İnsanoğlu otoriteyi despotluk, sertlik ile karıştırır. Kaşları çatık, kızgın görünümlü bir baba figürü canlanır gözlerde. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki, İnsan, bulunduğu ilişkide karşı tarafın davranışlarına yön verebildiği ölçüde otorite sahibidir.

Yön

Bir anne, çocuğuyla ilişkisinde otorite kazandıkça konuşmaları azalır, az cümleyle çok etki oluşturur. Bir bakışıyla, çocuğunu dersinin başına oturtmayı başarabilir. Ya da bir patron, otorite sahibi olduğunda, dil dökmeden çalışanların zamanında işe gelmesiyle ilgili davranışlara yön verebilmeye başlar… Bir kadın, eşini alması gereken sorumlulukları üstlenmesi, doğru ve güzel davranışlarını arttırmasına yönelik etkiler, ikna eder… 

İlişkilerde ilmi olanın, toplamda fayda vermeye niyet eden kişinin otoritesi arttıkça, her iki tarafın da tartışmaları azalır. Yorgunluklar biter, ilişki bir ego çatışması halinden çıkar, uzlaşmaya, anlaşmaya ve toplamda mutluluğa varılır. Sadece etkileme isteği olan değil, etkilenen de toplamda fayda görür. 

Peki, insan ilişkilerindeki otoritesini nasıl arttırır? 

İnsanın başkasının hayatına yön verebilme gücünü hak edebilmesi için, öncelikle kendi hayatına yön verebilen olması gerekir. Bunun için ilk yapılması gereken, insanın kendisiyle ilişkisini gözden geçirmesidir… Hayatında aşırılıkları olan, bağımlılıkları sebebiyle isteklerini kontrol edemeyen bir kişinin, ilişkilerinde güç sahibi olabilmesi mümkün değildir. 

Uzaklaşmam, hayatımdan çıkarmam gereken aşırılıklarım neler? Hangi alışkanlıklarıma veda etmeli, yerine hangilerini eklemeliyim? Mutlaka hayatıma katmam gereken sorumluluklarım neler? İnsanın bu soruları kendine sorarak, hayatını dengeye getirecek dönüşümü başlatması gerekir… 

Ben mutlu ve faydalı bir yaşam sürüyor muyum? İnsan, etrafında bir dönüşüme vesile olabilmek için; öncelikle kendi davranışları, tepkileri, yaşam stili ile model olabilmelidir… Dününden daha iyi olabilmek için çaba ve mücadele içerisinde olan, deneyim çıkarmaya, öğrenmeye, kendisini geliştirmeye çalışan kişiye, başkalarını iyileştirme hakkı da verilir… Tıpkı çocuklarına kitap okutmayı hedefleyen bir annenin, önce kendi telefonunu bırakarak, okuma alışkanlığıyla model olması gibi… Ya da çalışanlarına sorumluluk aldırmak isteyen bir yöneticinin, kendi hayatında yetki ve sorumluluk dengesini oturtmuş olmasının beklenmesi gibi… Hayat insana olumlu sonuçlar sunmak için samimiyet bekler. Samimiyette ise niyetle birlikte davranış tutarlılığı vardır…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki, Anlamayacak olana anlatmak, anlatıcının egosundan kaynaklanır.” 

Yön

Bu sebeple, davranışlarına yön vermek istediği kişiyle olan ilişkisinde insanın öncelikle ne kadar etki gücü olduğunu bir değerlendirmesi gerekir. Söylediklerimin karşı taraf üzerindeki etkisi nasıl? Anlattıklarım dinleniyor mu? Tepkilerimin bir kıymeti var mı? Sınır koyabiliyor muyum? Bu sorular mevcut gücünü kalibre etmesini sağlayacaktır… 

Etkilemek istediğimiz insanı tanımak ise bu süreçte olmazsa olmazlardandır. Bir anne çocuğunun, kadın eşinin, patron çalışanlarının istek ve ihtiyaçlarını ayrıştırabilmelidir. Doğrularını, dönüşümüne engel olabilecek tüketimlerini, bağımlılıklarını deşifre edebilmesi gerekir. Nasıl ki bir doktorun doğru tedaviyi uygulayabilmek için öncelikle kaliteli bir teşhiste bulunması gerekir,  insanın da etkilemek istediği kişinin hayatını detayda algılamaya ihtiyacı vardır. Doğru strateji ve otorite gücü, bu kalibrasyondan sonra gelir… 

Bulunduğumuz sahnedeki rolümüz nedir? Bir annenin, babanın, çocuğun, patronun, çalışanın, komşunun ya da arkadaşın… Her birinin ilişkilerdeki yetki ve sorumlulukları birbirinden farklıdır. İnsanın bulunduğu sahnedeki rolünü keşfedip, o sahnede ihtiyaç gideren olmaya konsantre olması gerekir. İlişkiyi kuvvetlendiren, insanı o ilişkide güçlendiren, sanılanın aksine diklenmek, meydan okumak değil, çok yüksek kalitede ihtiyaç gidermektir. Bu sebeple, otoritesini arttırmak isteyen kişinin bakacağı şey, bulunduğu sahnede ihtiyaç olan alanlarda marifetini nasıl geliştirebileceğidir…  

Her insan ilişkisinde otorite olmak ister. Oysa otorite, başkalarının kişiye verebileceği bir şey değil, insanın kendisinin kazanması gereken bir değerdir. İnsan bulunduğu ilişkideki davranışlarını, tepkilerini değiştirerek zaman içerisinde otoritesini, etki gücünü, davranış değişikliği oluşturabilme marifetini arttırır, geliştirir… Güçsüzken güçlenir, etkisiz elemanken tek sözüyle kişilere, topluluklara yön veren olur. 

Peki, bizler kendi hayatımızda ve ilişkilerimizde ne kadar otorite sahibiyiz? 

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***




14 yorum:

  1. Nasılda tuzağa düşüyor insan

    YanıtlaSil
  2. Peki, bizler kendi hayatımızda ve ilişkilerimizde ne kadar otorite sahibiyiz? emeğinize sağlık ✨✨

    YanıtlaSil
  3. O kadar faydalı olmuş ki... Net yöntemler vermiş olmanız çok kıymetli. İnsan hemen kendi hayatını gözden geçirip adım atması gereken konuyu anlayabiliyor. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel bir yazı 🙏🏻💐

    YanıtlaSil
  5. Cok etkileyiciydi..
    Kaleminize saglik✏

    YanıtlaSil
  6. Otorite, başkalarının kişiye verebileceği bir şey değil, insanın kendisinin kazanması gereken bir değerdir. Oysa insan hep başkasından bekler ve yanılır.

    YanıtlaSil
  7. Anlattıklarım dinleniyor mu? Yoksa ben kendi kendime mi anlatıyorum? Anlamayacak olana anlatmak insanın egosundan kaynaklanır... Söylenenlerin fayda etmediği yerde susmak nasıl işe yarar?

    YanıtlaSil
  8. otorite, başkalarının kişiye verebileceği bir şey değil, insanın kendisinin kazanması gereken bir değerdir…

    YanıtlaSil
  9. Emeğinize sağlık, kendi dönüşümüne odaklanmak konusuna ne güzel değinmişsiniz.

    YanıtlaSil
  10. “İnsanın başkasının hayatına yön verebilme gücünü hak edebilmesi için, öncelikle kendi hayatına yön verebilen olması gerekir.” İşte kaçırılan nokta tam olarak bu oluyor genelde…

    YanıtlaSil
  11. Gerçekten otorite var mı? Kime ne anlatıyorum?... Teşekkürler

    YanıtlaSil
  12. Yaa şu kavram insanı gerçekten düşünmeye sevk ediyor.
    Otorite demek sanki evdeki en büyüğün yada en sözü geçen ama çekilen kişi olduğu için sözü geçen kimsede olurmuş gibi. Halbuki bu tamamen korkudan yada saygıdan yaptığımız bir davranışmış.
    Çok güzel stratejiler var. Teşekkürler 🌺

    YanıtlaSil
  13. Derin güzel bir yazı olmuş kaleminize kuvvet

    YanıtlaSil
  14. Gerektiğinde esnemeyen ağaç zarar görür.ü güzel anlatmış. Söylerken kolay, uygularkenn zorlandığımız kurallar. İnşALLAH çaba gösterenlerden oluruz.

    YanıtlaSil