Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim

deneyimsel tasarım öğretisi hakkında düşüncelerim

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim

Bu hayatta her insan mutlu ve başarılı olmak ister… 

Bunun için,

  • Sevdiği insanla yuva kurmak,
  • Bir sınavda başarılı olmak,
  • Hayalini kurduğu mesleği yapmak,

SEHER HANIMIN DÜĞMELERİ

   




SEHER HANIMIN DÜĞMELERİ 

Yeni alınmış sarı iplikten örülen kazağı giyerken "Babaanneee kafamı sıktı!" diye ağladı Buse. Babaannesi daha fazla çekiştirmenin bir işe yaramayacağını anlayıp kazağı Buse'nin kafasından çıkarıverdi. Eliyle biraz kontrol ettikten sonra "Olmayacak bu şekilde, koca kafalı kızım." diye bir de söylendi. Buse kafasının büyüklüğüne mi, kazağın olmayışına mı üzüleyim diye düşünürken, “Hallederiz evladım üzülme." derken bir yandan da kazağın boynunu tekrar Buse'nin kafasına hizaladı. Birkaç defa bu hareketi yaptıktan sonra genişleteceği yere işaret koyarak diğer odaya gitti.

Buse, babannesini beklerken dikkatini çekyatın sırt kısmındaki ahşap kapaklar çekti. Babaannesi hazır gitmişken onlarla oynamaya başladı. Kapağı bir yere kadar getiriyor sonra bir anda bırakıyordu. Tak diye bir ses çıkıyor, sonra tekrar aynı şeyi yapıyordu. Aç kapa yaparken bir anda gözüne lacivert üzerinde kurabiyeler olan bir kutu ilişti. Daha önce görmediği büyüklükte kocaman bir kutu. Kurabiyelerin burada ne işi vardı? Babaannesi yatakta yiyecek yenmesine bile izin vermezdi. Böyle bir kutuyu kumaşların olduğu bir dolaba da koymazdı. Kurabiyelerin burada durması hayra alamet değildi.

İNSANIN EVRİMLEŞMİŞ VERSİYONU "Z KUŞAĞI"

  



İNSANIN EVRİMLEŞMİŞ VERSİYONU "Z KUŞAĞI"

Bizim ailelerimiz çok yanlış şeyler yaptı canım.” 

“Çocuk öyle mi yetiştirilir hiç?” 

“Bizi karşılarına alıp konuşmadılar, duygularımızı önemsemediler, ailede söz sahibi olmamıza izin vermediler.” 

“Tabii, bizim nesil çok daha bilinçli ebeveynlik yapıyor.” 

“En önemlisi çocuklarla konuşmak, onlara anlatmak, duygularını yaşayabilmelerine izin vermek.” 

“Bir de tabii unutulmamalı ki ceza ile çocuk yetiştirilmez, çocuk üzerinde travma oluşturan yöntemler bunlar.” 

“Günümüzde hangi çocukta tablet, telefon yok ki, arkadaşlarından geride kalmış hissederse travmatize olur.” 

Diye uzayıp giden cümleler silsilesi…

DOYMAYAN DELİK

 




DOYMAYAN DELİK

Dediklerinin aksine yedikçe yiyesi geliyordu, içtikçe içesi, aldıkça alası. ”Hah tamam oldu.” dediği bir an bile olmadı. Hep bir eksiklik vardı ve onu tamamlamak ile geçirilen zamanlar. Hiç bir kahvenin tadı kokusu gibi değildi. Hiç bir eğlence düşündeki gibi değildi. Hep azdı işte ve hep daha fazlası ile doyurulmaya çalışılan koca bir delik vardı içinde. Ve sanki her konulanla daha da esneyen bir delik. Her konulanla boşluğu daha da artan!

”Tüm bunları idare etmek de ayrı bir çaba. Yerleştir, kombinle, onar, eskidi at, yerine yenileri. Ne bitmez ne beyhude bir çaba. Bunun için gelmiş olamam bu dünyaya. Sadece daha iyilerini almak, kombinlemek, saklamak, istiflemek, atmak. Bundan ibaret olamaz hayat.” diye düşündü her geçen gün içinde artan mutsuzlukla.

DENGE ÖLÇÜYLE GELİR




DENGE ÖLÇÜYLE GELİR



 

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

BİR BİLSEK!



BİR BİLSEK!

Arama kayıtlarında en son arananlar listesi. Evet evet yanlış duymadık! Son zamanlarda hayatında neler olup bittiği, isteklerin ne olduğu ve neye konsantre olduğunun işareti desek! Kulağa tuhaf geliyor değil mi?

Günlerin, yaşamın hızlandığını söyleyip durduğumuz bir dönemdeyiz. Artık iletişime geçmek de çok hızlı. İhtiyaç duyduğumuz çoğu şeyi bir tuşla yakınlaştığımız bir dönemdeyiz.

KABULSÜZ SEÇENEKLER

        







 KABULSÜZ SEÇENEKLER

Handan, yine bir pazar sabahı, kahvaltı sonrası odalarındaki tavana boş boş bakarken bulmuştu kendini. Her zamanki gibi gelen davetleri kabul etmemiş, türlü bahanelerle hepsini geri çevirmişti. Kendisi de bir yere gitmek istemediğinden evde bir başına kalakalmıştı. Oysaki o kadar kişiyi reddettikten sonra mutlu olacağını düşünmüştü. Hayır mutlu değildi, görünen o ki bu durum onu içinden çıkamadığı bir girdaba sürüklemişti.

Bu gidişat zamanla hayatının genel bir duruşu haline gelmişti. Artık arkadaşları ona sormadan planlar yapıyor, ondan gizli buluşup görüşüyorlardı. Uzun zamandır bunu yapmalarına rağmen bundan da rahatsızlık duymuyorlardı. Çünkü Handan'a sorduklarında o her defasında ya zorluk çıkartıyor ya da reddedip onların da heveslerini kaçırıyordu.

KİM YETİŞTİRDİ?

       





 KİM YETİŞTİRDİ?

Akşam yorgun argın eve girdiler. Anne:

- Hadi yavrum duşa gir de yat. Çok geç oldu.

Zeynep:

- Çok yorgunum anne direkt yatsam olmaz mı?

Esra yine kıyamadı kızına:

- Tamam, hadi yat yarın sabah alırsın duşunu.

Haftanın her günü aynı terane. Sabahın köründe okula giden Zeynep okulun ardından da kurslara taşınıyordu. Müzik için piyano dersine gidiyordu. Esra kızının mutlaka bir enstüruman çalmasını istiyordu. Dost meclislerinde şöyle canı istediğinde geçsin piyanonun başına çalsındı en güzel melodileri. O da keyifle dinlesin kızını.

İŞTE ADALET TAM DA BURADA

      



https://deneyimseltasarimogretisisemineryorum.blogspot.com/2024/06/iste-adalet-tam-da-burad.html



İŞTE ADALET TAM DA BURADA

Ayşe ile Zeynep aynı kurumda çalışan iki arkadaştı. 
 
İkisi de işini iyi yapmayı seven, özverili çalışkan iki arkadaştı. İkisi de kendisinden önce etraftakilerin ihtiyacını gidermeye çalışırlardı. Çalıştıkları alan çok yoğun, sirkülasyonun çok olduğu bir yerdi. Buna rağmen ikisi de şikayet etmez, işlerini ellerinden geldiği kadar iyi yapmaya çalışırlardı.  
 
Zeynep ilerleyen zamanlarda işte biraz dengeyi kaçırmaya başlamıştı. Herkes işini bitirince dinlenir ama onun işleri hiç bitmezdi. Kendine merhameti hiç yoktu. 
İşini çok iyi yapmaya çalışırdı ama mükemmel olacak kadar.  
 
Aslında ne kadar çabalasa da mükemmel olamayacağını bilmeden... 

BABAANNEM

      



İ

BABAANNEM 

Yüzüne gelen sabahın ilk ışıklarıyla gözlerini araladı. Aslında çoktan uyanmıştı ama yatakta dönüp duruyordu. Damda gezinen kumruların seslerini dinliyordu. Kuşlar öyle güzel "guguuug gug" diyorlardı ki onların sesi bir mutluluktu.

Babaannesi öyle geç uyanılmasını sevmezdi. Güneş yakmadan kalkılacak, kahvaltı yapılacaktı. Kumruların sesinin yerini çayın kokusu almıştı. Sonrasında da kulakları rahatsız eden, şu bulutlarda gezinen Merve'yi uyandıran ses:

-Merveeee hadi kalk kızımmm…

Merve hareket etmeden duruyor, zaman kazanmaya çalışıyordu. Bu anın uzamasını temenni ediyordu. Temenni ediyordu çünkü birazdan yeniden seslenileceğini biliyordu.

-Merveee hadi kalk ekmek alman gerek, bir de peynir... çok uyudun...

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim Bu hayatta her insan mutlu ve başarılı olmak ister…  Bunun için, Sevdiği insan...