Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim


Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim


deneyimsel tasarım öğretisi hakkında düşüncelerim

Bu hayatta her insan mutlu ve başarılı olmak ister… 

Bunun için;

  • Sevdiği insanla yuva kurmak,
  • Bir sınavda başarılı olmak,
  • Hayalini kurduğu mesleği yapmak,
  • İş yeri açmak,
  • Başka bir ülkede yaşamaya başlamak,
  • Ev sahibi olmak,
  • Çocuk sahibi olmak gibi istekleri vardır.

Sahibi Kim?

 SAHİBİ KİM?

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Pembe pijamalarını katlayıp çekmecesine koyduktan sonra sevdiği hareketli müziği açmıştı Ayşe. Kokusunu tadından daha çok sevdiği kahvesini de alıp işe gitmek için yola koyuldu. Neyse ki bugün trafikte çok uzun zaman geçirmedi. Ofise geldiğinde bir sürü iş onu bekliyordu.

Bütün gün, koşuşturma içinde geçmişti. Günün yorgunluğu eve döndüğünde yüzünden okunuyordu Ayşe’nin. Gün içerisinde birçok insanla ilgilenmek durumunda kalmak ve diğer yandan zor bir sınavdan geçmek… Hangisi düşünmeliydi, bilemiyordu… Bazen işin iyi gelen tarafları da oluyordu aslında. Kendisi yorulsa da kafası dağılıyordu.

Yine de düşünmeden edemiyordu yaşadıklarını. Her şeye sahip olmak istemişti hayatı boyunca. İyi bir eşe, iyi bir eve ve iyi bir çevreye… Ne kadar çok uğraşsa da olmamıştı istekleri.

Bunları düşünürken telefonuna bildirim geldi.

’Ne o, artık ait olmadığın yerlerle savaşın bitti mi?’’ diye mesaj atmıştı Hafize.

Birden irkildi Ayşe. Öylece mesaja bakakalmıştı… Hiç böyle düşünmemişti yaşadıklarıyla ilgili. ‘’Ah Hafize! Yine nereye varacak bu söylediğin acaba?’’…

Hafize ve Ayşe yıllarca görüşmeye devam eden iki yakın arkadaştı. Okul yıllarından bugünlere kadar iyi ve kötü günlerini beraber geçirmişlerdi. Çok anı biriktirmişler, birbirlerine çok emek vermişlerdi.

Hafize iyi bir öğretmendi. Aynı zamanda gelişime açık biriydi. Yıllar içerisinde kendini geliştirmiş ve artık o da başkalarının kendilerini geliştirmeleri, hayatta daha mutlu ve başarılı olmaları için seminerler vermeye çalışıyordu. Bunun Hafize’ye nasıl iyi geldiğine Ayşe de şahit olmuştu.

Kendisini daha önce seminerlerine davet eden arkadaşını hayatının yoğunluğu nedeniyle ertelemişti. Ama şimdi söylediği şeyler tam da kendisiyle ilgiliymiş gibi geliyordu. Nasıl oluyor da bu kadar problemlerin detayına hakimdi?

İnsan, bazen ne kadar içinde olursa olsun yaşadığı olayların gerçek nedenlerini bilemeyebilir.

İnsan, bazen ne kadar uzak kalırsa kalsın, başkasının yaşadığı problemin gerçek sebeplerini ondan daha iyi bilebilir.

Sonunda seminere başlayan Ayşe, her gün yeni şeyler öğrenmenin sevincini yaşarken, kendi yaşantısındaki gerçeklerle yüzleşmenin de bir yandan savaşını veriyordu. Sahip olmak istediği halde kavuşamadığı sevdiği ve çevresi… Aslında bunların nelerden kaynaklandığını öğrenmek onu hem üzüyor hem de ümit veriyordu. Doğru yöntemleri kullanarak düzeltebileceğine inancı artıyordu. Gerçekten daha mutlu ve başarılı olmak mümkündü onun için de artık.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Seminere devam ederken, bir gün şu sözlere takılıp kalmış buldu kendini;

’Sahip oldukların…

Ve sahip olmak istediklerin…

Sahip olmadıkların…

Ve asla sahip olamayacakların…

Senin de Sahibin olana aittir aslında…’’

Ne kadar da sade ve anlaşılırdı duydukları Ayşe için, bütün yaşadıklarından sonra…

Mesele istediğin şeyin sana verilmesi veya verilmemesi değildir. Verilen veya verilmeyen şeye verdiğin tepkidir. Kazanmak da kaybetmek de bununla ilgilidir. Kişi, bir şeye sahip olduğunda ödüllendirilmediği gibi, bir şeye sahip olmadığında cezalandırılmıyor aslında…

Evlenmek istediği halde evlenememesi de, kaybetmek istemediği çevresini kaybetmesi de bir sorudur aslında.

Her şey aslında sadece bir soru ve bir cevaptan ibarettir.

İnsan, sorulara doğru cevabı verdiğinde kazanmış demektir.

Sorulara doğru cevaplar verebilmek için ne gerekir?

Gerçekçi çözüm yollarını öğrenmektir...

Bu yüzden artık ait olmadığı yerlerde savaşmamalı insan. Sahip olamayacakları için üzülmemeli. Her neredeyse, kaldığı yerden, ümitle ve cesaretle yola yeniden koyulmalı.

Ömrünün sonuna geldiğinde ve geriye dönüp baktığında, iyi yaşanmış bir öykü bırakmalı…

 


 ***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

 ***

İpin Ucu Kaçınca

İPİN UCU KAÇINCA

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Şehrin yüksek binaları arasından parlayan güneş ışınları, duvarları bembeyaz olan evin içine kadar girmişti. Duvardaki saatin tik tak sesleri bunca gürültüye rağmen duyuluyordu. Artık serinlemeye yüz tutan hava, insana “Üstüne bir şeyler almadan çıkılmaz” diyordu sanki. Etrafta bir yerlere yetişmeye çalışan insanlar vardı.

Sahi, insan ne için uyanır? Ne için çalışır? Ne için yaşar?

Bir amacı olmalıydı…

Şikâyet ve Şükür

Şikâyet ve Şükür 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Ali yine sabah erkenden söylenerek uyandı. Alarmı sustururken içinden,
“Her gün aynı şey… Uykum bölünüyor, yorgun kalkıyorum. Millet istediği her şeyi tak diye alabiliyor, ben hâlâ sabahın köründe koşturuyorum. Daha kaç sabah böyle devam edecek?”

‘Keşke’ler ve ‘İyi ki’ler

 ‘Keşke’ler ve ‘İyi ki’ler

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Bir yolculuk düşün…

O zamana kadar gidilen yerlerin hiçbirine benzemeyen…

Gidenlerin şaşkın kaldığı,

Kalanların ise hayal dahi edemediği…

Mehmet Amca'ya Uğrayıversene…

 MEHMET AMCA’YA UĞRAYIVERSENE…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Mahalleye taşındığı günden beri her sabah Mehmet Amca’yla karşılaşırdı Emir. O, dükkanının kepenklerini açarken genç adam da durakta servisini beklerdi. Aralarında kısa bir tebessüm olur, sonra yollarına devam ederlerdi. Hiç konuşmuşlukları olmamıştı.

Hayat Kişiye Göre Ayrımcılık Yapar Mı?

 HAYAT KİŞİYE GÖRE AYRIMCILIK YAPAR MI?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

-Duydun mu, Aslı evleniyormuş?!

-Aa ne güzel?

-Ehliyetini de almış şu sıralar…

-Niye, araba mı alacakmış?

-Üstelik iyi bir şirketle de anlaşmış, düğünden sonra başlayacakmış!

-Ya bakma o hep şanslıydı… Okuldayken de öğretmenlerin gözdesiydi!

-Değil mi… Bizde şans ne gezer! Hayat işte kimine bir dal, kimine paket!