Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim
Bu hayatta her insan mutlu ve başarılı olmak ister…
Bunun için,
- Sevdiği insanla yuva kurmak,
- Bir sınavda başarılı olmak,
- Hayalini kurduğu mesleği yapmak,
Bu hayatta her insan mutlu ve başarılı olmak ister…
Bunun için,
Sabahın ilk ışıkları daha odaya doğmamıştı. Hava daha aydınlanmamıştı, buna rağmen erken kalktı çünkü hazırlık yapmalıydı. Akşama büyük bir organizasyon vardı ve oranın yemek işini Reyhan'a vermişlerdi. Aslında Reyhan'ın böyle bir isteği olmamıştı ama yöresel yemekler yapmakta ustaydı. Bu konuda adı iş çevrelerinde duyulmuştu. Yurt dışı bağlantısı olan bu firmanın da yurt dışından yabancı misafirleri gelecekti. Gelecek olan misafirlere yöresel yemek yedirmek istedikleri için işin ustası Reyhan’ı bulmuşlardı.
Karşısındaki çam ağacını dikkatle inceliyordu Aylin. Keşke burada çam ağacı yerine çınar ağacı olsaydı, diye geçirdi içinden. Çam ağacının iğne yapraklı olması hoşuna gitmiyor, bu nedenle de onu pek ağaçtan saymıyordu. Aylin'e göre ağaç dediğin şöyle rüzgarla uçuşan, geniş yapraklı ve daha sevimli olmalıydı. Ayrıca böyle bir ağacın gölgesinde oturmak daha keyifli olur diye düşünüyordu.
Ofis ışıklarının parlaklığı gözünü alıyordu. Bir yandan da açık ofiste olduğu için iş arkadaşlarının çıkardığı sesler uğultu halinde kulağında yankılanmaktaydı. Klimadan vuran ılık hava teninde dolaşıp dururken, Ayşe’nin de zihninde sorular birbiri ardına dolanıp duruyordu. Bir terfi süreci başlamıştı. Kendisinin de terfiyle ilgili süreci vardı ancak şahit oldukları kendi terfi sürecinden daha çok üzmüştü.
Eve geldiğinde heyecanlıydı Bahar… Bugün işten izin almış ve kuaföre gitmişti. Kafasında alüminyum folyolarla saatler geçirmiş, yorulmuştu. Tüm bu saatler biraz daha güzel görünebilmek için harcanmıştı. Güzellik önemliydi onun için. Evde bile dizi çıkmış gri bir pijama giyemezdi. Özel bir yere gidilecekse hele makyajı, kıyafeti, topuklu ayakkabısı hepsi bir uyum içinde olmalıydı.
- Sana kaçıncı
kez söylüyorum. Duvar olsa anlar. Canım
aşkım, bir tanem, canımın içi!! Lütfen gecikeceğin zaman beni ara. Bak geç
kalman sorun değil ama aramaman sorun. İstersen gece yarısına kadar çalış
umrumda değil!! Ama ara artık, ara.
- Tamam, tamaammm
canım.
- Bana tamam deme, yap!
Sinan 4 çocuklu bir ailenin 3. çocuğuydu. En büyük hayali bitirdiği öğretmenlik bölümünden bir devlet okuluna atanabilmekti. Yıllarca dershanelerde öğretmenlik yapmış ancak istediği maaşı alamamıştı. Mutlu bir evliliği vardı ancak eşinin kendisinden fazla kazanması, ona içten içe kötü hissettiriyordu. Her yıl bayramlardaki akraba gezmelerindeki atanma sorulardan sıkılmıştı. Artık güçlü görünmek, kendi işinin patronu olmak istiyordu.