Deneyimsel Tasarım Öğretisi Seminerleri Hakkında Düşüncelerim
Bu hayatta her insan mutlu ve başarılı olmak ister…
Bunun için,
- Sevdiği insanla yuva kurmak,
- Bir sınavda başarılı olmak,
- Hayalini kurduğu mesleği yapmak,
Bu hayatta her insan mutlu ve başarılı olmak ister…
Bunun için,
Selin odasında yatağında yan şekilde yatmış elindeki telefonuyla oynuyor, internette geziniyordu. Şimdilerde bu internette dolanmaya internet sörfü diyorlardı. Gerçekten de öyleydi, o sayfan başka sayfaya geçiyor birkaç saniyelik videolar gözünün önünden geçip gidiyordu. Dalganın üstündeki saniyelik hareketler gibiydi. Ama bu sörfün sonu yoktu, bir oraya bir buraya derken hiçbir şey yapmadan ekran başında saatleri akıp gidiyordu.
İnsanların
birbirini anlamakta zorlandığı, bu nedenle de birbiriyle iletişimlerinin kopma
noktasına geldiği bir dönemdeyiz. Tam da böyle bir dönemde ilginç bir yazı ile
karşılaştım.
Peki, neydi bu yazı?
Sevda yine işten geç dönmüştü. İşyerinde muhasebe servisinde çalışıyordu. Yıl sonu olduğunda iş yükü iki katı kadar artıyordu. Ona rağmen hiç yüksünmeden şikâyet etmeden çalışırdı, seviyordu da işini. On iki yıldır aynı yerdeydi.
Her gecenin bir aydınlığı vardır. Yeni bir gün başlıyordu. Güneş ışıkları odanın içine süzülürken, dışarıdan gelen araba sesleri de çoğalmaya başlamıştı. Cemre zorlanarak gözlerini açtı.
Yağmurun sesi ve sobanın sıcaklığıyla özlem duyduğu kış atmosferini yakalayacaktı sonunda. Sobalı evde kalmayalı ne kadar da zaman olmuştu? Anneannesi telefonda konuşurken onu sıkı sıkı tembihlemişti.:
-Buralar çok soğuk, sıkı giyin gel. Kaloriferli evlere benzemez.
Anahtarı tam kilide yerleştirmek üzereyken açılmıştı kapı. Ardından kocaman siyah gözleri ve kıvırcık saçlarıyla onu heyecanla bekleyen biri vardı. Daha içeri doğru ilk adımıatacakken “Anneaaa anneeaa” diye atlamıştı bacaklarına.