ÇOCUK DA YAPARIM KARİYER DE
Güzel bir sonbahar günüydü. Kapı
açıldığında çalan müzik içeri çekiyordu. İçeri girince bordo kumaşla kaplı, üstünde yeşil kadife yastıklarla süslenmiş koltuklar, onlar uyumlu
aydınlatma fark ediliyordu. Koltuk sayısı, mekana göre biraz fazlaydı. Genellikle
öğrencilere hitap ediyordu. Çalışma masaları, birkaç öğrencinin çalışabileceği
büyüklükte seçilmişti. O yüzden de kafede müzik sesinin yanı sıra bir gürültü
de vardı. Diğer taraftan mutfaktan gelen yeni pişmiş kruvasan kokuları etrafı
sarmıştı.
‘’Çocukla kariyer çokta kolay
olmuyormuş’’ dedi Selin. Öğle arası bir kahve için arkadaşı yanına uğramıştı. Ne zamandır
görüşemediklerinden, bu sefer kısa süreli de olsa görüşmeye karar vermişlerdi.
Anlatacak bir şeyler birikmişti yine demek ki…
Esra çocukluk arkadaşıydı,
aralarından su sızmazdı.
‘’Neden böyle söylüyorsun? Sen çok severek
açmadın mı bu kafeyi?’’ diye sordu Esra.
‘’Çok severek
açtım, haklısın. Ne hayaller kurdum burayı açmak
için. Daha sonra yeni şubelerini de açacaktım farklı yerlerde. Sonra da dünyaya
açılmak istiyordum… Ama kafe açıldıktan kısa bir süre sonra evlendim ve anne de oldum. Hepsini bir arada idare
etmek zorlaştı. Çok yoruluyorum
ve kafedeki işleri de tam oturtamadım. İşinin başında durmayınca bir şeyler
aksıyor. Ama evin ihtiyaçları da var… Bebeğim, eşim… Nasıl yapacağımı bilemez
oldum.’’
İnsan, her şeyin aynı anda
olmasını istediğinde, hiçbir şeye
yetişemez hale gelir. Oysa hayat, her şeyi bir sıraya koymuştur. Biz farkında
olmasakta süreç bu şekilde işler. İnsan, henüz yürümeden koşmak ister, birden
30 kilo vermek ister, koşa sürede zengin olmak, hemencecik kendi işinin patronu
olmak ister.
Neden mi?
Çünkü insan sabredemez...
Biraz acıya, biraz hazza, biraz
da beklemeye ihtiyacı vardır... Aslında bu sürece sabredebilse, istediği
başarıya ulaşacaktır.
Selin de kafeyi çok severek
açmıştı. Geçmişte bir kafede çalışmayı da deneyimlemişti.. ‘’Ben de yapabilirim.
Neden başkasının işyerinde çalışacağıma kendi işimin patronu olmayım ki?” diye düşünmüştü.
Eşi Mehmet’le de bu kafede
tanışmışlardı.. Hemen evlenmeye karar vermişlerdi. Evli olmakla ilgili yepyeni
bir sürecin içine girmişti. Ev işleri, misafirler, bir insanla yeniden uyum
sağlamaya çalışmak derken birden çok fazla şeyle uğraşmak zorunda kalmış. Bir de anne
olmak isteyince, hiçbirine yetişemez olmuştu. ‘’Ben ne yaptım?’’ diye kendine kızıyordu..
İnsan sadece sanayide veya berber
dükkanında çırak olmaz yaşantısında. Hayatın her alanında, yeni bir şeye
başladığında, çırak olarak başlar... Ticarette, arkadaşlıkta, sporda,
öğrencilikte, evlilikte, ebeveynlikte… Çıraklık, konu ne olursa olsun, o
alandaki en zor ve yorucu süreçtir. Çünkü bir şeye yeni başladığında çok enerji
gerekir. İşte bu yüzden insanın birden
fazla alanda yeni çıraklıkları kaldırmaya gücü yetmez. Birkaç çıraklığı aynı
anda başlatan biri, gücü yetmediğinde kendini başarısız ve mutsuz hisseder.
‘’Bu
kadar büyük işlerde, aynı anda çıraklık başlatman hata oldu’’ dedi
Esra. ‘’Keşke sırayla ilerleseydin. Ve birini belli
bir yere getirdiğin zaman, diğerine
geçseydin.’’
O da yeni gittiği “Başarı Psikolojisi” seminerinde duymuştu bunları. Arkadaşıyla görüştüğünde fark
etti, bu bilgiyi öğrenmenin kıymetini… Bir işe nasıl başlanacağını ve nasıl
devam ettirileceğini öğrenmek, başarılı olmanın yöntemiydi.
Her yeni sürecin çıraklığı, kalfalığı ve ustalığı olur. Hepsinde de farklı sorular ve verilmesi gereken farklı cevaplar vardır. Önemli olan gerçek yöntemlerle sürece uyum sağlamaktır…
***
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***


Önemli olan gerçek yöntemlerle sürece uyum sağlamaktır… 👏
YanıtlaSilİnsanın her gördüğü ağaçtan meyve alası gelse de biri bitmeden diğer işlere geçmemek gerekir. En azından bir seviyeye gelmeden yenisine başlamamak en doğrusudur
YanıtlaSilNe kadar doğru, ne yaşadıklarımı anlatan bir yazı ve bu bilgilere daha önce sahip olsaydım çok daha farklı yön verirebilirdim dediğim konular…
YanıtlaSilHic bir sey disardan gorundugu kadar iyi ya da kotu degil.. ozendigimiz, elde etmek istedigjmuz her seyin bedeliyle beraber kucagimiza dusecegini bilip iyi hesap etmek gerekiyor sanirim.. zorlanacagi ya da rahat edecegi yerleri az cok kestirebilirse insan her surecinde daha az hayal kirikligu ve daha cok basari olur...
YanıtlaSil