BAŞARI “GELİYORUM” DEDİ


BAŞARI "GELİYORUM" DEDİ

Yağmurlu bir Kasım sabahı, Elif elinde çayı, gözleri pencerede, içinden geçen düşüncelerle savaşıyordu. Lise son sınıfa başlamış ama sınav kaygısı şimdiden omuzlarına yük olmuştu. Ailesi maddi olarak zor durumdaydı, özel ders ya da dershane onun için bir lüks sayılırdı. Ama hayalleri büyüktü: Tıp fakültesini kazanmak istiyordu. 

Bir gün sınıfta öğretmeni, "Başarı tesadüf değildir. Emek, istikrar ve inanç ister." dediğinde, Elif bir karar verdi. Bir sonuç istiyorsa onu o sonuca götürecek sebepleri oluşturmalıydı. O gün, sınava tam 300 gün vardı. Her güne bir hedef koydu.

İnternetten ücretsiz kaynaklar buldu, kütüphanelerde saatler geçirdi, soru çözüm videoları izledi. Uykusuz kaldı, bazen yorgun düştü. Arkadaşları dışarı çıkarken o masasında oturuyordu. Ama vazgeçmedi. Defterlerinin kenarına hep aynı cümleyi yazıyordu: "Hedefime bir adım daha yaklaştım.’’

Deneme sınavlarında bazen geriledi, ağladığı geceler oldu. Ama sabah uyandığında yine masasına oturdu. Çünkü biliyordu: Başarı küçük adımlarla başlar, her adım bir sonrakine güç verir.

Ve nihayet sınav günü geldi. Elif sınav salonuna girerken kalbi küt küt atıyordu ama içinde tuhaf bir huzur vardı. Çünkü elinden gelenin en iyisini yapmıştı.

Aylar sonra sonuçlar açıklandığında, Elif tablosuna inanamıyordu. Türkiye genelinde ilk 1.000'e girmişti. Tıp fakültesi onu bekliyordu.

O gün, ailesiyle birlikte kutlama yaparken gözleri doldu. Onca emek, onca uykusuz gece… Hepsi bir anlam kazanmıştı.

Elif artık sadece bir öğrenci değil, bir başarı hikayesiydi.


Hayatta bazı yollar dikenlidir. Bu yollar, sadece sabırla ve azimle yürüyenlere açılır. Üniversite sınavı da bu yollardan biridir. Binlerce gencin hayalini süsleyen meslekler, yaşamlarını değiştirecek şehirler ve okullar, bu sınavla şekillenir. Ancak bu başarı, tesadüflerle değil; emekle, kararlılıkla ve inançla kazanılır.

Elif’in hikayesi tam da bu gerçeği yansıtır. Zor bir yaşamdan gelen, imkânları sınırlı bir genç kızdı Elif. Dershane yoktu, özel ders yoktu, ama bir hedefi vardı. Tıp fakültesi. Hedefine ulaşmak için gösterdiği gayret, her geçen gün artıyordu. Kütüphanelerde geçen saatler, izlenen ders videoları, sabaha kadar çözülmüş deneme sınavları… Tüm bu emekler, onun azminin birer göstergesiydi.

Elif’in zaman zaman morali bozuldu, bazen başarısız olduğunu düşündü. Ancak hiçbir zaman pes etmedi. Çünkü o, başarının bir günde gelmeyeceğini biliyordu. Uykusuz gecelerin, gözyaşlarının ve fedakârlıkların bir anlamı olacaktı. Ve sonunda oldu da. Sınav sonucunda ilk 1.000’e girerek hayalini gerçekleştirdi.


Elif’in öyküsü ile: Gerçek başarının, zorluklara rağmen mücadele edebilenlerin, başarının gücünün, kararlılık ve inançtan aldığını, üniversite sınavı gibi zor süreçlerde bile, azimle çalışan bir insanın önünde hiçbir engel duramayacağını öğreniyoruz.

Sonuç olarak, Elif’in hikayesi sadece bir başarı hikayesi değil, aynı zamanda bir ilham kaynağıdır. Bizler de hayallerimizden vazgeçmemeli, emeğin nice kapılar açacağını unutmamalıyız. Çünkü emek varsa, umut vardır; umut varsa, başarı kaçınılmazdır.


 ***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

 ***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder