SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ

  


BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ

Evvel zaman içinde,

Kalbur saman içinde,

Develer berber iken,

Pireler tellal iken,

Ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken,

Çok uzak diyarlardan birinde güzeller güzeli bir prenses yaşarmış. Güzel prenses kötü kalpli cadı tarafından esir alınmış ve bir türlü kurtulamıyormuş. E tabi bu uzak diyarda bir de yakışıklı mı yakışıklı beyaz atlı prens varmış. Haberi alınca, hemen düşmüş yollara…

Prensesi kurtarmak için atlamış beyaz atına, sürmüş dörtnala…

Cadının şatosuna varmış, prensesi kurtarmış.

Velhasıl kelam onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine…

Sahi sonra ne olmuş?

Mesela prens maç izlerken hakeme sinirlenip elindeki patlamış mısırları televizyona fırlatmamış mı hiç?

Ya da prenses yaptığı yemeği, ütülediği gömleği yakmamış mı hiç?

Prens çoraplarını koltuğun yanına sıkıştırıp prensesi delirtmemiş mi?

Ya da prensesin temizlik takıntısı prensi çileden çıkarmamış mı?

Ya çocuklarını yetiştirirken, hiç mi problem yaşamamışlar?

Sözlerini dinletemedikleri için ne yapacaklarını şaşırmamışlar mı hiç?

Masallar böyle olsa, okuması hiç de keyifli olmazdı değil mi?

Çünkü masallarda sonsuz bir mutluluk tablosu çizilir ve mutlu sonu gören okuyucu, tebessümle kapatır kitabı… Kimse sonra ne olduğunu merak etmez. Mutlu oldularsa gerisi önemli değilmiş gibi. Asıl öykü bundan sonra başlar oysaki…



Hayatta hiçbir şey sonsuza dek sürmez. 

Kış da biter, yaz da,

     Gece de biter, gündüz de,

     Çocukluk da yetişkinlik de,

     Mutluluk da mutsuzluk da,

     Başarı da başarısızlık da…

Hiçbir şey dümdüz devam etmez. İnişleri çıkışları vardır. Ameliyat masasında hastasını kaybeden doktor ekranda düz bir çizgi görür. Hâlbuki kanlı canlı yaşayan insanın kalp atışları inişlere ve çıkışlara sahiptir. 

Hayatta da inişleri çıkışları olur insanın…

Ticaret yaparken bazen kazanır bazen de kazanamaz,

İkili ilişkisi bazı günler çok güzelken bazısı kâbus gibi olabilir,

Arkadaşlıkta insan bazen sever bazen küser,

Çocuk bazı gün melek gibi usluyken bazı gün yaramazlıklar yapar…

    Mutluluğa ve başarıya giderken insan bazen düşer bazen de kalkar. Bu düşüş ve kalkış onun şifasıdır. 

Daha yükseğe tırmanabilmek için,

Daha uzaktaki hedefi vurabilmek için,

Daha iyi koşabilmek için,

Daha yükseğe zıplayabilmek için, biraz geriye gitmek ve güç toplamak gerekir.

   İnsan topladığı bu güçle karşısına çıkan problemlerle baş edebilmeyi öğrenir. Çünkü hayatın doğasında problem vardır. Okulda önümüze çıkan sınav kağıtları nasıl ki cevapları bildiğimizde bizi bir üst sınıfa geçiriyorsa, problemler de çözmeye başladığımızda bizi hayatın bir üst sınıfına geçirir. İnsan problemle karşılaştığında ondan hemen kurtulmak ister. Ama problem, kurtulmamız için değil, çözmemiz için gelir bize. Eğer çözmez ya da onu görmezden gelirsek, halının altına süpürülen bu toz zerreciği büyüyüp nefesimizi daraltır, evimizin havasını kirletir. O toz zerresini büyümeden hemen temizliyor olmak derin bir nefes almamızı sağlar ve bizi güçlü kılar. Güçlendikçe de daha zor problemler insana daha kolay gelmeye başlar, tıpkı bir bulmaca gibi, zorluk seviyesi arttıkça insan bundan keyif almaya başlar. Çünkü hayatta problem olduğunu kabul etmiş, uyumlanmış ve nasıl çözeceğine odaklanmıştır. Problemsiz hayat yoktur, süpürülmemiş toz zerrecikleri vardır. 

     Tıpkı ilişkilerimizde de olduğu gibi.

     İnsanın;

     Sözünü dinletemediği çocuğu olur,

     Hayatına sormadan müdahale eden ebeveynleri olur,

     Yaptığı işleri beğenmeyen patronu olur, 

     Sorulmadığı halde sürekli akıl veren arkadaşı, komşusu olur,

     Her şeye kulp takan kocası, çok konuşan karısı olur...

   Olur da olur. Tüm bunları kendimize problem edip uyumlanamazsak, çözüm yollarına odaklanamazsak, asıl problem işte o zaman başlar...

    Hayatın iniş ve çıkışlarına bir sörfçü edasıyla ayak uydurabilen ve bundan keyif almayı öğrenenler, masallardaki prens ve prenseslerden daha mutlu ve başarılı hayatlar yaşarlar.


***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***


12 yorum:

  1. Masallar nasıl da hoş geliyor kulağımıza, çünkü hep mutlu sonla bitiyor ve ne olursa olsun sonunda hep baş kahraman yeniyor kötüleri, kurtarıyor masumları.. Peki ya etrafımızda yaşanan masallar? Ya kendi baş rolünü oynadığımız masal? Her zaman çözebiliyor muyuz problemlerimizi? Düşünebilmek ve görebilmek dileğiyle.. kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  2. Probleme uyumlanıp çözüm yolu aramak...ne güzel ifade edilmiş.emeginize kaleminize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  3. Ne kadar ortak ve beraberiz. Ne kadar da aynı problemlerin içindeyiz. Umarım bu sefer çözüm odaklı uyumlanmalar yaşayabiliriz.

    YanıtlaSil
  4. Onlar ermiş muradına… :) keyifle okuduğum bir yazı, ellerinize sağlık. Yani problem hep olacak hayatımızda. O problemi küçücükken çözüm üretmekte, küçücük diye göz çektiğimiz de büyütmek de bizim elimizde…

    YanıtlaSil
  5. İnsan hayatı hep kusursuz devam edecek, hiç bir sorun yaşamayacak zanneder. Halbuki ne çabuk unutur bir hayatın başlangıcında bile hem anne hem de bebek sancı çeker. Bu yüzden unutmamak gerekir ki insan sorunsuz bir yaşam istediğinde mutsuz olmaya başlar...
    Yazanın emeğine sağlık ❤️

    YanıtlaSil
  6. Hayat gerçekten masal gibi olsaydı, mutluluklar diyarı, her ihtiyacı karşılanan ve bunun için de başkasına ihtiyaç duymasaydı insan hiç ilişki kurar mıydı çevresi ile? İhtiyaç doğrultusunda ilişki başlar.. Adam da ihtiyacı karşıladığı müddetçe prens, hanım da ihtiyacı karşıladığı müddetçe prenses olur...☺️ Çok güzel bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Doğru denmiş problemsiz hayat yok... Ve her geceden sonra mutlaka bir sabaha uyanıyorsun..Emeğinize sağlık çok anlamlı bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  8. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  9. Ne kadar güzel ifade edilmiş. Kaleminize sağlık...
    İnsan gerçeğe yakın olduklarında beklentilerini de yönetebiliyorlar. Tekrar teşekkürler...

    YanıtlaSil
  10. Beklentimizin gerçeklikten uzaklaştırıldığını yeni yeni anlıyoruz...Halbuki hayat hiçbir zaman düz bir yol olmadı…

    YanıtlaSil
  11. Onlar ermiş muradına...... 'dan sonrasını hiç düşünmemiştim bugüne kadar 😅 ne kadar da doğru .. Peki ya sonra ne oldu? Bilinç açıcı yazınız için teşekkürler

    YanıtlaSil
  12. Olaylara geniş pencereden bakabilmek adına bir kapı araladı zihinde kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil