OLDUĞUN YERDE KÖKLENMEK
Her canlı, var olduğu yeri bir şekilde evine
dönüştürmeye çalışır.
Bitkiler için bu daha görünürdür: Kök salarlar. Toprağın altına uzanan ince
damarlarla hayata tutunurlar.
İklim ne kadar sertleşirse sertleşsin, suya ne kadar geç ulaşsalar da köklerinden güç alırlar. Oldukları yerden pes etmeden yaşamaya devam ederler.
Her hayvanın da ait olduğu bir yer vardır.
Orada beslenir, orada barınır, orada ürer.
Varlığıyla çevresini şekillendirir, alışkanlıklarıyla o yeri “ev”e dönüştürür.
Bir tilki, yuvasını hep aynı ormanın derinliklerine kurar. Aynı patikalardan
geçer, aynı taşların altına saklanır. Orman değiştikçe, tilki de değişir. Bir
kuş her sabah aynı ağacın en yüksek dalında öter. Göl kenarına gelen bir geyik,
hep aynı noktadan su içer.
İnsan ise…
İlk engelde kaçmaya meyillidir.
Yabancı bir his çöker içine, rahatsız olur, zorlanır, başka bir yer arar.
Ama belki de mesele kaçmak değil;
Olduğun yerde filizlenmeyi öğrenmektir.
Uzun zamandır yurtdışında yaşayan biri, yeni bir yeri hızla sahiplenmeye çalışır.
İnsanoğlu da öyledir — gittiği her yere, mümkün olduğunca çabuk ait olmaya
çalışır.
Ne kadar erken uyum sağlarsa, hayat o kadar kolaylaşır. Çünkü insan, ait
hissetmediği yerde kök salamaz.
Bitki de öyle, hayvan da…
Evimizde bir dolap, ait olmadığı yere konduğunda huzursuzluk yaratır.
Yemekte malzemeler birbiriyle uyumsuz olduğunda tat bozulur.
İnsan da ruhunun yerini bulamadığında eksik hisseder.
O yüzden mesele kaçmak değil;
Mesele, olduğun yerde köklenmektir.
Köklenmek, sadece toprağa tutunmak değil;
Bir yerle bağ kurmak, hafıza oluşturmak, oraya iz bırakmak, orada var olmaktır.
Peki, kaçmadan nasıl orada uyum sağlanabilir?
Değiştirmeye çalışmadan nasıl dönüştürebiliriz?
Cevap belki de basittir:
Olduğun yerde kalmak ve o yeri anlamak…
Orada, sessizce kök salmak, zamanı ve alanı hissetmek, oraya ait olmak…
***
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
***
Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilUyumlandığın kadar varsın....Ne güzel bir hatırlatma oldu emeğinize sağlık♥️
YanıtlaSilinsan, ait hissetmediği yerde kök salamaz.
YanıtlaSilMesele, olduğun yerde köklenmek
YanıtlaSilBir yerle bağ kurmak, hafıza oluşturmak, oraya iz bırakmak, orada var olmaktır. Ne güzel ifade etmişsiniz :)
Kök salmak ve her alanda bağ kurmak… çok güzel bir ilişkilendirme olmuş.
YanıtlaSilKaleminize sağlık hocam 😊
İnsanda tıpkı ağaçlar gibi yaşadığı yere kök saldığı zaman daha güçlü rüzgarlara dayanabilir. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilMesele kaçmak değil… köklenmek 👏
YanıtlaSilÇok farklı bir bakış açısı olmuş, çünkü insan hep kaçmaya meylediyor...
YanıtlaSilEllerinize sağlık çok güzel ve derin bir makale
YanıtlaSilKök salındığında, bulunduğu toprağa, çevredeki diğer bitkilere de yararlı bakteri, mantar ve kimyasallar sağlar. Bir orman, önce bir otun, sonra bir çalının, sonra bir ağacın kök salması ile orman olmaya ilerler.
YanıtlaSilKök salmak için de kabullenmek gerekiyor degil mi?
YanıtlaSilİnsan olduğu yeri anlamadan da o yerde kalamaz.. bu sebeple orayı anlayabildiğinde kabul edebilir orayı dönüştürebilir olur…
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık
YanıtlaSilnasıl ki kök salmayana meyve yok, uyumlanmayana iyi ilişki yok bu hayatta :)
YanıtlaSilbir yerle bağ kurmak, hafıza oluşturmak, oraya iz bırakmak, köklenmek. ..emeğinize sağlık çok anlamlı
YanıtlaSilKökü olmayan yaşayamaz. Ne güzel benzetme. Elinize sağlık 👏👏
YanıtlaSilKök salmak gerçekten önemli kök salamaz ait olamazsak bu en çok da bizi yorar…
YanıtlaSilEmeğinize sağlık :)