SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ

KISIR DÖNGÜDEN ÇIKIŞ

 



 KISIR DÖNGÜDEN ÇIKIŞ 

Mercan, sürekli yaşadığı problemi bir kez daha yaşıyordu. Kendi kendine, "Neden bunu yapıyorsun kendine?" diye soruyordu. İş yerinde müşteriye sunacağı tarihi önceden belli olan bir proje teslimi vardı. "30 günün var." demişlerdi. Mercan ilk duyduğunda, "30 gün mü? Çok iyi, bu proje 30 gün sürmez ki." demişti. Şimdi ise 4 günü kalmıştı. Hiçbir hazırlığı yoktu. Üstelik, ertesi gün yatılı misafirleri gelecekti. Evde olmadığı için şubeye gönderilen kargosunu gidip alması gerekiyordu. Üstüne buzdolabı ara ara garip bir ses çıkarıyordu, buzluktaki etler için endişelenmişti. Tamirci çağırması gerekiyordu. Adeta bütün sorunlar üst üste gelmişti. Aşırı bunalmış hissediyordu. Ne zaman yetiştirecekti? Aynı zamanda panik olmuştu. Paniklediği için de düşünemiyordu. Sabahtan beri başında oturduğu dökümana bakakalmış, tek bir satır bile yazamamıştı. Sakinleşemiyordu da. Ama iş başa düşmüştü; kalan günlerini düşünerek, "Bugün sabahlasam mı acaba?" diye plan yapıyordu.

Artık canına tak etmişti. Bu huyundan hiç hoşlanmıyordu. Projenin verildiği haftayı düşündü; "Aman, daha 3 haftam var, yaparım," deyip her gece işten sonra dışarı çıkmıştı. 2 hafta kala, bir diziye başlamıştı; o kadar heyecanlıydı ki, ardı ardına bölümleri izlemişti. Son 1 hafta kala, birden gardolabını düzenlemek istemişti; kıyafetlerin hepsini odanın ortasına yığmıştı. 2 saat sonra enerjisi çekilmiş gibi hissetmiş, kalan 3 gün boyunca o yığınla uğraşmıştı.

Kafasını dağıtmak için sosyal medyada gezinmeye başladı. Dikkatini tam vermeden ardı ardına videoları geçiyordu. Birden kendisiyle aynı problemi yaşayan birinin konuşmasına denk geldi. Karşısına çıkan videolara pek dikkat etmezken, bu sefer kendisiyle aynı problemi yaşayan kişinin sorunu anlatış biçimine ister istemez kulak kesildi: "Yapacağım şeyleri sürekli düşünüyordum ama harekete geçemiyordum." diyordu konuşan kişi ve devam etti. “Halbuki kafanın arka planında sürekli yapıp edeceklerini düşünmek ne kadar da rahatsız edici bir şey.” Aynı problemi yaşayan Mercan, kendi kendine "Evet, evet, ben de aynıyım," diye bağırarak pür dikkat izlemeye devam etti. Bir yandan da düşünüyordu; adeta mutfakta davlumbazı açtıktan bir süre sonra kapatınca, "Ohh be, dünya varmış, ne kadar da çok ses çıkarıyormuş." demek gibiydi.


Konuşan kişi, yapması gereken bir şey olduğunda hemen o konu ile ilgili harekete geçtiğini anlatmaya başladı. Küçük bir hareket olabilir; "Bir yazı yazmam gerekiyorsa, hemen açıp birkaç cümle yazıyorum," dedi. Sonrasında, bu küçük adımların işi yapma isteğini nasıl artırdığından bahsediyordu. Yani 0’ı 1 yapıyordu. Küçük ama sürekli adımlarla, yapacağı işleri sürekli düşünmeden nasıl zamanında yapmaya başladığını anlattı.

Mercan da düşündü: Evet, en büyük problemlerinden biri, ilk başta bir baskı hissetmediği için gevşek davranmasıydı ve bu da onun sürekli ertelemesine sebep oluyordu. 1-2 cümle yazmak gözünde önemsiz geliyordu. Hep o mükemmel anı bekliyordu. "Başına otururum, sakin bir an olması lazım; şimdi yoğunum, kahvemi ya da çayımı alırım, biraz da atıştırmalık... En azından 2 sayfayı bitiririm." diye diye başlamadan geçen 3 hafta..

Halbuki her gün 5 satır yazsa, 30 günde işi çoktan bitmişti. Şimdi ise bitirme baskısını hissediyordu. Omuzlarında sanki biri oturuyordu.

Lise ve üniversite zamanlarını düşündü. O zamanlar da aynıydı; verilen ödevleri hep son ana bırakırdı. Hiçbir ödevi teslim etmemezlik yapmamıştı, ama teslim ettikleri de iyi olmazdı. Hep son dakikada yapılmış, aceleyle bitirilmiş ödevlerdi. Sınavlara çalışırken de aynı şeyi yapardı. Sınav haftası onun için tam bir işkence olurdu. Bir de aynı güne 2-3 sınav konulursa, eyvah eyvah! Zaten son gün çalışabilirdi; 2-3 farklı derse nasıl çalışacağını düşünüp endişelenir, son gece sabahlayarak sınavlara girerdi.


Halbuki anlamalıydı. Daha ne kadar fazla hayat, bu sorununu gözüne sokabilirdi? Ertelenen her şeyin büyüdüğünü, en basit işin bile bir yük haline geldiğini fark etmeliydi artık. Er başlamalıydı. Er başladığında, büyük bir problem bile olsa, üzerine çalışmaya başladığı an adeta dışarıdan destek almış gibi çözülecekti…

Mercan o an kendine söz verdi:

“Bu sondu. Bundan sonra o mükemmel anı beklemeyecekti. Yaptığı ufak başlangıçları küçümsemeyecekti. Her şeyden en önemlisi er başlayıp basite disiplin olacaktı.”

Küçük bir not kağıdına yazdı bu cümleleri ve boy aynasının yanına yapıştırdı. Her gün bu küçük not kağıdına yazdıklarına bakıp hatırlayacaktı kendine verdiği sözü.

 


  ***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***

23 yorum:

  1. Günlük hayatın içinde hepimizin yaşadığı bir problem.. erteleme problemi.. ne güzel değinmişsiniz kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  2. 0’ı 1 yapmak istiyorsan erteleme ☺️
    Her şey o küçük adımla başlıyor. Ne güzel anlatılmış, kaleminize sağlık hocam 🌸

    YanıtlaSil
  3. Gerçekten ertelemek mikrop gibi bir alışkanlık, hayatın her yerine yayılıyor. Zıttına bakıp strateji üretmek çok mantıklıymış, "ER BAŞLAMAK"... Çok teşekkürler

    YanıtlaSil
  4. Hep o en iyi anı beklemek bizi yapmamız gerekenlerin en uzağına atıyor. Basiti küçümsemeyip ufak ufak adımlar atsak farkına varmadan yol alacağız halbuki... Kaleminize sağlık, yaşamış gibi oldum... :)

    YanıtlaSil
  5. Er başlamak ve basite disipline olmak.. İlaç gibi geldi, umarım şifa olsun 🌹 Kaleminize sağlık ..

    YanıtlaSil
  6. Çok ihtiyacım olan bir dönemdi, çok iyi geldi teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  7. Çağın hastalıklarından biri...
    Ne güzel anlatmışsınız

    YanıtlaSil
  8. 👍🏻👍🏻👍🏻👍🏻👍🏻

    YanıtlaSil
  9. Başlamışken tam olsun derken derken geçen zaman tuzak oluyor.
    Ortak problemlerimizi içine alan bir yazı olmuş. Kalemine sağlık🥰

    YanıtlaSil
  10. Yazıyı okurken ‘aa ben’ dedim. Yaşadığım her şey tam olarak burda yazan gibi. Çözüme hemen başlamak lazım yani er başlamak… Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  11. Hepimizin yaşadığı probleme ne güzel bir yöntem sunmuşsunuz. Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  12. Kaleminize sağlık sanki beni anlatmışsınız gibi bir his :)

    YanıtlaSil
  13. Aslında şöyle düşünsek işin içinden daha kolay çıkacağız; Uyandığımız her sabah yeniden başlangıçsa nasıl “mükemmel an” diye bir şey olsun. Olamaz ki! Geçmişte mi şimdide mi gelecekte mi bu an? Öyleyse nasıl yine yeniden başlama hakkımız olabiliyor😊

    YanıtlaSil
  14. Duygularıma tercüman olan bir yazı olmuş :) Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  15. Ufak ufak başlamak, bunu da küçük görmemek güzel şeylerin başlangıcı olabilir. Kaleminize sağlık, ders niteliğindeydi :)

    YanıtlaSil
  16. Çoğumuzun yaşadığı bu problemi cozumuyle ne güzel anlatmissiniz, ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  17. Ne kadar güzel bir hatırlatma erteleyenler için, kaleminize saglik ;))

    YanıtlaSil
  18. Bir an Mercan ben miyim diye düşündüm 🙈 o ne güzel dersini çıkarmkş, darısı başıma 🥰

    YanıtlaSil
  19. O müthiş an'ı daha ne kadar bekleyeceğim derken :) tam da şimdi iki arada bi deredeyken başlıyorum.. haydi bakalım 👍
    Kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  20. Tam anlamıyla beni anlatmış erteledigim herşey büyüyor

    YanıtlaSil
  21. Basite disipline olmak ve er başlamak o kadar önemli ki... Bütün telaşı, eyvahları, hataları azaltacak bir konu. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  22. Ertelemek kısır döngünün çıkış yolu...ellerimize sağlık. ✍️

    YanıtlaSil
  23. Harekete geçmedikçe insan, başkasını hareketini kendi hareketi zannetmeye başlıyor. Bu konu ne kadar ciddi ve önemli. Teşekkürler,

    YanıtlaSil