ÜRETİM ÖZ DİSİPLİNLE BAŞLAR 

40 kişilik üretim yapan bir firmanın genel müdürlüğünü yapıyordu Eren. Sabah yine işe gittiğinde yine aynı manzara ile karşılaşmıştı. Anlam veremiyordu bir türlü olana…

Yine sabah gelir gelmez bir sürü makinenin arıza yaptığını öğrendi. Arızalar yetmiyormuş gibi bir de iş teslimlerinin olduğu günler çalışanların bilgi vermeden işe gelmemeleriyle 1 aydır üretimden istediği verimi alamadığını fark etti. Yaz dönemiydi üstelik, iş hacmi de çok düşüktü.

İşleri zar zor 2-3 gün gecikmeli de olsa teslim ediyorlardı ama bazı işlerde kalite ile ilgili olumsuz geri dönüş alıyorlardı. Teslim ettikleri işleri adreslerinden geri alıp kalite kontrolünü yapıp yeniden teslim etmeler başlamıştı artık. Bazı işler çift kontrollü ilerlemeye başlamıştı.

Çalışanlar hem yaz rehavetine kapılıp hem de işlerin azlığı sebebiyle daha da çalışmalarını gevşetmişlerdi. Geç gelmeler, işe hiç gelmemeler, yapılan işin kalitesine dikkat etmemeler ve en önemlisi de bu ihmallerden makinelerde arızalar oluşmaya başlamasıydı.

Nerede hata yaptığını düşünmeye başladı Eren.

‘Bu hayatta hiçbir şey bir anda olmaz, mutlaka öncesinde bir işaret verir.’

Bunu biliyordu Eren. Şu an yaşadığı kaosun aslında işareti daha önce verildiyse Eren bunu nasıl göremediğini düşünmeye başladı.

Bu konuya bilincini verdiğinde problemin sebeplerini de görmeye başladı. Sonbahar döneminde Eren’in şirketinin satışları ve üretim bandındaki işler şirketin hacmini dolduracak şekilde idi. İşlerin yoğunluğu sebebiyle Eren bu sürecin yıl sonuna kadar böyle devam edeceğini düşündü. Satış ve pazarlama bölümü ile yaptığı haftalık toplantıları, ayda 1 yapmaya başlamıştı. Haftalık üretim toplantılarına girmemeye ve sürecin kontrolünü sadece bölüm şeflerine bırakmaya başladı. Yaptığı bu hamle doğrudan önce satış ekibine ve daha sonra da aslında üretim bölümüne yansıyacağından habersizdi. Oysa basite disipline olmak, süreçlerde erken davranmak, hareketi durdurmamak özellikle üretim yapan bir firma için çok önemli idi.

Kendi kendine kızmaya başladı. “Nasıl böyle bir hata yaptım?” diye düşünürken onu yetiştiren müdürünün söyledikleri geldi birden aklına.

Müdürü işlerinde her zaman;

-Er olması gerektiğini,

-Basite disipline olması gerektiğini,

-Ne olursa olsun şirkette dönen tekeri, iş hacmini hiçbir zaman durdurmaması gerektiğini ve tüketimin üretimi geçmemesi gerektiğini nasihat ederdi.

Oysa o ne yapmıştı… Anlık işlerin yoğunluğuyla önce kendi üretimini yavaşlatmış ve işlerle ilgilenmemeye başlamıştı. Yaz dönemine gelince işler nasılda tersine dönmüştü. Kendi rehaveti önce satışların durmasına sebebiyet vermişti. Üretimde iş azlığı sebebiyle çalışanlar öz disiplinini kaybedip, işe bilinç vermek yerine sohbet muhabbete dalmışlardı. Bu sebeple giden işlerde de kalite problemi çıkmaya başlamıştı. İşaretler verilmişti Eren’e ama o bunların farkında olmadığı için ertelenen her şey büyümüş ve çığ gibi olmuştu.

Önünde kocaman bir problem paketi vardı çözmesi gereken… Çözüm için önce kendinden başlayacaktı. Hayatındaki yetki ve sorumlulukların farkına varıp, her zaman bulunduğu konumun hakkını verebilenlerden olacaktı. Fark ettiği tüm eksikliklerin ve yanlışların hemen üzerine gidip adım adım sıkıntı yaşanan bölümlere müdahale edecekti. Yanlışın nereden başladığını ve nereye kadar geldiğini biliyordu. Oda tekrar adım adım geri dönecek ve yapılan yanlışları adım adım çözerek ilerlemeye devam edecekti. Hemen düzelmeyecek, bugünden yarına toparlanmayacaktı hiçbir şey bunun farkındaydı. Hatta belki bir süre daha kötü gidecekti tüm işler bunu da biliyordu. Ama şunu da biliyordu ki ümidini yitirmeden, pes etmeden, azim ve sabırla bu işleri isterse toparlayabilirdi.

 ***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***