SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ

Yetkili Olmayanın Girmesi Tehlikeli Ve Yasaktır!

 Yetki ve Sorumluluk

Yetkili Olmayanın Girmesi Tehlikeli Ve Yasaktır!

Büyük bir elektrik kesintisi olmuş, alelacele ortağını aramıştı. Ortağı Tolga, ona birazdan yola çıkacağını söylemiş, sorumlu teknik personeli de haberdar etmesini isteyerek telefonu kapatmıştı.

Serhat, çocukluğundan beri hayalini kurduğu işi yapıyordu ve aklına geldikçe bunun için çokça şükrederdi. Çok sevdiği işinin, sevmediği kısımlarına dahi seve seve katlanmıştı ve bundan hiç gocunmamıştı. “Her işte iniş de olur çıkış da...” diye düşünürdü. İlk ofisinin, tuvaletine varana kadar kendisi temizlemiş, misafirlerinin çayını kahvesini kendi elleriyle hazırlamıştı. Tırnaklarıyla kazıyarak buralara getirdiği işini, öyle bir iki sarsıntıya bırakacak da değildi.

İşi piyasada tuttukça, büyüdükçe, kendisine pek çok ortaklık teklifi gelmişti... Ancak içine sinen birisi çıkmamıştı. Ortak alacaksa güvendiği, aklına yatan biri olmalıydı. Kuzeni Tolga, yurt dışından yeni dönmüştü. Biraz sorumsuz bir tipti ama ailesinin ısrarı ve maddi imkanının el vermesiyle güzel üniversitelerde okuma imkanı olmuştu. “En azından akrabam, hem de yıllardır bunca imkanla bir şeyler öğrenmiştir herhalde...” diye düşünerek Tolga’yı ortaklığa kabul etti. Tolga, şirkete ortaktı ama sonraları sadece mali konularda ortaklığa dahil olmuştu.

Geldiği günden beri ufak tefek şikayetleri vardı ama tolere edilmeyecek şeyler değildi. Yurt dışı görmüş adamdı sonuçta... Tabii ki buradaki sistemde eksiklikler görecekti. Zaman geçtikçe, mali ortak olmaktan ziyade, çok fazla alana müdahale etmeye başlamıştı Tolga. Serhat, haklı olarak, elleriyle büyüttüğü şirketine başkasının bu kadar müdahale etmesine içerliyordu. Kuzeni de olsa bu işin başından beri kendisi uğraşmıştı, zorlanmıştı, bir noktaya getirebilmişti. Konuya ciddi hakimiyeti vardı. Nereden ne gelir iyi biliyordu.

Yetki ve Sorumluluk

Şimdi de, onlarca kişiye ekmek kapısı olan bir şirketin temellerini atmıştı. O zorluklardan geçmeyen, sorumluluğunu yüklenmeyen birinin bu kadar söz sahibi olması ona doğru gelmiyordu. Birkaç kez güzellikle anlatmaya çalıştı. Kendisinden habersiz hamle yapmaması, çalışanlara vaatte bulunmaması, bir bilgi aktarmaması konusunda çok kez konuşmuşlardı. Tolga her seferinde tamam dese de, bir durum olduğunda yine bildiğini okuyordu.

O gün de Serhat yola çıkacağını belirtmiş ve birkaç kez özellikle söylemişti;

“Teknik personeli haberdar et Tolga... Biz gelene kadar bir şeye dokunma. Anladın mı Tolga? Bak elektrik başka bir şeye benzemez, tamam mı Tolga?…”

“Of! Tamam Serhat, abartma sen de, bekliyorum hadi..."

Telefonu kapatmışlardı ama Serhat'ın içi hiç rahat değildi. Koca üretim departmanı, bir saattir Tolga'ya emanetti. 

Tolga, kapıdaki tüm uyarılara ve Serhat'ın özellikle tembihlemesine rağmen ana elektrik odasına girdi.

“Ne olacak canım! Bunun içinde teknik personelin gelmesini bekleyelim? Sorun şu kabloda gibi. Şunu diğeriyle değiştirirsek bir şey olmaz herhalde...” diyerek kurcalamaya başladı.

Ve sistem sakince kapanarak bir daha da açılmadı. 

“Neyse, bizim tekniker gelince halleder...” diyerek odadan çıktı. 

Ancak teknik personel geldiğinde çok iç açıcı konuşamadı:

“Tolga Bey, bu benim yetkimi aşıyor artık. Maalesef ana merkezden halledilmesi gerekecek. Onların da gelmesi, incelemesi, raporlaması, müdahalesi derken en az bir hafta-on gün üretime geçemeyiz.”

Serhat şimdi ne desindi? Bir hafta-on gün üretimin durması demek ciddi anlamda zarar demekti. Kendisi bir şekilde idare ederdi ama ya bu zarardan dolayı çalışanların maaşı gecikirse diye düşünmeden edemedi. Daha da ötesi ya çalışanlara bir şey olsaydı! Artık sinirlenmişti ve Tolga'ya kızarken buldu kendini.

Yetki ve Sorumluluk

“Kaç kere söyledim sana yetkin olmayan, bilmediğin şeylere müdahale etme diye! Ne zaman anlayacaksın? Ya sana bir şey olsaydı, ya vardiyadakilere bir şey olsaydı! On gün üretimin durması ne demek sen biliyor musun? Bir saat bekleyemedin mi? Kaldı ki bir saat değil bir ömür olsa da dokunmayacaktın oraya! Kapıda senin boyun kadar tabela var, onu da mı görmüyorsun? Yetkili olmayanın girmesi tehlikeli ve yasaktır!”

Tolga ne diyeceğini bilemedi. Bu seferki diğerleri gibi değildi. Serhat ne dese haklıydı. Sonuçta bu şirketin sorumluluğunu alan Serhat’tı ve şirket onun yetkisi altındaydı. Teknik konularda da yıllardır bu işin içinde olan Volkan'ın sözü geçmeliydi. Bunun eğitimini alan, sorumluluğunu alan teknik personel oydu.

Tolga yaptığının bundan ibaret olmadığını anladı. Gündelik hayatında da emeği olmayan, bilmediği ve yetkili olmadığı birçok konuda müdahale etmeye meyilliydi. 

“Belki de, hak edenin hak ettiği yerde olması gerekiyordur.” diye düşündü.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Sorumluluk kimde ise yetki ondadır.

Sorumluluğu olmayan yerde yetki sahibi gibi davranmanın bedelinin ne olduğunu acı bir şekilde deneyimlemişti. İnsanın her konuda sınırlarını bilmesi, kendini ölçüp tartması ve ona göre hamle yapması gerektiğini çok iyi anlamıştı. Gerçek yetkisi olan, sorumluluğunu üstlendiği, net bilgisi olduğu konularda hamle yapacağına dair kendine söz verdi. 

Hep gördüğü tabelanın, ne kadar hayatın içinden olduğunu fark etti...

“Yetkili olmayanın girmesi, tehlikeli ve yasaktır.”

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***


10 yorum:

  1. Yetkin kadar müdahale hakkın var! Ne iyi bir hatırlatma👏

    YanıtlaSil
  2. Yetkimiz yokken günlük hayatta ne kadar çok şeye bulaşıyoruz acaba? İş makinası izleyen amcalar gibi inşaatta operatöre neyi nasıl yapacağını söyler gibi sürekli müdahale ediyoruz… sonuçları ne olacak düşünmeden…

    YanıtlaSil
  3. İnsanı uyandıran , herkesin ihtiyacı olan bir bilgi. İnsanların çoğu yetkiyi alıp sorumluluğu başkasına veriyor böylece zalimleşiyor. Nerenin yetkisini aldıysa oranın sorumluluğunu da alır, yetkisi olmayan yere de karışmaz.

    YanıtlaSil
  4. Çok eğitici bir yazı

    YanıtlaSil
  5. Kaleminize sağlık çok güzel bir yazı sorumluluk almayı öğrenemediğimizde yetkili de olamayız çok doğru

    YanıtlaSil
  6. Elinize sağlık. Çok güzel bir öykü.
    İnsanın her konuda sınırlarını bilmesi,
    kendini ölçüp tartması,
    ona göre hamle yapması,
    üzerinde çok çalışılması gereken dersler…

    YanıtlaSil
  7. Kaleminize saglik 🌿

    YanıtlaSil
  8. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  9. Bazen de yetkisi var ama sorumluluk almak istemiyor insan😔 yetkinin de sorumluluğun da hakkını verenlerden olmak dileğiyle... Kaleminize sağlık 🌺

    YanıtlaSil