Bu Kimin Hayatı?

Aylin günlerdir yaşadıklarına inanamıyordu. Biricik yeğeni Nazlı’nın düğünü için ne kadar da hazırlanmıştı. Deyim yerindeyse saçını süpürge etmişti. Nişanın kendi evinde yapılması için ablasına yalvarmıştı. Ona göre teyze evi misafirleri ağırlamak için çok müsaitken ablasının evi yetersizdi. Haftalarca organizasyonun tüm ayrıntılarıyla kendisi ilgilenmişti. Alışveriş için teyze olarak başroldeydi. Bazen ablasına haber vermeyi unutup teyze yeğen tüm ihtiyaçları birlikte karşılıyorlardı.

Yeğeni de onu anne yarısı olarak değil annesi olarak görüyordu. Küçüklüğünden beri Nazlı’nın başı ne zaman sıkışsa Aylin yeğeninin yardımına koşardı. Nazlı ameliyat olduğunda bile annesini değil teyzesini refakatçi olarak istemişti. Bu durum Aylin’in de hoşuna gitmiyor değildi. Sonuçta o da ne zaman çağırsa yeğeni koşa koşa gelirdi. Yeğeni kimseye yapmadığı ayrıcalıkları teyzesi için yapar olmuştu. 

Nazlı küçükken bu durumlar şirinlik olarak değerlendirilse de büyüyünce her birinin ilişkilerinde büyük problemler olmuştu. Ve Nazlı’nın düğün günü ablası Aylin’e herkesin içinde unutamayacağı o sözü söylemişti. “Neden benim sahnemde başrol olmaya çalışıyorsun?” Aylin olaylara hiç bu açıdan bakmamıştı. Keşke ablam haksız olsa diye düşünüyordu. Ama herkes gibi o da ablasının haklı olduğunu sonunda anlamıştı…

İnsanlar bazen bilerek ya da bilmeyerek başkalarının hayatında onların rollerinden daha aktif olabilirler. Bazen anneanne yeni doğum yapmış kızına destek olmak isterken torununa annesi gibi davranabilir. Bu durum uzun sürerse her birinin ilişkisine zarar verebilir. 

Bazen bir baba çocuğunun ödevine destek olmak adına ödevin tamamını yapabilir. Bu konuda marifetlenmesi gereken çocuk maalesef marifetlenemeden okulu bitirebilir. 

Bu durum bazen işte, bazen evde, birçok kişi ile başımıza gelen bir durum olabilir. Başta iyi niyetle başlanmış olsa da sonrasında kişilere zarar verebilir.

Her insan kendi hayatında başrol olmalı…

İnsanlar kendi hayatlarında başrol olduğu zaman başkalarının hayatlarında da dengeye kavuşurlar. Onların alanlarına gereksiz yere girmezler. Ama başkasının hayatında gereğinden fazla söz hakkı olan kişi karşı tarafa verdiği kadar kendi hayatına da zarar verir. Kendi hayatında yetersiz kalır, sahnesi boş olur. Oysa herkese rolü ölçüsünde ihtiyaç vardır. Çocuğun anneye annesi kadar, teyzeye teyzesi kadar ihtiyacı vardır. Her birinin insan hayatında başka görevleri vardır. Her biri kendi alanında güzeldir.

İnsanın kalbe de böbreğe de ihtiyacı vardır. Biri diğerinden daha önemli ya da önemsiz değildir. Her biri ayrı görevlere ve yere sahiptir.  Kalp yerini terk eder ve böbreğin yerine geçmeye çalışırsa bundan hem kalp hem böbrek hem de sistemdeki tüm organlar zarar görür. 

Hayatın her alanında bu kural geçerlidir. Başkasının hayatında başrol olmaya çalışınca bir yerler fazla olurken bir yerler eksik kalır. Ve bundan oradaki herkes zarar görür.

Bir ailede, iş yerinde, hayatın her alanında herkes kendi başrolünde olduğu sürece dengeli ve kaliteli ilişkiler kurulabilir. 

***

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur. 

İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca katkı sağlar.

Deneyimsel Tasarım Öğretisinde anlatılan tüm bilgiler, gerçek bilgiler olup, tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

***